Tarihi Gelibolu Yarımadası Kocadere Köyü Kamp Alanı'nda, şafak vakti şehitlere saygı için top atışı gerçekleştirildi. Alana gelen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, gençlere "yarma çorbası" ikram etti. İkram sırasında gazetecilere açıklama yapan Kasapoğlu, gençlerin her yıl burada kamp yaptığını belirterek, önemli bir programı yaşadıklarını söyledi.



Kasapoğlu, gençlerin heyecanını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:

"Biraz sonra da namazımızı kılıp hep birlikte yürüyüşe başlayacağız. Gerçekten gençlerimizle omuz omuza o günleri, o anları hatırlayıp hep birlikte yürümek benim için de çok ayrı bir heyecan. Ben de çok heyecanlıyım."Yürüyüşe katılan öğrencilerden Süleyman Furkan Özcan, şehitleri anmak için geldiğini belirterek, "Şehitlerimiz bundan 104 yıl önce burada savaştı. Bu vatanı bize hediye etti. Yürüyüşe katılarak Çanakkale ruhunu daha iyi hissedeceğim." dedi.



Hitit Üniversitesi öğrencisi Rabia Karagülle, 57. Alay'ın Türk milleti için önemli olduğunu dile getirerek, "57. Alay'ın yaşadığı duyguları hissetmek için buradayız. Dedelerimizin savaştığı bu topraklarda güzel anılar yaşıyoruz. Çok duygulandık. Tüm Türk halkını buraya davet ediyorum." diye konuştu.

İzmir'den gelen Büşra Yüksel de yürüyüşe katıldığı için çok mutlu olduğunu anlatarak, "104 yıl önceki savaş bizim bugünlere gelmemize vesile oldu. Gelecek yıllarda buraya ailemle gelmeyi planlıyorum." ifadelerini kullandı.



Yürüyüş sabah namazıyla başladı

Çorba ikramından sonra, çifte sela ve ezan okundu. Daha sonra Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu ile binlerce genç, birlikte sabah namazı kılıp yürüyüşe geçti.
Etkinliğe Türk öğrencilerin yanı sıra, üniversite eğitimi için Türkiye'de bulunan yabancı öğrenciler, Avustralya'dan gelen 45 kişilik grup ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi'nden öğrencilerin de aralarında bulunduğu 8 bin kişi katıldı.



Kocadere Köyü Kamp Alanı'ndan başlayan yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüş, Conkbayırı'nda sona erecek. Yürüyüşe Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, 2. Kolordu Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkan Yardımcısı Zülküf Memiş, diğer askeri ve protokol üyeleri ile çok sayıda öğrenci katıldı.



57’NCİ ALAY SANCAĞI TEMSİLİ DEVİR TESLİM TÖRENİ YAPILDI

Çanakkale'de, '57’nci Alay’a Vefa Yürüyüşü'nün sona erdiği Conkbayırı'ndaki Atatürk Anıtı önünde 57'nci Alay Sancağı temsili devir teslim töreni düzenlendi. Törene, anıta çelenklerin bırakılmasıyla başlandı. Hükümet adına Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına 1.Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever ve Çanakkale Valisi Orhan Tavlı anıta çelenk koydu. Tören, saygı duruşunda bulunulması, saygı atışı yapılması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.

'ŞEHİTLERİMİZ, TARİHİN ALTIN SAYFALARINDA ASLA SİLİNMEYECEK İZLER BIRAKTI'

TSK adına Albay Bahattin Kamal’ın konuşmasının ardından kürsüye gelen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Çanakkale Savaşları'nın 104'üncü yıl dönümünde, kahramanlıklarıyla destanlaşan 57'nci Alay’ın aziz hatırasına saygı niteliğindeki yürüyüş için bir arada bulunduklarını belirterek şunları söyledi:

"Biz özgürce nefes alabilelim diye kendi nefesinden, kendi nefsinden vazgeçen şehitlerimizin manevi huzurundayız. Evlattan ecdada uzanan bir köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla tertip ettiğimiz 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü’nde sizlerle bir arada bulunmanın gururunu yaşıyorum. Bakanlığımızın bu anlamlı organizasyonu, artık geleneksel hâle gelmiş bulunuyor. Bakanlık olarak, bu yürüyüşlerin ilk gününden bugüne kadar yüzlerce gencimize tarihin kapılarını aralamış olmak, bizim için ayrı bir bahtiyarlık vesilesidir. Bu buluşmanın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Şair ne güzel sesleniyor; “Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!/ Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.” Bu mısralarla mertebesi tarif edilen kahramanlar; bundan yıllar evvel tam burada adeta ölüme meydan okuyup, toprağa düştüler. Uğruna can verdikleri bu topraklar için birer tohum oldular. Devrin bütün teknik silahlarıyla donanmış işgalcilere karşı göğüslerini siper ettiler, fakat yollarından dönmediler. O gün düşmanda imkân, yiğitlerimizde ise îman vardı. O gün burada teskere alıp eve dönmenin değil, gerekirse bu memleket için şehadete yürümenin hayalini kuran 57'nci Alay vardı. Onlar geride miras olarak ev, arsa değil; koca bir vatan bırakmak istediler. Onlar madalya ve rütbe yerine; şehit künyelerine talip oldular. Kendi isimlerinden vazgeçip Mehmetçik oldular. Kendilerine 'Taarruzu değil; ölmeyi emreden' kumandanlarının işaret ettiği hedefe korkusuzca koştular. O hücumun sonunda askerimizin pek çoğu şehit oldu belki ama; tarihe geçen mücadelesiyle 57'nci Alay da işgalcilerin yüzünde bir tokat gibi patladı. Bu milletin yiğit evlatları, Conkbayırı’nda bütün güç hesaplarını darmadağın ederek süngüleriyle bir büyük destan yazdılar. Bu toprakları kendilerine mülk, bu milleti menfaatlerine köle yapacağını hayal eden işgalciler; tarihin tozlu yaprakları arasında kaybolup gittiler. Ama kanlarıyla bayrağımıza rengini veren aziz şehitlerimiz; bu topraklarda tarihin altın sayfalarına asla silinmeyecek izler bıraktı."




'O VATAN EVLATLARI, İSTİKLALİN SEMBOLÜ OLAN HİLALİN GÖLGESİNDE BİRLEŞTİ'

Şehitlerin istiklal için verdiği bu mücadelede, herkes için alınacak çok önemli dersler, ibretler olduğunu ifade eden Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "O gün burada memleketin dört bir yanından çıkıp gelen; şehirleri, dilleri, hikâyeleri farklı da olsa kalpleri aynı aşkla çarpan vatan evlatları vardı. O yiğitler, o vatan evlatları, kutlu bir gayenin etrafında ve istiklalin sembolü olan hilâlin gölgesinde birleşmeyi bildiler. Onlar Diyarbakırlı, Trabzonlu; onlar Edirneli, Erzurumlu, Antalyalıydı. Ancak her şeyden önce onlar aynı medeniyetin çocuklarıydı. Künyelerinin kayıtlı olduğu şehirlerin farklılığı; bugün dahi bu milletin en büyük gücü olan birliğimizin önünde bir engel teşkil etmedi. 57'nci Alay, bu milletin tefrikayla bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dosta, düşmana ilan eden kardeşlik tapusudur. Cennet uykularına dalmak için bu topraklardan ebediyete yürüyen şehitlerimiz arasında; Kerkük’ten, Filistin’den, Bakü’den, Balkanlar’dan gelenler de vardı. İstanbul’u muhafaza ve müdafaa etmek için cepheye koşan o yiğit askerler, günümüzün strateji haritalarını aşan bir kutlu mesajın taşıyıcılarıdır. Onların Çanakkale’deki mezar taşları, bu aziz milletin hudutlara sığmayan büyük medeniyet davasının meşaleleri olarak bu topraklarda ışıldamaya devam ediyor" dedi.



'AY YILDIZIN IŞIĞI ALTINDA HEPİMİZİN RENGİ KIRMIZI-BEYAZDIR'

Bugün bütün mazlum milletlerin gözü ve kulağının Türkiye'de ise, Türkiye’nin sadece Türkiye’den ibaret olmadığının en müşahhas delili olduğuna söyleyen Bakan Kasapoğlu, şöyle devam etti:

"Vatan tehlikeye düştüğünde bu toprakları işgalci çizmelerine çiğnetmeyen o yiğitler, bizlere taşınması zor ama bir o kadar anlamlı bir emanet bırakmıştır. Bu emanet, Türkiye’dir. Ona hakkıyla sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bizim bu konuda ihmalkârlık yapmak gibi bir hakkımız, bir lüksümüz yok. Aksi; dostu üzmek, düşmanı sevindirmek manasına gelir. Çanakkale'nin her karış toprağı şehit kanıyla sulanmıştır. Bu topraklarda esen rüzgarlar bugün hâlâ 104 yıl önce yazılmış bu şanlı kardeşlik destanının seslerini taşımaktadır. O gün şehit düşen kahramanlar; aynı istikamete yürüyüp, vatan için omuz omuza mücadele vermenin en güzel örneklerini verdiler. Onlar arasında her meslekten, her kabiliyetten genç insanlarımız vardı. Onlar arasında sporcularımız da vardı. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi spor kulüplerimizde farklı renklerde formaları terletenler; Çanakkale cephesinde aynı sancağa kanlarıyla renk vermişlerdir. Gönül verdiğimiz renkler farklı olsa bile; ay yıldızın ışığı altında hepimizin rengi kırmızı-beyazdır. Beşiktaşlı Kaptan Kazım’ın, Galatasaraylı Hasnun Bey’in, Fenerbahçeli Arif Bey’in bize anlattığı hakikat budur. 'Arma farklı ama sancak aynı' diyerek yeri geldiğinde omuz omuza vermek, el birliği, iş birliği, güç birliği yapabilmek; o şehitlere karşı en büyük borcumuzdur. Bugün ve ömrünüzün sonuna dek yürüyeceğiniz bütün yolları, bu şuur ve bu şiarla kat etmenizi temenni ediyorum. Asırlar sonra bile hâlâ dillere destan olacak 57'nci Alay'ın her bir kahramanını, Çanakkale Savaşları'nın kumandanlarını ve bütün aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle yâd ediyorum. Bugün burada şühedaya vefa duygunuzu ifade etmek üzere bizimle olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Yürüyüşün tamamlanmasının ardından yeniden görüşmek üzere, sizleri sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.”



Konuşmaların ardından 57’nci Alay'ın temsili sancağı, geçen yıl emanet edilen Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından İstanbul Üniversitesi konseyine teslim edildi. Devir teslim töreni, askeri bando konseriyle sona erdi.