Sayıştay raporlarında, kamu kurumlarındaki usulsüzlük ve ihlallerinin gözler önüne serildiğini belirten CHP Genel Başkanı Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Sayıştay Kanunu'nun 78. maddesinde, “Suç teşkil eden bir fiile rastlandığı takdirde gereği yerine getirilmek üzere, dosyanın Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi için Sayıştay Başsavcılığı’na verilmesi" gerektiğini hatırlattı.

BİLGİ GİZLEME GİRİŞİMİ

Aykut Erdoğdu, Sayıştay’ın kamu kaynaklarının amaç dışı kullanılarak açıkça yağmalandığı bu süreçle ilgili tespitlerin ötesine geçmeyen tavrının da görevi ihmal olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

"2018 yılı denetim raporlarında aynı zamanda Anayasa’yı ve Sayıştay Kanunu’nu ihlal edecek şekilde bilgi gizleme girişimlerinin bulunduğu da belirtiliyor. Açık mevzuat hükümlerine rağmen, birçok kamu kurumunun Sayıştay’a istenilen bilgi ve belgeleri vermedikleri veya Sayıştay’ın bu bilgileri yayımlamaları gerektiğini belirtmesine rağmen yayımlamadıkları görülüyor. Sayıştay’ın talebine karşın bilgi vermeyen kurumlar içinde Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı önde geliyor."

ŞEHİR HASTANELERİ İHALE VE SÖZLEŞMELERİ SIR

Sağlık Bakanlığı’nın Sayıştay’ın talebine karşın şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve eklerini Sayıştay’a teslim etmediğini kaydeden Erdoğdu şu bilgileri verdi:

“Hazine ve Maliye Bakanlığı Borç Üstlenim Anlaşmalarında bilgilerin açık olmaması uyarısına karşın kısmi üstlenim taahhütlerini, türev maliyetlerini ve kredi anlaşmaları kapsamında yapılan kullanım, iptal ve geri ödeme bilgilerini ticari gizlilik gerekçesiyle Sayıştay’a vermiyor. İçişleri Bakanlığı ise, yardım yapılan 350 derneğin faaliyetlerine ilişkin bilgilere idare faaliyet raporunda yer vermiyor.”

KREDİTÖR MENFAATİ, KAMU MENFAATİNİN ÖNÜNDE

Sayıştay raporlarında söz konusu üç bakanlık ile ilgili ihlallere de değinen Erdoğdu, Sağlık Bakanlığı ile ilgili raporda, şehir hastanelerine ilişkin çarpıcı bulgulara yer verildiğine işaret ederek şunları söyledi:

“En çarpıcı noktalardan birisi, şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve ekleri (müşavirlik hizmetleri alımları dâhil) yazılı ve sözlü olarak Sağlık Bakanlığı’ndan talep edilmiş olmasına rağmen temin edilememiş olması. Ayrıca idarenin, yetkisi olmadığı halde, fiilen borç üstlenimi taahhüdünde bulunduğu, bu taahhüde ilişkin hükümlerin yetkili olmayan makamlarca imza altına alındığı belirtiliyor. Söz konusu taahhüt işlemlerine ait muhasebe kayıtları da yok. Kamu idaresi; ‘İlgili madde hükümlerine göre borç üstlenim süreci idarenin inisiyatifine bırakılmıştır’ cevabını vermiş ancak hukuki bir gerekçe gösterememiş. Şehir hastaneleri sözleşmelerini inceleyen Sayıştay denetmenlerinin kendi ifadeleriyle ‘kreditörlerin menfaati kamunun menfaatinin önüne’ konmuştur.”

HAZİNE BORÇ YÜKÜNÜ GİZLİYOR

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın taraf olduğu Borç̧ Üstlenim Anlaşmalarına ilişkin bilgilerin, yeterli, açık ve kapsayıcı olmadığının Sayıştay tarafından ifade edildiğini anlatan Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:

“Bakanlık açısından oluşacak şarta bağlı yükümlülüklerin kapsam ve içeriğini ortaya koyacak olan kısmi üstlenim taahhütlerinin, türev maliyetlerinin ve kredi anlaşmaları kapsamında yapılan kullanım, iptal ve geri ödeme bilgilerinin Kamu Borç Yönetim Raporunda yer almadığı tespit edilmiş. Daha açık ifadeyle, kamu üzerine gelecek on yıllara yayılan korkunç bir borçlanma yükünün AKP tarafından gizlenmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Yasadaki mali saydamlık ve hesap verebilirlik ilkeleri gereği ve en önemlisi tüm vatandaşlarımızın omzuna binen bu büyük yükün net bir şekilde görülebilmesi ve bu durumu bertaraf edecek çözümlerin geliştirilebilmesi için Sayıştay raporunda belirtilen tüm bilgilerin ivedilikle kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.”