CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. "Yandaş medya" olarak tanımladığı basın yayın kuruluşlarının, "yerel seçimlerde İstanbul'da CHP adayının kazandığının 10 Mart'ta ilan edileceğine" yönelik açıklamasını, "10 Mart'ta darbe olacak" şeklinde haberleştirildiğini aktaran Altay, "Allah akıl fikir versin. Bunların gazeteci mi yoksa provokatör mü olduğundan artık ciddi ciddi kuşkulanmaya başladım" diye konuştu.

[old_news_related_template title="Erdoğan'ın 'ittifak paylaşımı'na Akşener'den sert tepki" desc="Meral Akşener: Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bugün sosyal medyada yaptığı bir paylaşımla, milletimizin yarısına hakareti kabul edilebilir bir davranış değildir. Türk devlet geleneğinden biliriz ki; Cumhurbaşkanı milletine hakaret etmez. Bu ayıptır, yanlıştır. Ancak, bu dilin ve üslubun nedenini biliyoruz. Bu dil, kirli bir ittifakı aklama çabasıdır." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/02/iecrop/meral-aksener-aa_16_9_1551274459.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/erdoganin-ittifak-paylasimina-aksenerden-sert-tepki-3711783/"]

"MİLLET ŞAMARI 31 MART'TA ATACAK"

AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş'un da gazetecilerin bu yorumunu kullanarak, "Çok vahim bir açıklama." dediğini belirten Altay, "Evet, AK Parti için çok vahim bir açıklama. Bu AK Parti ve Erdoğan için bir darbe olarak da nitelendirilebilir. Millet sandıkta kamburu sırtından atacak, şamarı 31 Mart'ta atacak" ifadesini kullandı.



TWEET TEPKİSİ

Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sosyal medya hesabından paylaşılan bir tweette "Cumhur İttifakı" ve "zillet ittifakı" karşılaştırması yapıldığını anımsatarak, "Bu tweet'in 'zillet ittifakı' olarak nitelendirilen bölümdeki bütün karakteristik özellikler kendisinde var" değerlendirmesini yaptı.

[old_news_related_template title="Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bedelli askerlik için önemli açıklama!" desc="Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir televizyon kanalında önemli açıklamalarda bulundu. Yeni askerlik sistemi ilgili konuşan Erdoğan, '6-12 ay meselesi var. Bu konuşla ilgili olarak önümüze gelen er-erbaş, astsubay, yedek astsubay, bir de yedek asteğmenler meselesi var. Bu konuyla ilgili çalışmalar nihai noktaya geldi. Seçim sonrasında Meclis açıldığında kanunlaştıracağız ve artık bedelli daimi olarak var' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/02/iecrop/bde_16_9_1536674570_16_9_1551250627.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/cumhurbaskani-erdogan-artik-bedelli-daimi-olarak-olacak-3702766/"]

"İNŞALLAH KAMUOYUNA AÇIKLAR"

Söz konusu paylaşımda "zillet ittifakının Kandil ve Pensilvanya'nın güdümünde" olduğuna yönelik ifadeye ilişkin de Altay, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kandil ve Pensilvanya'nın güdümündeki birisini arıyorsa, aynaya bakacak. Kandil ve Pensilvanya'ya kaç kişiyi gönderip neler teklif ettiğini de inşallah kamuoyuna açıklar. Pensilvanya'ya gidenlerin haddi hesabı yok. En yakınlarını, yardımcılarını, AK Parti'nin en üst düzey yetkililerini gönderip, gizli pazarlıkları yapan da herhalde Kemal Kılıçdaroğlu değil" ifadelerini kullandı.

"KAYBETME TELAŞINDALAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, FETÖ başta olmak üzere, terör örgütlerinin uzantılarını bürokrasi ve belediye meclislerine yerleştirdiğini öne süren Altay, "Aslında Bay Dumur ve Bay Kambur, büyük bir kaybetme telaşındalar. Bu telaş içinde, krizden de kaynaklı olarak milletin gözünden ve gönlünden düştüklerini gördükleri için atmayacakları iftira ve söylemeyecekleri yalan yok. 70 yaşındaki kadıncağız diyor ki 'Bir Cumhurbaşkanı belediye başkanlığı seçimi için bu kadar konuşmaz. Çok güzel özetlemiş. Erdoğan deyince akla kamplaşma, kutuplaşma, ötekileştirme gelir." diye konuştu.

"BURSA'DA BİR EDEPSİZLİK YAŞANDI"

Altay, AKP Bursa Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Alinur Aktaş'ı "Nerede devlete ve bayrağa savaş açmış Türkan Saylan, Uğur Mumcu, Nazım Hikmet, Bahriye Üçok’un, nerede dinle diyanetle problemi olan adam varsa, hepsinin ismini belirli merkezlere verdin." sözleri nedeniyle eleştirerek, şu yanıtı verdi:

"Bursa'da bir edepsizlik yaşandı. Alinur Aktaş, 'Hizmet'in Kosova eğitim kurumunda sahur programındaydık, teşekkürler Ali Çakır Hoca.' şeklinde yayınlamış. Erdoğan bunu Bursa'dan aday yapmış. Millet İttifakı için 'Pensilvanya'nın güdümünde.' diyor. Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Alinur Aktaş, bu insanların vatanseverliğini sorgulamak senin haddin değil. Sen, bu insanların adını ağzını alırken, ağzını yıkaman, çalkalaman lazım. Bu insanların hepsinin ortak özelliği vatanseverliğidir, bağımsızlık aşkıyla ülkelerine bağlı olmalarıdır. Bu insanlar için 'devlete, bayrağa savaş açmış.' diyen Alinur Aktaş, 15 Temmuz başarılı olsaydı, herhalde çok önemli görevlerde olurdu. Belki de Bursa Valisi olurdu."

Engin Altay, Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrencilere ucuz fiyatla satış yapılmasına yönelik uygulamaya tepki göstererek, "AK Parti'den milletvekilliği yapmış insanları ehliyete, liyakata bakmadan rektör yaparsanız işte bu tablo ortaya çıkar. Benim de diplomamın menşei olan Dokuz Eylül Üniversitesinin Rektörü Hanımefendi üniversiteye manav açmış, bununla övünüyor. Türkiye'de eğitimin geldiği nokta işte bu. 500 üniversite arasında bir tane Türk üniversite yok ama manav açan üniversite var. Sırf Erdoğan'a yalakalık yapmak için." diye konuştu.

"15 TEMMUZ'A 'ALLAH'IN BİR LÜTFU' DİYEN KENDİSİ"

Engin Altay, bir basın mensubunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "darbeci, bölücü" dediğini anımsatarak, değerlendirmesini sorması üzerine, şu görüşlerini paylaştı:

"Darbeci arıyorsa, orada da kendine bakacak. 15 Temmuz'a 'Allah'ın bir lütfu' diyen kendisi. CHP'nin resmi görüşü olarak söylüyoruz; bütün darbeleri aynı görüyoruz. Kim darbeden medet ummuşsa, kim darbeden sonra beslenmişse, gelişmişse onlar darbecidir. Böyle baktığınız zaman 28 Şubat ve 27 Nisan AK Parti'nin beslenip güçlenmesine vesile olan iki darbedir. 15 Temmuz'da Sayın Genel Başkanımız sokakta yatacak değildi, sığınacak bir yere ihtiyacı vardı. Her medeni insan gibi yaparak, bir eve gitmiş. 15 Temmuz'da Erdoğan, Binali Bey neredeydi? Kim hangarda, kim tünelde saklandı, milletimiz bunları bilmek istiyor. " Altay, bu iddialar nedeniyle Erdoğan'ın itibar kaybettiğini de ileri sürdü.

"KİMİN KUL HAKKI YEDİĞİNİ KULLAR BİLİYOR"

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ'ın, "CHP'nin Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Özlem Çerçioğlu'nun bilboard kullanımında kul hakkı yediği" iddiasına ilişkin görüşleri sorulan Altay, "Kimin kul hakkı yediğini kullar biliyor." dedi.

Her belediye başkanının seçime giderken belediye imkanlarını kullandığını anlatan Altay, "Keşke kullanılmasa. Bırakın üç kuruşluk 'bilboard'u, Tayyip Erdoğan devletin tamamını kullanıyor. Kul hakkı aranacaksa, Hamza Bey oraya, aynaya bakacak." diye konuştu.

Altay, AKP Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Mehmet Özhaseki'nin bazı açıklamalarına yönelik bir soruya karşılık, "Terör örgütüyle devlet katı mücadele etmeli ama HDP'ye oy veren herkesi terörist ilan etmek, Türkiye'yi bölmektir. Ekrem Bey (İmamoğlu) dün 5 yıl içinde 200 bin kişi istihdam edeceğini açıkladı. Devlet bir zahmet sokakta ne kadar terörist varsa toplasın. Arkadaşlar bir yanlış yapmasın. AK Parti'ye oy vermeyen herkesi terörist gören bir kafa Türkiye'yi bölen kafadır. AK Parti'yi desteklemeyen, Recep Tayyip Erdoğan'a biat etmeyen herkesi terörist gören, onları kriminalize eden bir kafanın Türkiye'ye bir hayrı yoktur. Türkiye'yi bölme konusunda kimse AK Parti kadar mahir değildir. 'Biz işe adam alacağız, bunlar teröristleri işe alacaklar.' Ayıptır, günahtır" yanıtını verdi.

"BEDEL ÖDENECEKSE DE ÖDEYECEĞİZ"

Engin Altay, Yüksek Seçim Kurulunun CHP'nin Balçova Belediye başkan adayının adaylığının 'Cumhurbaşkanına hakaret' nedeniyle düşürülmesine ilişkin soru üzerine, "Bu düzenleme zaten yanlış. Anayasa'daki yemin metnini okuyan cumhurbaşkanına hakaret etmek doğru değil ama Tayyip Erdoğan, o cumhurbaşkanı değil. Erdoğan, milletin cumhurbaşkanı, 82 milyonun cumhurbaşkanı olsa kimse hakaret etmesin, edilmez. Ama millete küfreden, herkesi aşağılayan, terörize eden, kriminalize eden, hakaret eden bir Cumhurbaşkanına da laf söylenir. Bunun için bir bedel ödenecekse de ödeyeceğiz. Bu yasal düzenlemenin bir an önce tadil edilmesi gerekiyor. Biraz önce söylediklerim için bile bir işgüzar savcı çıkacak soruşturma açacak. Açsın ne yapalım? Bunları söylemeyecek miyiz? Siyasette korkuya yer yoktur. Orta yerdeki zat, diktatördür. Her ne kadar sandıkla, seçimle gelmişse de büyük bir güç zehirlenmesi yaşamaktadır. Orta yerdeki zat koprolali ve mitomanidir" dedi. AA