Ergenekon Kumpası, 2007’de İstanbul Ümraniye’deki bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başladı. Türkiye’nin anlı şanlı komutanları, bilim insanları, gazetecileri, aydınları bu kumpasla hapse atıldı. Hayatlar karartıldı. Yıllar sonra bunun bir FETÖ kumpası olduğu ortaya çıktı. Dün mahkeme, örgüt kurmakla suçlanan tüm sanıkları beraat ettirdi. Adalet, 4403 gün sonra nihayet yerini bulmuş oldu. SÖZCÜ, kumpasların arkasında Feto’nun olduğunu 12 yıl boyunca manşetleriyle duyurdu. Biz bunları yazarken birileri hainlere alkış tutuyordu. Yıllarca tehlikeye dikkat çeken SÖZCÜ, bugün kripto FETÖ’cülerin iftiraları yüzünden FETÖ’yle suçlanıyor. Adalet arıyor. 
-----------------------
Fetullahçı Terör Örgütü’nün Türkiye’ye yaşattığı Ergenekon kumpas davası, 4 bin 403 günün ardından dün resmen sona erdi.

Mahkeme, “Ergenekon örgütü” adı altında bir örgüt olmadığı için, ‘örgüt kurmak, yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık’la suçlanan sanıkların tümünün beraatına karar verdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük kumpas davası Ergenekon, geride karartılmış yüzlerce hayat bırakarak ülke hafızasında yerini alırken, FETÖ’cü kumpasın sonucu yıllarını hapishanelerde geçirenler, yakınlarını kaybedenler “Hakkımızı helal etmiyoruz” dedi.

ARSLAN’A MÜEBBET


Yargıtay’ın bozma kararının ardından İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen 235 sanıklı Ergenekon Davası’nda mahkeme, emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç, Şener Eruygur, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Mustafa Balbay, Bedrettin Dalan, Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu tüm sanıklar hakkında ‘örgüt kurmak, yönetmek ve üyelik’ suçundan beraat kararı verilmesine hükmetti. Sanıklardan Alparslan Arslan’a ağırlaştırılmış müebbet, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır’a ise müebbet hapis cezası verildi Karar duruşmasında, aralarında Erol Mütercimler, Oktay Yıldırım, Emin Şirin’in aralarında bulunduğu 30’u aşkın tutuksuz sanık ve çok sayıda avukat da duruşmada hazır bulundu.

Dava sonrasında açıklama yapan Avukat Serkan Günel, “Davanın başında ‘Türkiye’nin bağırsakları temizleniyor’ diyorlardı. Ancak en başından beri söylediğimiz gibi burada hiçbir zaman Türkiye’nin derin devleti ya da kirli ilişkileri soruşturulmadı, araştırılmadı” ifadelerini kullandı.

MAĞDURLAR KONUŞTU


Kararın açıklanmasının ardından bazı sanıklar adliye önündeki meydanda basın açıklaması yaptı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve davanın 2008 yılında ilk tutuklanan sanıklarından olan avukat Nusret Senem, “2008 yılında en başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere Vatan Partisi yöneticilerine, milliyetçi aydınlara, Atatürkçülere karşı Amerika’nın ve NATO’nun ve Avrupa Birliği çevrelerinin bölgedeki menfaatleri doğrultusunda FETÖ örgütünü kullanarak kurdukları kumpas tarihi bir kararla sona ermiştir. Bu kumpasın Türkiye’ye ağır bedelleri oldu” dedi. Sanık Hasan Ataman Yıldırım ise 5 yıl 2 ay 5 gün bu davadan dolayı hapis yattığını belirterek, “Ergenekon, Balyoz ve diğer isimle seri davalar tamamen Amerika’nın kontrolünde Türkiye’yi ele geçirme davasıdır” diye konuştu. Erdal Şahin de, “22 ay Silivri’de kaldık. Bu kötü süreçte yanımızda olan eşlerimiz, annelerimiz vardı. Duygusalım, konuşamıyorum. Türkiye bizim” dedi.


YUVALAR DAĞILDI, BU HAYATLAR SÖNDÜ


Kumpas Ergenekon davası dün sonuçlanırken geride çok sayıda mağdur bıraktı. Bazı sanıklar, aklandıklarını göremeden hayatını kaybetti. Kuddusi Okkır Silivri Cezaevi’nde yakalandığı kanserden öldü. İlhan Selçuk, Kemal Yavuz, Muzaffer Tekin, Arif Doğan, Uçkun Geray, Ali Tatar Erhan Göksel, Sami Hoştan, Mehmet Koral, Ünal İnanç, Salih Kurter, Hüseyin Görüm, Emcet Olcaytu, Engin Aydın, Murat Özkan, Fatih Derdiyok yargılama sürecinde yaşamını yitirdi. OdaTV davasında tutuklanan MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu, Silivri Cezaevi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu mahkemeye çıkamadan öldü. Hasta yatağındayken FETÖ’cü polislerce evi basılan ÇYDD Başkanı Türkan Saylan davası açılmadan öldü.

Kumpası kuran FETÖ’cüler ya kaçtı ya da yargılanıyor


Ergenekon kumpası sürecinde 100 binden fazla telefon izlendi, 60 bin telefon dinlendi, 3 bin kişi hakkında takip yapıldı, bin 360 kişi ifade verdi, 588 kişi tutuklandı. Davada 44 gizli tanık vardı. Toplam sayfa sayısı 17 bini aşan 19 iddianame hazırlandı. Peki Türkiye’nin başına bu kumpası dolayan FETÖ’cüler ne yapıyor?

KAÇAN KAÇANA...


“Ergenekon” soruşturmasını yürüten ve meslekten ihraç edilen savcılar Zekeriya Öz ve Fikret Seçen, FETÖ soruşturmaları kapsamında firari olarak aranıyor. Bir dönem soruşturmaya bakan firari sanık Cihan Kansız hakkında da FETÖ üyeliğinden dava açıldı. Dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyaya bakan hakimler Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu hakkında FETÖ üyeliği suçundan dava açıldı. Özese ve Çalmuk tutuklu bulunurken, Haşıloğlu hâlâ firari olarak aranıyor. Davaya duruşma savcısı olarak giren Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da FETÖ davaları kapsamında tutuklu bulunuyor. Soruşturmaların başındaki emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Nazmi Ardıç, Yurt Atayün, Ömer Köse FETÖ’den tutuklu yargılanıyor.

SÖZCÜ GAZETESİ KUMPASI YAZDI KUMPASA UĞRADI


TÜRK Ordusu’nun şerefli askerlerinin, Atatürkçü aydınların, akademisyenlerin, gazetecilerinin birer birer tutuklandığı günlerde SÖZCÜ, Ergenekon soruşturmasının arkasında Fetullahçı Terör Örgütü olduğunu kamuoyuna duyurdu.



Operasyonların dalga dalga geldiği kumpas soruşturmalarında “Dokunanın kaseti ortaya çıkıyor”, “Ergenekon soruşturmasının ardında Fetullah var”, “Koskoca TSK’yı terörist örgüt ilan ettiler”, “Atatürkçü ve laik kesime operasyon başlatıldı.Apo’yu bile böyle götürmediler”, “Ayıptır, günahtır” manşetleriyle çıkan SÖZCÜ, bu karanlık örgütün hedefi oldu. Tüm muhalif seslerin “Ergenekoncu” yaftasıyla teker teker susturulduğu karanlık dönemde SÖZCÜ Gazetesi, korkmadan, yılmadan kumpas soruşturmalarını ve davalarını eleştirdi.



12 yıllık süreç SÖZCÜ’yü haklı çıkardı. Mahkeme, Ergenekon diye bir örgüt olmadığını belirtirken, davanın mağdurlarını tarih önünde akladı. Ergenekon’un arkasında FETÖ’nün olduğunu ısrarla söyleyen SÖZCÜ ise bugün FETÖ’ye yardımla suçlanıyor, yazarları çalışanları yargılanıyor. Unutulmasın, SÖZCÜ 12 yıl önce haklıydı, bugün de haklı, yarın yine haklı çıkacak...


Aslında hedef, büyük Silahlı Kuvvetler’di


Ege ve 1. Ordu Komutanlığı yapan Hurşit Tolon, Ergenekon soruşturması kapsamında 2008 yılında tutuklandı. Ergenekon kumpasıyla 3 yıl Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalan Tolon, Habertürk’e yaşadığı süreci anlatırken, “Alçak FETÖ’cülerin kurmuş olduğu kumpasın bir mağduru olarak esir kaldım. Eğer yürürlükte olsaydı bu mahkeme bizi çoktan ipe çekmiş olurdu. Neden yapardı bunu çünkü Atatürkçü değerlere sımsıkı sarılmış ülkesinin bölünmez bütünlüğü, ulusal birlik ve beraberliği için ve emperyalizme karşı şiddetle karşı çıkan insanlar olarak bizi tasfiye etmek istiyorlardı” diye konuştu. Tolon, “Neden hedef alındınız” sorusuna ise 2003 yılında Erbil’de Türk askerinin başına çuval geçirilmesi üzerine Amerika’da gösterdiği tepkinin bunlardan biri olduğunu söyledi.

HER YERDE YAPTILAR...


Türkiye Cumhuriyeti’nin Ergenekon davası ile mağdur edildiğini ifade eden Tolon, “Aslında hedef büyük güçlü Türk Silahlı Kuvvetleriydi. Sadece Silahlı Kuvvetler bünyesinde yapmadılar. Yargıda yaptılar. Emniyet teşkilatında yaptılar. Üniversitelerde yaptılar. Kamu kuruluşlarında yaptılar” diye konuştu.