Silivri'deki yerleşkede görülen, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, bugün de sanıkların savunmaları alınıyor.

Dünkü duruşmada ilk savunmayı yapan tutuklu sanık Osman Kavala, 20 aydır tutuklu bulunmasına sebep olan suçlamaların bir dizi iddiaya ve varsayıma dayalı olduğunu, somut olayların taklit edilerek fantastik bir kurgu oluşturulduğunu belirtmişti. AKP'li milletvekili Mustafa Yeneroğlu da davaya ilişkin yaptığı değerlendirmede “Kavala’nın ‘Hükümeti devirmeye yönelik bir kalkışma olarak gezi olaylarının organizatörü,yöneticisi veya finansörü’ olduğuna dair maddi kanıtlar bulamadım” demişti.

Gezi davası ikinci gününde geniş güvenlik önlemleri altında devam ediyor. Foto: DHA


İŞTE KAVALA'NIN SAVUNMASI

Kavala, "Gezi eylemlerinin Soros tarafından finanse edildiği, benim de bu planlama sürecine katıldığım, gezinin provokatörü olduğum iddia ediliyor. Bu son derece haysiyet ve rencide edici suçlamadır. Ben 70’li yılların sonunda ülkemizde de iç savaş anlamında şeylere şahit oldum. Hayatımın hiçbir safhasında seçimlerde oy kullanma hariç hükümet değişikliği düşüncesine yakın olmadım." demişti.

Gezi davası ikinci gününde geniş güvenlik önlemleri altında devam ediyor. Foto: DHA


Kavala savunmasında şunları söylemişti; "40 yıla yakın süre boyunca yürüttüğüm faaliyetler ilgili gerçekleri çarpıtmadan olduğu gibi aktardım kamuoyuna. Hiçbir zaman gizli planım, faaliyetim, bir cemaatle ilişkim olmadı. Hiçbir faaliyetimde gizlilik unsuru bulunmamaktadır. Anlaşılması zor hiçbir ifade yok. Tüm konuşmalarım aynı telefondan, tüm yazışmalarım aynı bilgisayardan yapılmıştır.
Bu gizli bir şebeke yöneten kişinin davranış biçimi değildir. 20 ay önce emniyette yapılan sorguda, iddianamede yer alan iddialar bana sorulmadı. Gezi olaylarından sonra Brüksel’de açılan fotoğraf sergisi, suçlu olduğuma dair kanaati, gözaltına alınmamdan önce gerçekleşmiştir. Emniyetteki sorgumda telefon görüşmeleri dinlemelerimin 2012 yılının temmuz ayında başladığını öğrendim. Gezi kitlesel olarak yayıldıktan sonra başlamış dinlemedir."

Oyuncu Şebnem Dönmez de Silivri'deki gezi davasını izleyenler arasındaydı. Foto: DHA


"Soros’un finansmanı Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür vasıtasıyla Gezi olaylarına aktardığım iddia ediliyor. Ancak bunu hangi örgüt aracılığıyla yürüttüğüm belirsiz. Hükümeti devirme ve iç savaşa yönelik kaos çıkarma, Soros’un talimatlarıyla gizli bir yapı olduğu, bu davada yargılananlarının da gizli yapının üyeleri olduğu iddia ediliyor. Buna dair hiçbir kanıt, delil, işaret yok. Birkaç kişiden oluşan gizli örgütün 80 ilde milyonlarca kişinin katılığı eylemleri yönlendirmiş olması imkansız. Bu davada yargılananların bir kısmı Anadolu Kültür’de birlikte gerçekleştirdiğimiz projeler nedeniyle tanıştık. Bu insanların benim ya da başkasının talimatıyla gösteriye katılmaları ve gösteri düzenlemeleri mümkün olamaz. Gezi olaylarının hükümeti devirmek amacıyla bir tertip olduğu, Ergenekon davasında kurguyu akıllara getirdi."

Çok sayıda vatandaş da duruşmayı izlemek için Silivri'ye geldi Foto: Reuters


"BENİM ARACILIĞIMLA GEZİYE AKTARILMIŞ MADDİ BİR KAYNAK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

İddianamenin sonunda kullanılan bilgilerin FETÖ/PDY üyesi kişilerin başlattığı soruşturma neticesinde elde edildiği bilgisinin olduğunu aktaran Kavala, bu gerçeği FETÖ mensupluğundan tutuklanmış olan kişilerin emniyete gönderdiği rapordan anlaşıldığını belirterek savunmasına şöyle devam etti;

"İddia makamı beni sorgulamaya gerek duymadan, benim gezi olaylarını organize ettiğim kanaatine varmıştır. İddianamede, benim Soros aracılıyla geziye finansman aktarımı yaptığım iddia ediliyor. Böylesi bir finansman aktarımın iz bırakmadan gerçekleştirilmesi imkansızdır. Benim aracılığımla geziye aktarılmış maddi bir kaynak söz konusu değildir. 2013 yılında Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş'nin hesap hareketlerinde daha önceki yıllara göre bir artış söz konusu değil. Savcılığın benimle ilgili George Soros’un benim üzerimden finansman aktarıldığına dair hiçbir kanıt mevcut değil. MASAK raporunda, para transferlerinde adı geçen şahıslar arasında, soruşturma konusu olaylarda rastlanılmamış olduğu belirtilmiştir. Gezi olaylarına ilişkin bir para aktarımı olmadığı ortaya çıkmasına rağmen, tahliye talebinin reddedilmesi vahimdir. Tutuklanmamdan önce ya da sonra ortaya çıkan hangi delil MASAK raporundan daha önemlidir. İddianame varsayımlar üzerine inşa edilmiştir. Toplantılara davet ettiği kişiler aydınlık ve araştırmacılardan oluştuğundan, gezi eylemlerini derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması söz konusu değil."

 

GAZ MASKELERİ İÇİN FİNANSÖRLÜK İDDİASI

Kavala, 30 Mayıs 2013, Mine Özerden'in kendisi arayarak gençler için gaz maskesi tedarik edilmesi önerisinden söz ettiğini kaydederek, "Ben de birisi hesap açarsa böyle bir girişime katkıda bulunabileceğimi söylüyorum. Konuşma sırasında bu önerinin Gezi parkında bulunanların etraftaki gazdan etkilenmemeleri için faydalı olacağını düşünmüştüm. İddianamede yer alan, 26 Eylül 2013 tarihli ihbar mektubunda “Açık Toplum Vakfı’ndan Osman Kavala’nın yönlendirmesiyle, Mine Özerden'den Gezi eylemleriyle ilgili olaylar büyümeden önce birkaç kişi üzerine banka hesabı açtırdığını, bu hesaba para yardımı toplayarak eylemcilere gaz maskesi, sargı bezi, deniz gözlüğü gibi ihtiyaçların dağıtıldığı” iddia edilmiş. Benim Gezi Olayları’na hazırlık çalışması yürüttüğüm algısı yaratmak amacını taşıyan bu ihbar mektubunu yazanın Mine Özer'den ile konuşmamı dinleyen birisi tarafından yönlendirilmiş olduğu çok açık. Zira, böyle bir hesap açtırılmış değil. Açılmış olsaydı haberim olurdu, benden de katkı istenirdi. Ayrıca, bu durum MASAK Raporu’nda da tespit edilmiş olurdu." ifadelerini kullandı.

"BU TÜR SANAT ÜRÜNLERİ EYLEME ÇAĞRI MESAJI TAŞIMAZLAR"

İddianamede, Gezi Olayları’nı konu alan bir film projesinden bahsedildiğini, projeye hazırlık maksadıyla üretilmiş olduğu iddia edilen videonun ise ne kendisiyle ne de Çiğdem Mater ile ilgisi bulunmadığını belirten Kavala, “Bu projeyle ilgili girişim, işlerini kaybetmiş olan gazeteciler ve televizyon çalışanları tarafından başlatılmıştır. Amaçlanan, gazetecilerin yönetiminde, eleştirel bir bakış açısıyla nesnel haber veren bağımsız bir medya organının kurulmasıdır. Bu organın sahibi bir patron olmayacağından, gazetecilere destek olmak amacıyla, projenin gerçekleşmesi için gerekli finansmanın çeşitli fonlardan sağlanmasına yönelik bazı görüşmelere ben de katıldım. Dünyanın en itibarlı basın organlarından olan İngiltere’de çıkan The Guardian gazetesi ile iş birliğine ilişkin yapılmış olan görüşme, nasıl bir yayın organının amaçlandığını ortaya koymaktadır. Zaten bu belgesel çekimi gerçekleşmemiştir. Gerçekleşse dahi iddianamede delil olarak kullanılmazdı. Bu tür sanat ürünleri, eyleme çağrı mesajı taşımazlar.” ifadelerini kullandı.

Açık Toplum Enstitüsü kurucusu George Soros’un siyasi ayaklanma yaşanan ülkelerde finansman sağlandığını, bu kapsamda Gezi olaylarında da etkin olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını anlatan Kavala, “Kaynak bulunamayan yayın projesin nasıl oluyorda Soros önceden finansman yapıyor. Soros’un Arap ülkelerinde yaşanan halk ayaklanmalarına destek verdiği iddiası temelsizdir. Bu ülkeler tarafından da doğrulanmamıştır. Her ülkedeki rejim değişikliği sürecinde dış aktörler değil toplumsal temeli olan iç aktörler belirleyici olmuştur. Demokratik ülkelerde yapılan protestolar iktidar değişikliğine yol açmaz. George Soros’un şüpheliler arasında bulunmaması ve ifadesinin alınması için herhangi bir çaba harcanmaması, cezalandırılmam için tutukluluğumun devamına karar verilmesi, gezi olaylarına katılan binlerce insanın protestosunun değersiz gösterilmeye çalışılmasından başka bişey değil.” dedi.

Kavala, Gezi olayları sürecinde, hükümet yetkilileriyle halk arasında uzlaşma sağlamaya çalıştığını anlattığı savunmasına şöyle devam etti: “Hükümet yetkilileri ile konuşarak, onlarla protesto eylemlerine katılanlar arasında uzlaşma sağlamaya çalışan birisinin kaos ve kargaşa ortamı yaratarak darbeye zemin hazırlıyor olmasının nasıl bir mantıkla açıklanabileceğini anlayamıyorum. Gezi olaylarında yer alan yüzbinlerce kişiden farkım olmadığı belirtir tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.”

Duruşmaya bugün de tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor.