CHP Parti Meclisi (PM), 31 Mart ve yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin sonuçlarını değerlendirmek üzere Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti genel merkezinde toplandı.

PM'ye ilişkin basın toplantısı düzenleyen Öztrak, PM üyeleri Eren Erdem'in bir yıldır hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu ileri sürerek, bu hukuksuzluğun bir an önce son ermesini ve Erdem'in özgürlüğüne kavuşmasını beklediklerini söyledi.

İstanbul seçimlerinin ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında, hukuk dışı operasyonlar yürütüldüğünü savunan Öztrak, "Seçim başarısının rövanşını almaya dönük bu FETÖ tipi kumpaslar partimiz tarafından dikkatle takip edilmektedir. İktidar bu tür işlerden derhal vazgeçmelidir." diye konuştu.

"CHP'Lİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNDE NÜFUSUN YÜZDE 45'İ YAŞIYOR"

Öztrak geride bıraktığımı yerel seçimlerle ilgili, "2014'te CHP’nin kazandığı BŞB'lerde ülke nüfusunun %12’si yaşıyor, GSYH'nın %12,2’si üretiliyordu. 2019'da CHP’nin kazandığı BŞB'lerde nüfusun %45’i yaşıyor, GSYH'nın ise %59’u üretiliyor. Sorumluluk büyük. CHP, halkçı yönetimi önce yerelde gösterecek" dedi.

Yerel seçimler hakkında değerlendirmelerde bulunmak amacıyla milletvekilleri ve yüksek disiplin kurulu üyelerinin de katılımı ile geniş kapsamlı PM toplantısı yaptıklarını dile getiren Öztrak, toplantıda, milletvekillerinin seçim sürecinde sahada yaşadıklarını anlattıklarını bildirdi.

Önümüzdeki süreçte CHP'den ve belediyelerden beklenenler ile milletin taleplerini yerine getirebilmek için yapılabilecekler konusunda da görüş alış verişinde bulunduklarını aktaran Öztrak, ayrıca Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel'in seçim analizine dönük bir sunum yaptığına değindi.

Öztrak, "Bu analize de baktığımız zaman CHP'nin baştan beri İYİ Parti ile yaptığı ittifak kapsamında hedeflediği sandıktaki büyük ittifakın, İstanbul seçimlerinde gerçekleştiğini görmüş olduk, oy kaymalarına da baktığımızda." değerlendirmesini yaptı.

Seçim sonuçlarına baktıklarında 6 olan büyükşehir belediyesi sayısını 11'e çıkardıklarını vurgulayan Öztrak, yenilenen İstanbul seçimini hatırlatarak, tekrarlanan seçim sonucunda 31 Mart'ta 13 bin olan oy farkının 806 bine çıktığını dile getirdi.

[old_news_related_template title="CHP'li başkanlar kazandı, Sayıştay hatırladı: Belediyeler vakıflara para-bina veremez!" desc="İktidara yakın dernek ve vakıflara, yerel yönetimlerden kaynak aktarılması tartışmaları sürerken, Sayıştay’ın hazırladığı bir raporda, bu yardımların yasal olmadığının altı çizildi. “Belediyeler dernek ve vakıflara doğrudan parasal kaynak aktaramaz, taşınmaz tahsisi yapamaz” ifadesi kullanıldı..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/07/01/iecrop/sayistay-aa_16_9_1561959120.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/chpli-baskanlar-kazandi-sayistay-hatirladi-belediyeler-vakiflara-para-bina-veremez-5207116/"]

Faik Öztrak, şöyle konuştu:

"Milletin kendini unutanlara, hak yiyenlere attığı şamar çok ağır oldu. Ekrem İmamoğlu 31 Mart'a göre daha fazla oy aldı. Bunun 220 bin 583'ü daha önce Binali Yıldırım'a oy verenlerden geldi. 154 bin 894'ü diğer adaylara oy verenlerden geldi, 196 bin 626'sı da geçersiz oy sayısındaki azalıştan kaynaklandı. Bu sonuç parti ayrımı olmaksızın haksızlığa karşı İstanbulluların Ekrem İmamoğlu'na açıkça destek verdiklerini gösteriyor. İstanbullular sandıkla gelenin sandıkla gideceği gerçeğini dosta düşmana bir kere daha anlattılar, demokrasi tarihine altın harflerle geçtiler."

Yerel seçimlerin partilerine büyük bir sorumluluk yüklediğine dikkati çeken Öztrak, bu sorumluluklarının farkında olduklarını ve bu bilinçle çalışacaklarını söyledi.

CHP'li belediyelerin "halkçı yönetim nasıl olacağını" yerelde millete göstereceğini bildiren Öztrak, CHP'li belediye başkanlarının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan 7 temel ilke kapsamında çalışacaklarını ifade etti.

Öztrak, "CHP'li belediyelerde adaletli bir yönetim anlayışı hakim olacak. Genel merkezimiz için bu ilkeler belediyelerimiz açısından önemli performans göstergeleridir." dedi.

Faik Öztrak, iktidarın, seçilen CHP'li belediye başkanlarının iş yapmalarını engellemek için yaptığı müdahalelerin giderek büyük bir demokrasi ayıbına dönüştüğünü savunurken, bu yönde yapılan yasal düzenlemelerin dikkat çektiğini bildirdi.

25 yıldır AK Parti belediye başkanlarının kullandığı yetkilerin, bakanlık genelgeleri ile CHP'li belediye başkanlarının elinden alındığını iddia eden Öztrak, "Öyle görünüyor ki milletin attığı şamarla sersemleyen saray efradı, hala daha milletle inatlaşılmayacağını anlayamamış durumda. Milletin seçilmiş başkanlarını çalıştırmayanlara, önüne gelecek ilk sandıkta vuracağı şamar bu defa iflah etmez, süründürür." açıklamasında bulundu.

YÖNETİM SİSTEMİNE ELEŞTİRİ

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini de eleştiren Öztak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye son bir yıldır adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bir ucube rejimle yönetilmektedir. Millet iradesinin tecelli ettiği parlamentonun ve güçler ayrılığının yok sayıldığı, denge ve kontrol mekanizmalarının olmadığı bu tek adam parti devleti rejiminde işler her gün biraz daha kötüye gidiyor. 'Hızlı karar alınacak, Türkiye'yi uçuracak' diyerek milleti kabul ettirilen bu ucube düzende devletin çarkları dönmüyor, milletin tenceresi boş. Ekonomideki tüm göstergeler freni boşalmış kamyon gibi başağı gidiyor. Geçen yıl mart ayında yüzde 10 olan işsizlik oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 14'e çıktı. 8 milyondan fazla işsiz var. Tüketici enflasyonu yüzde 19'çıktı. Tencere boş, pazar yeri yangın yeri. Türk lirası dolar karşısında yüzde 19 değer yitirdi."

Mali disiplini kaybeden iktidarın seçimler sonrası zam yağmuruna başladığını belirten Öztrak, şekere, motorine, çaya yapılan zamların ardından şimdide elektriğe yüzde 15 zam yapıldığını, doğal gaza da zammın yolda olduğunu söyledi.

Ekonomiye yönelik eleştirilerini sürdüren Öztrak, iktidarın artık ayakları yere basan, tedbirleri takvime bağlanmış bütüncül bir programı liyakatli kadrolarla uygulaması gerektiğini anlattı.

Ortak aklın, istişarenin yok edildiği bu düzende iktidar mensuplarının da "rehabilitasyon ihtiyacı var" diyerek üstü örtülü de olsa değişimi gündeme getirdiğini aktaran Öztrak, şöyle devam etti:

"Partili cumhurbaşkanı anlayışı 70 yıl önce ortak akılla terk edilmiştir. Dünya her gün yenilikler peşinde koşmaktadır ama bizi yönetenler 1 asır önce yürünmüş yolları yeniden arşınlama konusunda kararlı gözükmektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkmak için güvenilir bir programa ihtiyacı olduğu kuşkusuzdur ama en az bunun kadar önemli olan ve son bir yılda yaşayarak gördüğümüz bir gerçek daha vardır. Türkiye'nin artık daha fazla zaman kaybetmeden, bu ucube tek adam rejiminden kurtulması şarttır. Ülkeye güvenin geri gelmesinin ilk şartı budur. Bunun için doğru iliklenecek ilk düğmede cumhurbaşkanının partisinin başından ayrılıp tarafsız olmasıdır. Kendisinin o koltuğa otururken ettiği yeminin aslında gereği de budur."

Yarın Sivas olaylarının yıl dönümü olduğunu anımsatan Öztrak, CHP heyetinin Sivas'a, 5 Temmuz'da da katliamın yıl dönümü dolayısıyla Başbağlar'a gideceğini bildirdi.

SORULARI YANITLADI

Faik Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.

Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun, AK Parti'ye yönelik açıklamaları sorulan Öztrak, "AK Parti'nin kendi iç hesaplaşmasıdır. İzin verirseniz ben bu iç hesaplaşma konusunda bir görüş beyan etmeyeyim. Kendi iç hesaplaşmalarını yapacaklardır." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın, kurul üyelerinin maaşlarına ilişkin yaptığı açıklamaya ilişkin soruya Öztrak, şu yanıtı verdi:

"Emeklilere, memurlara zammı ne kadar düşük tutabiliriz diye fiyat endeksleriyle oynama noktasına gelenler, buna karşılık Cumhurbaşkanlığı Danışma Kuruluna getirilenlerin maaşlarını bir anda yüzde 40'a yakın artırıyorlar. Burada gerçekten, bunun hesabının sorulmasını eleştirmeyi benim aklım almıyor. Bu maaşları milletimiz vergileriyle ödüyor. Onun için de milletin maaşların neden artırıldığı konusunda, verdiği vergilerin nerelere harcandığı konusunda sonuna kadar bilgi sahibi olma hakkı vardır. Bu hesap her zaman sorulacaktır, bu hesabı ayıplayanlar ayıp etmektedir."

Sistem tartışmalarına yönelik soru üzerine Öztrak, şu açıklamada bulundu:

"Türkiye bu ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine 24 Haziran'da geçti. O zamandan beri milletin yüzü gülmedi. Her alanda ciddi hatalar yapıldı. Neden? Ortak akıl, istişare kalmadı. Tek bir adam her şeye karar veriyor, devlette aynen parti devleti gibi hareket ediyor. Şu seçim sürecinde yaşadıklarımıza bir bakın. Devlet memurları, devletin en üst düzey yöneticileri işlerin içindeydi. 1947 yılında İsmet Paşa, Celal Bayar bunu (partili cumhurbaşkanı) değiştirirken, bugün Cumhurbaşkanı olan AK Parti Genel Başkanı yeminine rağmen döndü 'ben partinin genel başkanı olacağım' dedi. Manzaraları gördük seçim meydanlarında. Bu ülkenin birliğini ve beraberliğini savunması gereken Cumhurbaşkanı kalktı bir belediye başkanı adayını seçtirebilmek için millete çaylar attı. 31 Mart seçimlerinden önce beka dediler ondan sonra da terörist dediklerinin sözcülüğüne soyundular. Bu manzara bu memlekette kimsenin içine sinmemiştir. Bu bir kere daha İsmet Paşa'nın, Celal Bayar'ın bu usulü getirirken ne kadar haklı olduklarını açık seçik ortaya koymuştur."

G20 ZİRVESİ

G20 Zirvesi sonrasında ABD ile S-400 konusunda olumlu bir hava yansıtıldığı belirtilerek, CHP'nin görüşünün sorulması üzerine de Faik Öztrak, "Bir taraftan baktığımızda sanki iki başkan arasında bir bahar havası yaşanıyor gibi. Ama Trump'un açıklamaları da gerçekten yenilir yutulur açıklamalar değil." dedi.

Trump'un, "Aramızda öyle güzel bir ilişki var ki bir telefon ettim rahibi geri aldım. Obama alabilmiş miydi?" dediğini aktaran Öztrak, Trump'ın ayrıca, "(PKK/PYD) Onlar bize IŞİD'le mücadele yardım ediyor yapmayın dedim. Erdoğan'a bunu yapamayacağını söyledim, Erdoğan'da bunu yapmadı." dediğini dile getirdi.

Öztrak, şunları kaydetti:

"Şimdi bunlar tehdit mi değil mi? Bir de 'Hollywood setinde bile bu kadar güzel insanı bir arada göremezsiniz' diye artık iltifat mı etti, yoksa başka bir şey mi yaptı? Çok saygılı olmayan bir tavır içindeydi. Öyle anlaşıyor ki orada söylediği şey şu, 'AK Parti Genel Başkanı benim iyi arkadaşım bir talimat veririm yapar' diyor. Buna karşılık da AK Parti Genel Başkanı o toplantılardan sonra dedi ki 'herkes duydu, Trump yaptırım uygulamayacak.' Herkes duydu ama biz duymadık. Trump'ın ağzından 'yaptırım uygulamayacağım' diye bir laf çıkmadı. Sonuç itibarıyla Türkiye'nin S-400'leri alması halinde F-35'leri bize vermekten vazgeçecekler mi geçmeyecekler mi? Bu konuda açık bir deklarasyon duymadık. Evet S-400'ler önemli ama F-35'ler de S-400'ler kadar önemli.

Orada Trump, 'Erdoğan'ın ve Türkiye'nin doğal düşmanı olan Kürtler' diye bir değerlendirme yapıyor. Bu ne biçim bir değerlendirme? Bu açıkça ülkemizin birliğini ve beraberliğini hedef alan değerlendirme. Bu konuda iktidar nasıl bir tepki gösterecektir, bunu da merakla bekliyoruz. Bu ülkenin asli unsurlarını can düşmanı gibi tanımlamak, bu tanımın ABD Başkanı tarafından yapılması karşısında iktidar nasıl bir tepki göstereceklerdir, tepki göstermişler midir? bunu da soruyoruz."

SEÇİMLERİ DEĞERLENDİRDİ

Öte yandan 6 saat süren PM toplantısında, yerel seçimlerin kapsamlı bir değerlendirmesi yapıldı.

Toplantıda, hem 31 Mart hem de yenilenen İstanbul seçimlerinde tüm kesimlerden oy alındığı vurgulanarak, kullanılan "kapsayıcı dil"in sürdürülmesi yönünde karar alındı. Belediyelerin "halkçı" politikalar uygulaması üzerinde durulurken, milletvekilleri ve PM üyelerinin yerel yönetimler hakkındaki görüşleri de soruldu.

Toplantı sonunda bir değerlendirme konuşması yapan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, PM'deki değerlendirmeleri 26-27 Temmuz'da gerçekleştirilmesi planlanan CHP Belediye Başkanları Toplantısı'nda belediye başkanlarına aktaracağını söylediği öğrenildi. AA