Cumhurbaşkanı özetle şunları söyledi:

"Bugüne kadar pek çok önemli başlık üzerinde fikir jimnastiği yaptık. Konferansa Ankara'yla beraber Samsun da ev sahipliği yapıyor. Dünyamız diplomaside de hızla değişiyor. Eski dünyamızın kalıplarıyla günümüzü değerlendirmek artık mümkün değildir. Siyasi ve ekonomik kırılganlıkları ele aldığımızda sistemsizlikle karşı karşıyayız. Düzensiz Göç meselesinden teröre, İslam düşmanlığından kültürel ırkçılığa  kadar yeni durumun emarelerine şahit oluyoruz. Ticaret savaşlarını da bu sistemsizliğin bir parçası olarak görüyorum.

'ABD'DEN GERÇEK BİR MÜTTEFİKE YAKIŞIR ADIMLAR BEKLİYORUZ'


Suriye'de yaşadıklarımız bize sahada olmayanların masada olmayacağını bir kez daha göstermiştir. 243 dış temsilcilikle dünyanın en büyük konsolosluk ağından birine sahibiz. Hepiniz güvenlik politikalarının ehemiyetini biliyorsunuz. NATO müttefikimiz ve stratejik ortağımız ABD'den gerçek bir müttefike yaraşır adımlar atmasını bekliyoruz. Güney sınırımızda adeta kanser hücresi gibi büyüyen, müttefiklerimizin ağır silahları ile büyütülen yapı ortadan kalkmadıkça Türkiye kendini emniyette hissedemez. Türkiye her türlü tehdidi bertaraf etmek hakkına sahiptir. Bugün gerekeni yapmazsak yarın bunu daha ağır bedeller ödeyerek yapmak zorunda kalırız.

'SÜRECİ FARKLI BİR AŞAMAYA TAŞIYACAĞIZ'


Gerektiğinde diyalogla gerektiğinde yumuşak güç unsurlarıyla gerektiğinde zorlayıcı diplomasi araçlarıyla gerektiğinde de fiili güç kullanarak milli menfaatlerimizi mutlaka savunacağız. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla başlattığımız süreci inşallah çok yakında farklı bir aşamaya geçireceğiz.


S400'LERİN NATO'YA ZARAR VERECEĞİNE DAİR KANIT YOK


Atacağımız bu adımla Suriyeli muhacirlerin ülkelerine dönüşünü hızlandırmayı planlıyoruz. S-400'lerin NATO'ya ve F-35'lere zarar vereceğine dair hiçbir somut veri yoktur. Kimse kimseyi aldatmasın. Bu konunun kriz haline dönüştürülmesini samimi görmüyoruz. S-400'ler meselesinde Türkiye güvenliğiyle ilgili stratejik değil, tamamen ticari bir tercihte bulunmuştur. Ülkemizi bu tercihe zorlayan da müttefiklerinin uzlaşmaz tavrıdır. ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'ye adil davranılmadığını söylemesi bu konunun teyididir. Amerika'dan, gerek FETÖ elebaşılarının ülkemize iadesi gerek PKK/YPG terör örgütünün silahlandırılmasına son verilmesi konularında net adımlar bekliyoruz.

AB'YE ÇAĞRI YAPTI


AB küresel aktör olmak istiyorsa öncelikle Türkiye'yi kazanmalıdır. Türkiye'nin üyeliği birkaç ülkenin ihtirasına kurban edilmemelidir. Yarım asırlık üyeliğimizi pozitif gündemle sürdürmek istiyoruz. Yeni yasama yılında Meclisimizin yargı paketi ile ilgili gereken çalışmayı yapacağına inanıyorum. PKK denen çıbanbaşını Irak topraklarından kopartıp atmakta kararlıyız. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması ve tanınması artık bir tercih değil mecburiyettir."