İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede, SÖZCÜ’nün mali yönden incelendiği ve buna ilişkin ayrıntılı bir rapor hazırlanarak dosyaya sunulduğu ifade edildi. Dilekçede, dosyanın savcılık makamına gönderilerek mütalaa istenilmesinin “eksik ve hatalı” olacağı vurgulanarak, “Yargılama aşamasında toplanılmayan deliller olduğu açıkça görülmektedir. Bilirkişi incelemesi eksik ve hatalıdır. Ayrıca dinlenilmesini istediğimiz tanıklarımız olacaktır. Bu eksiklikler giderilmeden dosyanın mütalaa için savcılık makamına verilmesi doğru değildir. Öncelikle bu eksiklikler giderilmeli, yargılama dosyası tam olarak tekemmül etmeli, ondan sonra mütalaa için savcılık makamına verilmelidir. Bu aşamada verilecek mütalaa eksik ve yetersiz olacaktır” denildi.

Dilekçede, şunlar vurgulandı:

"RESMİ KAYITLARDA SUÇ UNSURU YOKTUR"

“Bu rapor, İstanbul Adli Bilirkişi Komisyon Listesi’nde bulunan ehil uzmanlar tarafından hazırlanmış olup, son derece ayrıntılı bir inceleme ile tanzim edilmiştir. Rapor hazırlanması sırasında hem Estetik Yayıncılık A.Ş’nin (SÖZCÜ Gazetesi yayın sahibi) tüm resmi kayıtları incelenmiş hem de şirket merkezinde fiilen tüm muhasebe kayıtları üzerinde titiz bir çalışma yapılmıştır. Sayın Bilirkişiler tarafından düzenlenen 28 Şubat 2019 tarihli rapora göre Estetik Yayıncılık A.Ş’nin resmi kayıtlarında hiçbir suç unsuru yoktur ve Estetik Yayıncılık A.Ş’nin ortağı Burak Akbay’ın hiçbir suçunun olmadığı ortaya çıkmıştır.”

“BABASININ CENAZESİNE KATILAMAMASI HUKUKSUZLUKTUR”

Yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekilen dilekçede, “Müvekkiller hakkında, haksız ve yersiz suçlamalarla iddianame tanzim edilmesi, müvekkil Burak Akbay hakkında halen yakalama kararının devam ediyor olması ve geçtiğimiz hafta vefat eden babasının cenazesine bu yüzden katılamamış olması büyük bir hukuksuzluk örneğidir. Bu durum vicdanları yaralayan ve insan hayatında telafisi olmayan zararlara yol açan bir durumdur. Bu haksızlık ve hukuksuzluğa derhal son vererek, sunmuş olduğumuz bilirkişi raporu da dikkate alınarak Burak Akbay hakkındaki yakalamanın kaldırılması gerekmektedir" denildi.



"EKSİK HATALI RAPORA İTİRAZ EDİYORUZ"

Hatalı ve eksik rapora da vurgu yapılan dilekçede, "Tarafımızca sunulan mali bilirkişi raporu, soruşturma aşamasında ehil olmayan emniyet mensuplarının yazmış olduğu raporu tamamen çürütmektedir. Yine soruşturma aşamasında bizzat savcılık makamının talebi ile Seyit Bayraktar ve Abdil Yavaş isimli şahıslar tarafından düzenlenen bilirkişi raporundaki eksiklik ve çelişkileri de gidermektedir. Sunmuş olduğumuz mali bilirkişi raporu, çok net ifadelerle gerçek durumu, hakkaniyetli ve tarafsız bir şekilde ortaya koymaktadır. Dolayısı ile soruşturma aşamasında alınan hatalı ve eksik bilirkişi raporlarına göre iddianame tanzim edilmiş olması hukuka uygun olmamıştır. Bu sebeple soruşturma aşamasında alınan eksik ve hatalı raporlara itiraz ediyoruz" ifadelerine yer verildi.



"CUMHURBAŞKANININ 15 TEMMUZ AÇIKLAMASINI İLK VEREN SÖZCÜ"

Avukat İsmail Yılmaz tarafından verilen dilekçede, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın halkı darbeye direnmeye çağırdığı konuşmayı Türkiye ve dünyada ilk veren medya organının SÖZCÜ gazetesi internet sitesi sozcu.com.tr olduğunu ifade edildi.

Dilekçede 15 Temmuz gecesi saat saat şöyle anlatıldı:

“Sayın Mahkemenize bilirkişi inceleme raporu sunulmuştur. Bu rapor hain darbe kalkışmasının yaşandığı 15 Temmuz gecesi ve gecenin devamındaki 16 Temmuz günü sozcu.com.tr haber sitesindeki önemli haberlerin veriliş saati ve şekliyle ilgilidir.

"BÜTÜN HALKI MEYDANLARA BEKLİYORUM"

Bilirkişi raporu incelendiğinde görülecektir ki:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın halkı darbeye karşı direnmeye çağıran ilk açıklaması, SÖZCÜ Gazetesi muhabiri Gökmen Ulu tarafından 16 Temmuz tarihinde saat 00.13’te ilk kez sozcu.com.tr’de ‘Erdoğan’dan ilk açıklama: Bütün halkı meydanlara bekliyorum’ şeklindeki yayınlanmıştır.”

ERDOĞAN'IN ÇAĞRISINI İLK SOZCU.COM.TR DUYURDU
sozcu.com.tr haberi önce ‘Erdoğan birazdan açıklama yapacak’ diye sürmanşetten verdi. Haberin url’si de bu şekilde yer aldı.
Erdoğan saat 00.05'te ilk açıklamasını yapmaya başladı. Açıklamadan hemen sonra ise sozcu.com.tr'nin İstanbul'daki merkezine telefonla ulaşmayı başaran Gökmen Ulu, 'son dakika' haberi olarak bu gelişmeyi yazdırdı ve Erdoğan'ın çağrısı "saat 00:13'te" sozcu.com.tr'de SON DAKİKA haberi olarak 1. manşetten yayınlandı. Bu esnada Erdoğan CNN Türk'e bağlandığı için haberin spotu ''Erdoğan CNN Türk yayına katıldı'' şeklinde değiştirildi.


CNN TÜRK BAĞLANTISI
Erdoğan, sozcu.com.tr'nin Türkiye'ye duyurduğu çağrıyı saat 00:24'te yani 'haberimizden 11 dakika sonra' CNN Türk'e Facetime'la bağlanarak Hande Fırat  aracılığıyla da duyurdu.


SOZCU.COM.TR, DİĞER TÜM HABER SİTELERİNDEN ÖNCE DUYURDU

“Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasını Türkiye’de ve dünyada zaman farkı ile ilk yayınlayan gazete/site SÖZCÜ Gazetesi haber sitesi sozcu.com.tr’dir. Darbeye karşı başlatılan direnmenin ilk açıklaması olan bu beyanatı SÖZCÜ Gazetesi haber sitesi sozcu.com.tr, diğer tüm haber sitelerinden önce duyurarak büyük bir vatanseverlik ve darbe karşıtlığı tavrı sergilemiştir. Bu aynı zamanda çok büyük bir gazetecilik başarısı örneğidir.

"HANDE FIRAT’IN GÖRÜŞMESİ SÖZCÜ’NÜN HABERİNDEN 11 DAKİKA SONRA"

CNN Türk televizyonunda Hande Fırat’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirmiş olduğu görüşme/canlı yayın, SÖZCÜ Gazetesi internet sitesi sozcu.com.tr’de Gökmen Ulu tarafından yapılan bu haberden 11 dakika sonra, 16 Temmuz saat 00.24’te gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanı’nın aynı yöndeki açıklamaları da diğer yayın organlarından çok daha önce SÖZCÜ Gazetesi internet sitesinde yayınlanmıştır.”



“BAŞBAKANIN AÇIKLAMASINI DA İLK SÖZCÜ VERDİ”

“Darbe kalkışmasının ilk saatlerden itibaren darbeye karşı duran, önemli diğer haberleri de SÖZCÜ Gazetesi internet sitesi sozcu.com.tr herkesten önce yayınlanmıştır. Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘Emniyet harekete geçti, misli ile karşılık verilecek’ başlıklı haberini sozcu.com.tr, 15 Temmuz saat 23.05’te diğer tüm haber sitelerinden önce yayınlamıştır. Bu haberi www.sabah.com.tr 23.06’da, diğer haber siteleri ise daha da sonra yayınlamıştır.

Aynı şekilde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin darbe ile ilgili ilk demeci olan ‘Kabul edilemez’ başlıklı haber, saat farkıyla öncelikle sozcu.com.tr adresinde yayınlanmıştır.”

“SÖZCÜ’NÜN İNTERNET SİTESİNİ 6 BUÇUK MİLYON TEKİL KİŞİ ZİYARET ETTİ”

SÖZCÜ Gazetesinin darbe girişimi gecesi yayımladığı haberlerin internet sitelerinde okunma rekoru kırdığını ifade eden avukat İsmail Yılmaz şunları vurguladı:

“15 Temmuz günü, sozcu.com.tr’nin tekil kullanıcı sayısı 3 milyon 669 bindir. Bunun 2 milyona yakını gece yarısı saat 22.00 – 00.00 arasında gerçekleşmiştir. Aynı gün sitenin toplam ziyaret sayısı ise 5 milyon 820 bin olarak gerçekleşmiş, sitenin toplam 27.7 milyon adet sayfası okunmuştur.

16 Temmuz günü ise sozcu.com.tr’nin tekil kullanıcı sayısı 6 milyon 427 bin olarak gerçekleşmiştir. Toplam ziyaret sayısı 12.2 milyonu geçerken, toplam ziyaret edilen sayfa sayısı ise 50.5 milyon adet olarak gerçekleşmiştir.

SÖZCÜ Gazetesi muhabiri Gökmen Ulu'nun Türkiye ve dünyaya ilk kez duyurduğu “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sokağa çıkın çağrısı” haberi ise toplam 265 bin kez okunmuştur. Bu toplam rakamın büyük çoğunluğu ilk 10 dakika içinde gerçekleşmiştir.

sozcu.com.tr’nin 15-16 Temmuz günleri ortalama anlık ziyaretçi sayısı 150 binin üzerindeyken, en fazla anlık ziyaretçi rakamı 310 bin gibi rekor bir sayıya ulaşmıştır. Yani aynı anda 310 bin kişi sozcu.com.tr’nin bir haberi okumuştur.”

TEKİL ZİYARETÇİ NE DEMEK GRAFİKLERLE ANLATILDI

Dilekçede ziyaret ve tekil ziyaretçi sayısının da ne anlama geldiği örneklerle anlatıldı. Dilekçede şöyle denildi:

“Tekil ziyaretçi ne demektir: Siteyi ziyaret eden ve her biri farklı tarayıcıdan gelen farklı kişi sayısının toplamıdır.

Ziyaret sayısı ne demektir: Tekil ziyaretçilerin aynı gün içinde siteyi tekrar ziyaret etmesiyle oluşan rakamdır. Örneğin Mehmet adlı kullanıcının siteye sabah girmesi/ayrılması ve öğlen tekrar girmesidir.”

“DARBENİN ENGELLENMESİNDE SÖZCÜ ETKİLİ OLMUŞTUR”

Hain darbe girişimine karşı 15 Temmuz gecesi sozcu.com.tr’de yayınlanan haberlerle SÖZCÜ Gazetesinin darbeye karşı çok sert duruşunu açıkça gösterdiğini anlatan Avukat Yılmaz, “Bu haberlerin okunma sayıları da SÖZCÜ Gazetesi’nin bu tavrının büyük bir halk kitlesine ulaştığını göstermektedir. sozcu.com.tr o gün bütün diğer haber sitelerinin üzerinde bir okuyucu sayısına ulaşarak rekor kırmıştır. Diğer haber sitelerinin okuyucu sayısı sozcu.com.tr’nin çok altındadır. Yani net ve açık deyişle SÖZCÜ Gazetesi darbenin engellenmesinde son derece etkili olmuştur.

"HAKSIZDIR VE VİCDANSIZLIKTIR"

Tüm bunlara rağmen, Sözcü gazetesi mensuplarına, FETÖ’ye üye olmadan yardım etmek suçlamasında bulunulması son derece yersizdir, haksızdır ve vicdansızlıktır. Adeta akıl almaz bir durumdur. SÖZCÜ Gazetesi muhabiri müvekkilimiz Gökmen Ulu’nun, 15 Temmuz günü SÖZCÜ Gazetesinde gündüz saatlerinde yayınlanan, Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te tatil yaptığı ile ilgili haberinin, bu davaya konu soruşturmanın başlatılmasına sebep olması büyük bir haksızlık örneğidir” dedi.

Dilekçede şu ifadelere yer verildi:

“Gökmen Ulu’nun haberinin yayınlandığı gündüz saatlerinde hiçbir şekilde darbe belirtisi yoktur. Gökmen Ulu sadece gazetecilik meslek etiği içerisinde Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te tatil yaptığı yönünde haber yapmıştır. Bu haberin gazetecilik refleksiyle haber yapma niyeti ve amacı dışında başka hiçbir açıklaması ve izahı yoktur. Bu haberden bir suç üretip, güya darbecilere yardım ettiği iddiasında bulunmak son derece üzücü ve acıdır, hatta kara mizah örneğidir.

"İKİ ZITLIK BİR ARADA BULUNABİLİR Mİ?"

SÖZCÜ Gazetesi’nin böyle bir niyeti olsa aynı günün akşamında darbeye karşı durulması gerektiği çağrılarını ilk önce verir miydi? Darbeye karşı çok net bir tavır sergiler miydi? Hem darbecilere Cumhurbaşkanı’nın yerini söyleyip yardımcı olacaksın, hem de darbeyi engelleyici haberleri ilk önce yapacaksın, çağrıları ilk önce duyuracaksın! Bu iki zıtlık bir arada bulunabilir mi? Soruşturmanın kara mizah örneği olduğu, bu çelişkili durum ile çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır.”

"HUKUK ÇİĞNENMİŞTİR"

Avukat İsmail Yılmaz, dilekçesinde ayrıca soruşturma dosyasına bilirkişi olarak atanan şahsın taraflı olduğunu vurgulayarak, “Soruşturma dosyası hukuka uygun olmayan yöntemlerle yürütülmüştür. Hepsinin geçmişinde FETÖ bağlantısı bulunan, FETÖ kalemşörleri olan şahıslar, savcılık tarafından SÖZCÜ Gazetesi aleyhine tanık olarak dinlenmiştir. Konusunda ehil olmayan emniyet polislerine, son derece teknik, maliye, finans ve işletme gibi alanlarda bilgi birikimi gerektiren, anonim şirket muhasebesi hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu ülkede, adli bilirkişi listesine kayıtlı, uzman, maliye, finans ve şirketler mevzuatı konusunda birçok ehil bilirkişiler bulunurken, emniyet polislerine bu görev verilerek hukuk çiğnenmiştir" ifadelerine yer verdi.

“SÖZCÜ ALEYHİNDE PAYLAŞIMLAR YAPAN KİŞİYİ BİLİRKİŞİ YAPTILAR”

Adil soruşturma kurallarının ihlal edildiğini belirten Yılmaz, "Yine savcılık makamı tarafından, soruşturma aşamasında bilirkişi adli komisyon listesinde adı bile olmayan Ömer Faruk Gerçek isimli şahsa, gazete haberlerinin incelenmesi için bilirkişilik yaptırılmıştır. Bu şahıs, sadece bu dosya için bilirkişi yapılmış, hiçbir ehil vasfı olmadığı halde zorlama yöntemlerle rapor tanzim yoluna gidilmiştir. Üstelik bu kişi son derece taraflı olup, dosyayı teslim aldığı günlerde SÖZCÜ Gazetesi aleyhine sosyal medya paylaşımları mevcuttur. Bu şahıs kişisel kin ve nefreti ile taraflılıkla, adeta cımbızla kelime seçerek SÖZCÜ Gazetesi manşetlerinden ve haberlerinden suç üretmeye kalkışmış, taraflı tutumu ile aynı yönde bir rapor tanzim etmiştir. O raporun hiçbir hukuksal geçerliliği ve değeri yoktur. Asla kabul edilemez, asla kabul etmiyoruz" dedi.

“HUKUK VE İLETİŞİM FAKÜLTESİ PROFESÖRLERİNDEN OLUŞAN HEYET İNCELEMELİDİR”

Hukuka vurgu yapan Yılmaz, “Soruşturma makamı tarafında yaptırılan bilirkişi incelemeleri yanlı ve taraflı olup, hukuka uygun değildir. Zira o raporlar dayanak alınıp iddianame tanzim edilmiştir. Mahkemenin yargılama yaptığı bu iddianame de maalesef hukuka aykırı delillerle tanzim edilmiştir. Bu nedenlerle öncelikle basın hukuku ve Sözcü Gazetesi haberleri konusunda bir inceleme yapılmalı, bunun için İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden ehil profesörlerden oluşan bir heyet teşekkülü yoluna gidilmelidir" ifadelerini kullandı.

"VERGİ MÜFETTİŞİ İNCELEMELERİNİ SÜRDÜRMEKTEDİR"

"Mali yönden de Mahkemenizce bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır" diyen Yılmaz, "Hatta bu yöndeki bilirkişi incelemesi yapılmadan evvel, soruşturma savcısının, soruşturma aşamasında maliyeye yazmış olduğu yazının cevabının gelmesi beklenilmelidir. Çünkü soruşturma aşamasında, müvekkilim Burak Akbay ile ilgili ortağı olduğu Estetik Yayıncılık A.Ş’de iddia konuları ile ayrıntılı bir inceleme yapılması istenilmiş, bu yönde yazı yazılmıştır. Ancak bu yazının cevabı henüz dosyamıza gelmemiştir. Yakın zamanda SÖZCÜ Gazetesi’ne gelen vergi müfettişi bu yöndeki incelemelerini sürdürmektedir. Dolayısı ile bu sürecin akıbetinin sorulması için incelemeyi yapan Boğaziçi Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’na yazı yazılması gerekmektedir. Bu kurum tarafında yapılan incelemenin sonucu Mahkemenize ulaştığında belki de mali yönden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına bile gerek kalmayacaktır" dedi.

"17-25 ARALIK DOSYASININ TAKİPSİZLİK KARAR TARİHİ DOSYAYA GİRMELİDİR"

“Müvekkillerin bazıları ile ilgili suçlamaların temelinde 17/25 Aralık döneminde yapılan haberler yatmaktadır" diyen Yılmaz, "Daha doğrusu iddianameye dayanak teşkil eden Ömer Faruk Gerçek’in raporunda, 17/25 Aralık döneminin haberlerinin yapılması adeta suçmuş ve sanki FETÖ’ye yardım ediyormuş gibi ima edilmiştir. 18 Ocak 2019 tarihli duruşmada da bahsettiğimiz gibi 17/25 Aralık yaşandığı günlerde kimse bunun ne için yapıldığını, hangi amaçla yapıldığını bilmiyordu. 17/25 Aralık ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı dosyası derdestti ve operasyonu yapan savcılar görevdeydi. Soruşturma bilgileri, operasyonu yapan savcılar ile emniyet mensupları tarafından gazetelere ve televizyonlara servis edilmekte idi. 17/25 Aralık savcılık dosyasının takipsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinin ne zaman olduğu bu anlamda çok önemlidir. Bu sebeple, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak bu konudaki dosyanın takipsizlik tarihi ile kesinleşme tarihinin sorulmasını talep ediyoruz" ifadelerine yer verdi.