CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un yeniden sahneye çıkarak, adeta talimat içerikli değerlendirmelerde bulunduğunu savundu. "Hukuksuzluğun metastaz yaptığına bir kez daha tanık olduklarını" öne süren Altay, YSK'ye yönelik baskı, basınç, etkileme, zorlama sürecine yargının da dahil olduğunu belirtti.

Altay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın, mahkemenin kuruluş yıl dönümünde, "Hakim, hiçbir şart ve ahval altında aklını ve vicdanını başkasına emanet edemez." şeklinde güzel bir değerlendirme yaptığını ancak bunun eksik olduğunu, Arslan'ın buna savcıyı da eklemesi gerektiğini belirtti.

"Bunu deseydin, belki bugün bir talimatla kimi sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında soruşturma başlatan savcı, bu aymazlığı yapmazdı. İpe un sermeye devam ediliyor." ifadesini kullanan Altay, "Maltepe, Kadıköy ve Ataşehir'de Anadolu yakası Cumhuriyet başsavcılığı bir soruşturma açmış, çeşitli ihbarlar üzerine. Bu talebi YSK, bir suç duyurusu olarak yapsa belki anlarız. Ama bunun pazartesi karar gününden önce YSK'nin kararına bir destek olmak amacıyla bu soruşturmanın başlatıldığı çok açık. Bu soruşturmayı, bu suç duyurusunu AKP mi talep etmiştir, bu suç duyurusunda AKP mi bulunmuştur, YSK mi bulunmuştur? Başsavcılığın buna açıklama yapması lazım." diye konuştu.

Altay, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un, "Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu." şeklinde sözler sarf ettiğine dikkati çekerek, bu türden gerekçelerle yapılan başvurular üzerine YSK'nin "dosyanın kapağını bile açmadan iade etmesi gerektiğini" savundu.

Engin Altay, AKP'nin, "Ben Büyükçekmece'ye itiraz ettim iptal edilsin, İstanbul Büyükşehir Belediye sonuçlarına itiraz ediyorum, iptal edilsin." dediğini, belgelerin istenmesi halinde ise "Onlar yok, ben sonra onları bulup geleceğim." cevabını verdiğini savunarak, bunun adının, siyaset ve hukuk literatüründe "kepazelik" olduğunu söyledi.

"YSK TAHKİKAT KURUMU MUHAKKİK DEĞİLDİR"

CHP Grup Başkanvekili Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bulamadım bir şey, ben başsavcıya talimat vereyim, bir soruşturma başlatsın, sen bu soruşturmayı esas al, seçime şüphe, şaibe karıştı de, seçimi iptal et... Bunun adı talimattır, yargı takviyeli olarak YSK, bir basınç ve tasallut altındadır. YSK'nin saygıdeğer üyeleri, anayasadan aldığınız yetkiyi kullanıyorsunuz, kanunlara uygun kullanmak zorundasınız. İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, çocuklarınızın, torunlarınızın yüzüne bakacak yüzünüz olsun. Kızılay'da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler. Bu basınca, baskıya Cumhuriyet başsavcılığı destekli bu tasalluta boyun eğmeyin. Önünüzde kanun, anayasa var. İşinizi buna göre yapın. YSK, bugüne kadarki içtihat ve kararlarına uymak zorundadır. Dün ak dediğine bugün kara, dün kara dediğine bugün ak diyen YSK'nin bundan sonra yapacağı hiçbir seçim güvenli seçim olmaz. YSK, İçişleri ve Adalet bakanlıkları üzerinden üretilen, yasa dışı, delil sayılamayacak kağıt parçalarını dikkate alarak toplanmamalıdır bile. Velev ki toplandı, bu itirazları peşinen reddetmesi lazım. YSK, tahkikat kurumu, muhakkik değildir. YSK, önündeki belgeye göre karar verir. Şüphe, şaibe var diyerek, bir siyasi partinin bütün taleplerine, 'Emredersiniz, buna da şuna da bakalım' demez. Türkiye'de ben kazanmazsam seçim meşru değildir anlayışını tesis edemez, bunun içtihadını oluşturamaz. YSK, sarayın değil hukukun üstünlüğü esastır diyebilmelidir. Bunu yapmayan bir YSK'nin meşruiyeti her zaman tartışılacaktır."

"KRİZİ SONLANDIRMAYA DAVET EDİYORUZ"

Sandık kurulu başkanlarının 22 Şubat, üyelerin ise 24 Şubat'ta, AKP ve MHP'li üyelerin de olduğu ilçe seçim kurullarında, kaymakamlıktan gönderilen listelerden kura çekilerek belirlendiğini anımsatan Altay, bunlara yönelik 28 Şubat- 4 Mart'a kadar itiraz sürecinin bulunduğunu söyledi. Altay, 10 gün boyunca AK Parti ve MHP'nin elinde sandık kurulu üye listelerinin bulunduğunu, Yavuz'un, "Bizde yok" diyerek, kamuoyuna yanlış bilgi verdiğini kaydetti.

YSK'nin ilan ettiği seçim takvimine göre bütün iş ve işlemlerin yürüdüğüne işaret eden Altay, muhalefetin talebine göre "Bu takvim kesin", iktidarın talebi halinde ise "Bir bakalım" denilemeyeceğini dile getirdi. Altay, şöyle devam etti: "Böyle YSK olur mu? Tam kanunsuzluk için itiraz edebileceğimiz YSK'nin bizatihi kendisi, tam kanunsuzluk hali içindedir. YSK'nin AKP'nin, hiçbir şey yoksa bile bir şey olmuştur tezinden yola çıkarak işlem yapması, ilçe seçim kurullarına yazı yazması bile görevi ihmaldir, suistimaldir. Bunları yapamaz. Ama öyle görülüyor ki YSK, yürütmenin, sarayın, tasallut, baskı, basıncına teslim olmuştur. YSK'nin böyle bir hakkı yoktur. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi 6-7 saatte bitiriliyor, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi bize göre bitmiştir ama YSK'nin ilanı noktasında 30 günü aşkın süredir bitirilemiyorsa burada ipe un serme, çamura yatma, tam kanunsuzluk vardır. AKP'nin bütün iddiaları mesnetsizdir. YSK'yi hukuka uymaya, anayasada kendisine verilen görevleri kanuna uygun olarak yerine getirmeye, bu krizi bir an önce sonlandırmaya davet ediyoruz."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Çubuk'taki şehit cenazesi sırasında yapılan saldırıya da değinen Altay, "Linç girişimine karşı TBMM'nin salı günü üç maymunu oynadığını, AK Parti ve MHP'nin parmak çoğunluğuyla linç girişimine yönelik araştırma önergesinin reddedildiğini" öne sürdü. Altay, organize suçun, organize örtbas yöntemleriyle ortadan kaldırılamayacağını söyledi.

Seçimlerin yenilenmesi durumuna yönelik bir soru üzerine de Altay, "31 Mart yerel seçimlerinin, kendileri için tamamlandığını, bundan sonrasının gasp olacağını, YSK'nin eliyle bile bu gaspın yapılamayacağını" kaydetti. Altay, gündemlerinde "seçim yenilenmesinin olmadığını, olamayacağını" vurguladı. (AA)