Bilal Erdoğan özetle şunları söyledi:

"Devletin herhangi bir vakfın kasasına para aktarması imkansızdır. Ortak hizmet protokolü denen mevzuatta karşılığı olan mesele var. Kamu kurumu, kamuya yararlı kurumla ortak proje yapılabilir. Diyelim ki para harcanacak iş var, idare doğrudan kendisi yapar. Bunların hepsinin mevzuatı, kanunu var.


VAKIFLAR SORGULANSIN


Türkiye'de bizden önce vakıflar bu iş için kullanılmış, istismar edilmiş. Adı vakıf olan kurumların bazılarının sorgulanması gerekiyor. Ne olur insanlar sorgulasın? Bizle ilgili her şeyi üreten insanlar, o derneklerin ne vakıfçılık yaptığını sorgulasın.


17-25 ARALIK'TA BİR TANE ZİMMET İTHAMI YOK


Mesela bir dernekte şunu tartıştık. Filanca hesabımıza şu kadar para yatırmış. Bunu geri verelim mi? Çünkü filancanın şöyle şöyle beklentileri olabilir. Ben bana bağış yapan insanların ne düşünerek bağış yaptığını bilemem ki. 17-25 Aralık'ta 1 tane zimmet ithamı yok. Herhalde o olsaydı, 17-25 Aralık'ın polisleri, savcıları bunu bu işin içine koyardı.


HİÇBİR ŞEY YAPMAYACAK MIYIM


Ben Türkiye'nin liderinin oğluyum diye hiçbir şey yapmayacak mıyım? Ben birisinin bir işini çözmek için bir kuruş alıyorsam bu rant amacıyladır. Devletin buna karşı önlemi mal beyanıdır. Ben 5 yıllık süreden daha kısa sürede bu mal beyanını verdim"