İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada söz alan sanıklar ve avukatları mütalaayı kabul etmediklerini belirterek mahkemeden Yargıtay'ın kararına uyulmasını talep ettiler.

Mahkeme Başkanı sanıklardan son sözlerini sordu. Avukat Bahri Belen: “Önce mahkeme Yargıtay’ın bozma kararına uyacağına ya da direneceğine ilişkin kararını vermesi gerekiyor. Direnme kararı verirseniz son söze gerek yok” dedi.

Mahkeme heyeti müzakereye çekilerek duruşmaya kısa süreli ara verdi.

Mahkeme başkanı Yargıtayı'n bozma kararına uyması ya da direnmesine ilişkin kararı son sözleri aldıktan sonra hükümle birlikte açıklayacağını ifade etti.

Bunun üzerine Avukatlardan Ergin Cinmen usule uyulmadığı gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu.

Avukatın talebi reddedilerek son sözlere geçildi.

Son sözleri için kürsüye çıkan sanıklar beraatlerini talep etti. Özetle şunları söyledi;

Ahmet Şık: Yargıtay kararı doğruları yansıttı ama eksiktir. Yargıtay kararı, soruşturma ve kovuşturma aşamasındakilerin hukukçu olamadığının teşhisidir. Bu komploda görev alan her kim olursa olsun yargı önüne çıkmalı. Komplonun sahibi iktidar, ortaklığını yapan yargı ve medya bilsin ki ne korkacak ne diz çökeceğiz.

Akın Atalay: Hakkımızda “FETÖ’ye yardım” iddiasıyla dava açan savcı Murat İnam’ın Yargıtay’da “FETÖ üyeliği”nden yargılanması devam ediyor. Madem ki bu davada suç ortaklığı yaptık, o zaman hepimizi için aynı hükmü kurun. Bizlerin şahsında gazetecilik mahkûm edilmeye çalışıldı. Gazetecilik tutuklandı, gazetecilik cezalandırıldı.

Aydın Engin: Sizler yargının siyasallaştığıyla ilgili çok ciddi iddiaların olduğu dönemde Cumhuriyet Davası gibi simgesel bir davada çok ciddi kararlar vereceksiniz. Bu sizin sınavınız, benim değil. Kolay gelsin.

Murat Sabuncu: Gazetecinin görevi haber yapmak, gerçeklerle yüzleşerek geleceği inşa etmektir. Bedeli ne olursa olsun gazetecilik yapmaya devam edeceğim.

Musa Kart: Bir mizahçının hayal gücünü aşan bir döneme tanıklık ettik. Dokuz ay Silivri’de kaldıktan sonra hâkim karşısına çıktık. Hakkımızda 40 yıla kadar ceza isteyen savcı “FETÖ üyesi” olmakla yargılanıyordu.

Yargıtay yaptığımızın gazetecilik olduğuna karar vermişken bir özür beklemeyelim mi? Evet, ben bir özür bekliyorum.

KARAR BEKLENİYOR

Son sözlerin ardından mahkeme heyeti karar vermek üzere duruşma salonunu boşalttı.

[caption id="attachment_5465163" align="alignnone" width="800"] Cumhuriyet Gazetesi'nin eski yazar ve çalışanlarının mahkûmiyet kararlarının Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından bozulmasının ardından yeniden görülen davada savcı, Yargıtay’ın bozma ilamına direnme kararı verilmesini istedi.[/caption]

NE OLMUŞTU?

Yargıtay, Cumhuriyet gazetesi eski çalışanları Akın Atalay, Orhan Erinç, Murat Sabuncu, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya ve Ahmet Şık hakkındaki "terör örgütüne yardım"dan verilen mahkûmiyet kararlarını bozmuş, Şık dışındaki sanıklar için beraat talebinde bulunmuştu.

Daire, Şık’ın "örgüt propagandası"ndan yargılanmasına hükmetmişti.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bozma kararının aynı suçtan yargılanan ancak mahkumiyet hükümleri istinaf mahkemesinde kesinleşen Önder Çelik, Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara ve Mustafa Kemal Güngör’e de sirayet etmesi gerektiğine karar vermişti.

Kararda, mahkumiyet hükmünün kesinleşip infaza başlanmış olması nedeniyle ileride bir hak kaybına sebebiyet vermemek açısından bu kişilerin cezalarının infazının durdurulmasına hükmedildiği belirtilmişti.