İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, "devletinin ekonomik düzen ve istikrarını zayıflatma" iddiasıyla, "Piyasa dolandırıcılığı" suçundan 2'şer yıldan 5'şer yıla kadar hapsi istenen 18 sanık ve avukatları ile şikayetçi BDDK ve SPK avukatları katıldı.

"BDDK YAPTIĞIMIZ HABERDEN RAHATSIZ OLDU"

Haberi yapan muhabirlerden Kerim Karakaya, haberin 10 Ağustos gece 23.00'da piyasa kapandıktan sonra yayınlandığını belirterek, "Biz BDDK'nın haftasonu toplanacağını belirlemiştik. Ancak Cumartesi günü BDDK bir açıklama yayınlayarak haberimizden rahatsız olduğunu belli etti. Bunun üzerine açıklama doğrultusunda haberimizi güncelledik. Ben SPK'da belirtilen bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun unsurlarının oluşmadığını düşünüyorum. Kanun hazırlanırken görüşüne başvurulan kişilerdenim. Görüşümüz doğrultusunda kanuna menfaat etme koşulu getirilmiştir. Olayda menfaat temin etme olmadığı gibi sermaya aracı ile ilgili bir husus da söz konusu değil" dedi.

"BANKA YETKİLİLERİ MÜŞTERİLERİNE DÖVİZ VERMEDİKLERİNİ SÖYLEDİLER"

Muhabir Fercan Yalınkılıç da 7 yıldır Bloomberg'te muhabir olarak çalıştığını belirterek, "Sadece Türkiye hakkında değil, Avrupa piyasası hakkında da haberler yapıyorum. Tamamen gazetecilik etiğine uygun şekilde faaliyette bulunmaktayım. Biz söz konusu haberi kendi gözlemlerimize dayanarak ve gün içerisinde gittiğimiz banka şubeleri yetkilileriyle gerçekleştirdik. Gerçekten gittiğimizde banka yetkilileri bize, döviz veremediklerini, bir sonraki işgününe müşterilerini çağırdıklarını beyan etmişlerdi. Zaten sonrasında BDDK da bu konuda herhangi bir yalanlamada bulunmamıştır" diye konuştu.

BDDK ve SPK HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUM

Gazeteci Merdan Yanardağ da, "BDDK işine baksın. Ben gazeteci olarak görevimi yapıyorum. Bir de Ekonomik Darbe Girişimiyle suçlanıyoruz. FETÖ ile bağlanmış. Ben FETÖ'cü çeteyle mücadele ettiğimden Ergenekon'a eklendik. Bu davanın amacıyla ekonomiyi batıran asıl sorumluları gizlemektir. Ekonomik krizin nedenlerini gizleme çabasında olan BDDK ve SPK hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Bu komik, gayriciddi davanın derhal düşürülmesini talep ediyorum" ifadesinde bulundu.

"BU DAVA POLİTİK BİR DAVADIR"

Twitter'da çok sayıda takipçisi olduğunu söyleyen ekonomi yazarı Mustafa Sönmez, "Bu dava politik bir davadır. Hem ekonomi medyasını hem de muhalifleri sindirmek ve korkutmak için açılmış bir davadır. SPK ve BDDK araç olarak kullanılmıştır."

"ŞAKA AMAÇLI PAYLAŞTIM"

Elif Yarar ise parodi twitter hesabı kullandığını belirterek, şaka amaçlı paylaşım yaptığını, kendisinin ekonomiyle bir ilgisinin olmadığını söyledi.

"ATTIĞIM TWEET EKONOMİYİ ETKİLİYORSA..."

Halit Tokkuş, "Söz konusu tweeti ben attım, arkasındayım. Haklılığım geçen sürede ortaya çıkmıştır. Ben ve diğer sanıklar attıkları tweetlerle ekonomiyi etkiliyebiliyorlarsa o zaman iyi tweetler atsalardı ekonomi düzelir miydi? Neden yargılandığımı anlayamıyorum" diye konuştu.

"ÖĞRENCİYİM, EKONOMİYİ ETKİLEYECEK BİRİ DEĞİLİM"

Sanıklardan öğrenci olduğunu söyleyen Bilal Can sağır ise, "Hem sosyal konum itibariyle hem de sosyal medyadaki etkinliğim itibariyle ekonomiyi etkileyecek biri değilim. Tweetlerle ilgili Kocaeli savcılığınca, 'halkı kin ve nefrete teşvik etmek' suçlamasıyla soruşturma geçirdim ve hakkımda takipsizlik kararı verildi" diyerek beraatini talep etti.

"ANLIK ÜZÜNTÜ VE STRES SONUCU PAYLAŞTIK"

Ticaretle uğraşan Burcu Deren, "Piyasada döviz kurundaki dalgalanma işimizi olumsuz etkiledi. Bu nedenle sosyal medyada bazı yorumlar yaptık. Bunu anlık üzüntü ve stres sonucu yaptık" dedi.Teoman Aluç, "O dönemlerde Papaz Bronson davası nedeniyle dolar artmıştı. Ben de buna ilişkin yorum yaptım. Bunun suç olduğunu bilmiyordum"" dedi.

İKİ SANIK HAKKINDA ZORLA GETİRME ÜÇ SANIK HAKKINDA YAKALAMA KARARI...

Mahkeme ara kararında, sanıkların derhal beraat verilmesi taleplerini reddederek, duruşmaya katılmayan iki sanık hakkında zorla getirme emri, üç sanık hakkında ise yakalama emri çıkarılmasına karar verdi. BDDK'nın davaya katılma talebini kabul eden mahkeme, duruşmayı 17 Ocak 2020'e erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede şüphelilerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ekonomik düzen ve istikrarını hedef alır şekilde sermaye piyasalarında ve borsada işlem gören firma, kurum ve kuruluşlara ilişkin güvensizliğe yol açan açıklamalarda bulunarak piyasalarda güvensizlik oluşturmayı hedefledikleri ve kendilerine maddi yarar sağlama beklentisi içerisinde oldukları iddia ediliyor.