SÖZCÜ ve Burak Akbay'ı karalamak için gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 senedir devam eden algı operasyonunun ne kadar dayanaksız olduğu her açıdan ortaya çıkıyor. Burak Akbay'ın hayatının hiçbir kısmında FETÖ çevrelerine yakın olmadığı hatta tam karşılarında durduğu apaçık şekilde ortadayken yıpratma operasyonu sürüyor.

HERKESTEN ÖNCE AKBAY AİLESİ FETO DİYORDU!

Rahmi Turan'ın 15 Şubat 2019 tarihli yazısından;

Dün SÖZCÜ’de tarihi bir belge yayınlandı.
Akbay Ailesi’nin sahibi olduğu GIRGIR Dergisi’nin 25 Haziran 1999 tarihli sayısında yayınlanan yazı ve karikatürlerde Fetullah Gülen’e ilk defa “Feto” deniliyor ve 40 bin kişinin katili terörist başı Apo ile bir tutuluyordu.
Oysa o dönemde herkes Fetullah Gülen’in karşısında secde ediyor, bakanlar, milletvekilleri, valiler, emniyet müdürleri elini öpmeye gidiyor, bugünün tetikçileri onun tırnaklarından muska yapıyorlardı.
Fetullah Gülen’e ilk defa “Feto” diyen Akbay Ailesi’dir.
Bugün Burak Akbay’a “Feto okullarında okudu, Feto sermayesiyle SÖZCÜ Gazetesi’ni kurdu” diye iftira atan tetikçiler, o tarihte Feto’yu yağlayıp ballıyor, ondan çıkar sağlıyorlardı.



★★★

Burak Akbay matbaasını 1997 yılında kurdu.
1999 yılında, herkesin kutsal bir anlam verdiği, aslında bir hain olan Feto’nun gerçek yüzünü gösteren yayınlar yaptı.
İddia edildiği gibi Feto’nun sermayesiyle kurulsa, Feto ile en ufak bir ilişkisi olsa Burak Akbay bu yayınları yapabilir miydi?
Feto’yu Apo ile bir tutan ve o tarihte tirajı 150 bin olan GIRGIR Dergisi’ni “Estetik Yayıncılık” şirketi hazırlıyor,
“Çağdaş Yayıncılık” şirketi basıyordu.
Bugün de SÖZCÜ Gazetesi’ni “Estetik Yayıncılık” hazırlıyor, “Çağdaş Yayıncılık” basıyor.
Bu iki şirketin hesapları müfettişler tarafından inceleniyor.

★★★

Burak Akbay SÖZCÜ Gazetesi’ni 2007 yılında çıkardı. Gazete, ilk sayısından bugüne kadar 4251 gündür Cumhuriyet ilkelerine ve Atatürk devrimlerine bağlılığını dile getiriyor, yazarlarıyla, haberleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında yer alarak Feto’yu lânetliyor.
20 yıldır Burak Akbay’ın çizgisi hiç değişmedi.
Eğer, Akbay Ailesi’nin 1999 yılından bu yana defalarca yaptığı uyarıları devlet dikkate alsaydı, o kanlı 15 Temmuz Darbe Girişimi de olmazdı.
25 Haziran 1999 tarihli GIRGIR Dergisi, tüm iddiaları yerle bir eden önemli bir belgedir. O tarihte Fetullah Gülen’e Feto demek ve onu terörist başı Apo ile bir tutmak her babayiğidin harcı değildi. Burak Akbay bunu yaptı.
Şimdi “Kripto FETÖ’cüler”, FETÖ’nün tetikçi kırıntıları, yıllardır bu örgütle mücadele eden Akbay Ailesi’nden akıl almaz iftiralar atarak intikam almak istiyor.
Fakat... Kazanan daima gerçektir.
Gerçek her zaman ışığa çıkar.
Ülkeler adaletle sonsuzlaşır, adaletsizlikle yıkılır.
“Adalet geç de olsa yerini bulacaktır” inancımız devam ediyor.

BURAK AKBAY'IN HAYATI FETÖ ÇEVRELERİNDEN TAMAMEN UZAKTA GEÇTİ

Bekir Coşkun'un 19 Aralık 2018 tarihli yazısından;

Birinci adam:
Muhafazakar kesimin önde gelen yazarlarından birisinin oğluydu... Varlıklı bir ailesinin olduğunu “Kurban bayramlarında biz inek keserdik” demesinden anlıyoruz...
Liseyi FETÖ’nün Fatih Koleji’nde okudu...
Amerika’ya karşı olan her dindar gibi yüksek eğitimini Amerika’da tamamladı...
Başbakanın kızı ile söz kesildi, Çalık Grubu’nun CEO’su yaptılar... Bir kredi rekoru kırarak cumhuriyet tarihinde hiç kimsenin yapamadığını başardı, kamu bankalarından 750 milyon dolar kredi alarak Sabah grubunu kapattılar...
Baktılar çok yetenekli; enerji bakanı oldu...
Baktılar yetenekliden de yetenekli; Hazine ve Maliye bakanı yaptılar...


İkinci adam:
Babası, ömrü boyunca gazeteci olarak koşturmuş, alın teri ile kazanmış ünlü bir gazeteciydi...
İlkokulu cumhuriyetin Maçka İlkokulunda okudu... Liseyi daha çok sanatçı ve tiyatrocu çocuklarının gittiği Dost Koleji’nde bitirdi... Arkasından İsviçre’de American College of Switzerland’ı ile eğitimini tamamladı...
Çocukluğunda matbaa mürekkebinin kokusunu almıştı... Hayalinde hep matbaa makineleri, rotatifler, renkli merdaneler vardı...
SÖZCÜ Gazetesi’ni kurdu...
Geçen sene kendisi Londra’dayken evini basıp aradılar... “FETÖ’cü” diye hakkında dava açılmıştı, sebep FETÖ okulunda okuduğu iftirasıydı...
Henüz ikiz bebekleri dünyaya gelmişti...
FETÖ okullarında okuduğu iftirasını atanlar mahkemeye çıkıp iftiralarını geri aldılar... Ama Türkiye’ye dönse, yine de tutuklayıp hapse kapatacaklarını... Hapisteki bir patronun yazarlar ve editörler üzerinde psikolojik baskı yapacağını... Ergenekon’da yargıya güvenilmeyeceğinin kanıtlandığını biliyordu...
Geceleri ikiz bebeklerinin üstünü örterken, saçlarını koklayarak uzak kaldığı vatanının özlemini giderse de her yer hüzündü...



Birinci adam:
FETÖ okulunda okuduğunu kendisi açıklamak zorunda kaldığı halde, şu an Türkiye’nin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak...
İkinci adam:
FETO okulunda okuduğu iftirasının dahi yettiği... Türkiye’ye adım atsa tutuklanıp hapse kapatılacak, vatanına hasret Burak Akbay...



Vicdanın var mı Türkiye...
Varsa niçin suskunsun?...