CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Yönetim Kurulları Ortak Toplantısı'ne katıldı. Toplantıda projelerini anlatan Soyer, “İzmir bir yürek aslında, yüzlerce yıl boyunca doğunun ürünlerini batıya pompalayan, batının değerlerini doğuya pompalayan bir kent. Akdeniz ticaret hacminin yüzde 30’unu tek başına yapan bir yürek. Yüzlerce yıl boyunca ticaret hacminin 3’te birini tek başına yapan bir kent. Sonra büyük yangın, mübadele, Kurtuluş Savaşı derken bu büyük kapasite kan kaybetmeye başlamış. Şunu biliyoruz ki tepemizde bu güneş, önümüzde körfez ve bereketli toprak duruyor. Sadece bir masaja ve o yürekteki tıkanık damarların açılmasına ihtiyaç var" dedi.

[old_news_related_template title="Tunç Soyer: İktidara günaydın diyorum" desc="CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, “1973 yılında İzmir’de Gültepe Belediye Başkanı Aydın Erten ve sonrasında sosyal demokrat başkanlar TANSAŞ’ı hayata geçirdi. Vatandaşımız ucuz et, meyve, sebze, kömür alabilsin diye... Şimdi sosyal demokrat politikalardan medet umuyorlar. Ben de kendilerine günaydın diyorum, 46 sene sonra günaydın” diyerek hükümetin tanzim satış politikasını eleştirdi. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/02/iecrop/soyer-iha1_7495538_16_9_1550591811.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/tunc-soyer-iktidara-gunaydin-diyorum-3594014/"]

"ÇARE ÜRETMEK ZORUNDAYIZ"

"Liman kent olmak bu kentin en önemli kimliği" diyen Soyer, "Biz bu kimliği koruyacak çareler üretmek zorundayız. Limanda yapılması gereken iki temel iş var. Bunlardan biri sirkülasyon kanalının açılması, yani körfezin temizlenmesi, ikincisi navigasyon kanalının açılması. Bu navigasyon kanalı bazı gemilerin girmesine imkan vermiyor. 200 milyon lira bedelle açılması gereken bir kanal var. İkincisi bir yay gibi körfezin etrafını saran kanal ise 800 milyon bedelli bir kanal. Bu iki kanal açıldıktan sonra İzmir hem büyük ticaret gemileri için girilebilir bir yer olacak hem temiz körfez sayesinde bütün dünya kentleri arasında rekabet gücü artacak. Bu kaynak var. Eğer büyükşehir belediye başkanı seçilmek nasip olursa bu kaynakla biz bunu yapacağız. Kaynak nerede, değirmenin suyu nereden geliyor daha sonra açıklayacağım. Ama bu kaynağın olduğunu paylaşmak istiyorum” diye konuştu.

Kent turizminin trajik noktada olduğunu ifade eden Soyer, gastronomi, kongre, agro turizmi gibi birçok alanda detaylı çalışmaları olduğunu ifade etti.

"ÜÇ CEMRE GERÇEKLEŞECEK"

26 Şubat’ta projelerini açıklayacaklarını hatırlatan Tunç Soyer, “Bunlarla ilgili detaylı çalışmalarımız var. 10-12 Mart'ta ikinci bir toplantımız daha olacak, ikinci cemre. Mart'ın sonunda da üçüncü cemre düşecek. Onu da zannediyorum köyümüzde gerçekleştireceğiz. Özetle ?1 Nisan?’a hazırlanıyoruz ve nihayetinde o baharı bekliyoruz” dedi.

[old_news_related_template title="CHP'li Soyer'den o iddialara yanıt!" desc="Katıldığı bir televizyon programında adaylık süreciyle ilgili açıklamalar yapan CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, 'Gecikildi ama bu gecikmenin arkasındaki temel sebeplerden biri partinin, genel merkezin, genel başkanın bu konudaki titizliğidir' dedi. 'Terör örgütüne destek veriyor' iddialarına da cevap veren Soyer, 'Ben demokrasi çerçevesinde, demokrasinin sınırları içinde ve hukuki meşruiyet sınırları içinde herkesin oyuna talibim' ifadelerini kullandı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/02/iecrop/soyer_16_9_1550088017.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/chpli-soyerden-o-iddialara-yanit-3519897/"]

“DÜNYADA ARTIK KENTLER YARIŞIYOR”

Akdeniz çanağında yeni bir kentler birliği kurma hedefinde olduklarını dile getiren Soyer, dünyada artık kentlerin yarışır haline geldiğini söyledi. Kentlerin hükümetlerden çok daha insana dair çözüm üretmeye sahip olduğunu savunan Soyer, “Hükümetler ne yazık ki çağ dışı kaldılar. Geleceğin dünyası kentler dünyası, o nedenle İzmir’in kendi başına yapacağı çok şey var. İzmir kentiyle ilgili Kentler Birliği diye tanımladığımız; Akdeniz’e kıyısı olan 6 kent ile başlayacak. Bunlarla ortak turizm, tarım projeleri, spor, sanat, edebiyat üzerine çalışmalar yapılacak. Akdeniz markaları üzerine yeni pazarlar oluşturmak ve İzmir’in bu pastadaki payını büyütmek. Örneğin bir kongre merkezi. İzmir Fuarı’nın yanında geniş bir alan var, burada kongre merkezi yapmak istiyoruz. Bir de butik kongre merkezi Alaçatı’da, örneğin Foça’da. Bu coğrafyada turizmi 12 aya çıkartma hedefimiz var. Bu kongreler sadece ticari kongreler olmayabilir. Aynı şekilde bir teknoloji vadisi. İhracatın kilogram dolar karşılaştırmasını yaptığınızda bir buçuk dolar üzerinde. İleri teknoloji üreten bir serbest bölgeyle bu hikayeyi çok daha güçlendirebiliriz. Aynı zamanda organize tarım bölgesi olarak tanımlanacak şeyler de yapmak istiyoruz. Tarım ürünü hiçbir yerde artık para etmiyor. Ama dönüştürdüğünüzde katma değer üretiyorsunuz, pazarlama faaliyetini artırıyorsunuz” dedi.

“İZMİR’İN İKİNCİ HAP HALİNE GELMESİ LAZIM”

İzmir’in ikinci bir hap olması gerektiğini dile getiren Tunç Soyer,“Bizim İzmir için öngördüğümüz körfez bir şeyle daha bağdaşacak. Türkiye için İzmir’in mutlaka İstanbul’dan sonra ikinci bir hap haline gelmesi lazım. Çok üretirsiniz, yeni ürünler oluşturursunuz, her şey mümkün ama pazarlayamazsanız önemi yok. Liman ne kadar önemliyse havaalanının hap haline gelmesi de o kadar önemli. Bir üçüncü alan daha var, o da İpek Yolu. Çin burada konsolosluk açtı ve İpek Yolu yeni hatları üzerinde çalışıyor. Biz o aksın üzerindeyiz. Ama İzmir’in bu pastadan pay alması mümkün. İpek Yolu yeni destinasyonlar demektir" ifadelerini kullandı.

"İZMİR’DEN BAŞLAYARAK DEĞİŞTİRECEĞİZ"

Bütün bunları yaparken bir önemli adım olarak İzmir’in markalaşmasının gerekliliğine işaret eden Soyer, “Bunları el birliğiyle yapmak zorundayız. Hepimizin birlikte üstlenmesi gereken bir sorun bu. Herkesin bu kentin marka değerine kendi uzmanlık alanıyla yapacağı katkı var. Bu anlamda ciddi bütçelerle, emeklerle çalışılması gereken bir işten bahsediyoruz . Bu sadece fuarlara gitmekle olacak şey değil. İzmir’in önde gelen ihracatçılarının, üreticilerinin, sanayicilerin, kadınların içinde yer aldığı bir platform oluşturmak zorundayız. Tek hedefi İzmir’in marka değerini güçlendirmek ve dünyaya anlatmak olan. Bunu büyükşehir koordinasyonuyla yapabiliriz ama sizlerin de içinde olması şart. Yüreğin masajının en önemli başlıklarından biri demokrasi meselesi. Demokrasi derken bunu kastediyorum; katılımcılığı, şeffatlığı kast ediyorum. Biz kenti birlikte yönetmeyi, birlikte ileriye taşımayı hedeflersek, bunun kanallarını keşfedersek o zaman İzmir’in potansiyelini kullanma imkanına kavuşacağız. ‘İzmir’i en iyi ben biliyorum, en iyi ben yaparım’ ile potansiyelinin azını kullanma imkanı olur. İzmir’in kapısını herkese açarak o potansiyeli kullanmak mümkün. Bunu hakim kılabilirsek bu bahsettiğimiz hikayeyi yazabiliriz. Türkiye’nin İzmir’de yeni bir destan daha yazılmasına ihtiyacı var. Biz bu idareyi İzmir’den başlayarak değiştireceğiz. Dövüşerek, yıkarak, dışlayarak değil, omuz omuza, birbirimize daha sıkı kenetlenerek, aşkla değiştireceğiz. Aşkla İzmir mümkün, başka bir Türkiye mümkün” dedi. İHA