Doğasever Veteriner Öztürk Sarıca, ailesinden anne, baba ve üç yakınını kanserden kaybedince Burdur Gölü’nün kenarındaki Karakent Köyü’nden 300 dönümlük bir arazi aldı ve doğal bir yaşam köyü kurdu. Kanser konusunda insanları bilinçlendiren, tamamen organik ürünler ile kolektif bir yaşamın hakim olduğu Lisinia Doğal Yaşam Köyü her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Lisinia ise doğan ve batan güneşin ay ışığı pırıltısı anlamına geliyor.



TÜRKİYE’NİN İLK YABAN HAYATI MERKEZLERİNDEN BİRİ

Ülkemizin ilk yaban hayatı merkezlerinden biri olan Lisinia’nın açılması için izinlerin 3 yıl sürdüğünü anlatan Sarıca, insanların sağlıklarını kaybetmesindeki en büyük etkenin doğanın bozulmasını olduğunu kaydetti. Köye ziyaret için gelen herkese kanser yapıcı maddelerden uzak durmaları gerektiğini anlatan Sarıca, doğal yaşamın önemini herkesin kavramasını istiyor. Köyde yaban hayvanları da rehabilite edilerek yaşam alanlarına bırakılıyor. Sarıca, aşırı sulamanın önüne geçebilmek için aromatik bitki yetiştirdiklerini kaydetti.



GÖNÜLLÜLÜK ESASINA DAYALI KOLEKTİF BİR YAŞAM

Doğal Yaşam Köyü Lisinia’da, Türkiye’nin sularının Türkiye’de kalması için yürütülen projeler, sıfır kimyasal ile doğa dostu tarım projeleri, yaban hayatı koruma ve Doğa Okulu projeleri en aktif olarak işleyen projeler yer alıyor. Köye gelen gönüllüler önce çeşitli eğitimlerden geçiriliyor, sonra da organik tarım, yaban hayvanlarının rehabilitasyonu, Kanser Evi çalışmalarına katılma, sosyal medyada tanıtım gibi görevlerde yer alıyor. Gönüllüler orada herhangi bir ücret ödemeden konaklıyor ve çalışmalar da kolektif bir şekilde gerçekleşiyor. Gönüllülerin bazıları aylarca bazıları da yıllarca kalıyor.



BAĞIŞ KESİNLİKLE KABUL EDİLMİYOR

Kuruma tehdidi ile karşı karşıya kalan Burdur Gölü’nü korumaya yönelik çalışmaların yürütüldüğü merkezde lavanta fideleri de üretiliyor. Lisinia’da tamamen organik olan lavantadan elde edilen ürünlerin satışından elde edilen kazanç ile geçiniliyor, köyde yaşayanlar kesinlikle bağış kabul etmiyor. Sarıca, köyde lavanta fidesi ürettiklerini aktararak, doğal ürünlere olan ilgisinin ailesinden birkaç kişiyi kanserden kaybetmesi ile başladığını belirtiyor. Köy, sigara ve alkolün yasak olduğu, tamamen organik ürünlerin kullanıldığı minyatür bir köy olarak biliniyor.



SALDA, LAVANTA SONRA LİSİNİA…

Köyde, Isparta, Antalya, Afyon, Denizli ve Burdur gibi illerde yaralı ya da zehirlenmiş halde bulunan yaban hayvanları tedavi ediliyor. Tedavi edilen bu hayvanlar daha sonra tekrar doğal yaşam alanlarına bırakılıyor. Kuruluşundan bu yana çeşitli sebeplerden merkeze getirilen 350 hayvan tedavi edilerek doğaya bırakıldı. Organik tarımın yapıldığı, kansere karşı bilgilendirici etkinliklerin düzenlendiği merkezde, şu ana kadar Türkiye’den ve yurt dışından 45 bin kişiye kanser eğitimi verildi. Hafta sonları Salda Gölü ve Lavanta Bahçeleri’ne gelen kişilerin kendilerini de ziyaret ettiklerini aktaran Sarıca, eko turizme büyük önem verdiklerini ve bunun gelişmesi için uğraştıklarını anlattı.