Deprem yanında yaşanan iletişim sorununu yorumlayan İBB Meclis Üyesi Taylan Yıldız, “GSM firmalarının depremde iletişimi gerçekleştirememesinin temel nedeni, kullanıcıların operatörlerin klasik telekomünikasyon şebekeleri üzerinden kapasitenin üzerinde arama yapması. 5.8 büyüklüğündeki depremde normal zamanda eş zamanlı arama sayısı 118 milyonken, depremde 160 milyon olmuş.
Ama bu klasik şebekeler 2000’lerden hadi daha iyimser bir yaklaşımla söyleyelim 2010’lardan eskide kaldı. Düşünün ki, kablolama fibere geçirilemedi hala 175 yıllık bakırda duruyor ama asıl network de IP’ye geçirilemedi. Kısmi IP var” ifadelerini kullandı.

İBB Meclis Üyesi Taylan Yıldız.


IP ŞEBEKEYE GEÇMELİYİZ

Deprem anında herkesin cep telefonu ile iletişim kurmasının mümkün olduğunu belirten Yıldız, “Eğer şebeke IP olsaydı depremde herkes konuşabilirdi. Firmaların tam kapasiteyi karşılaması için IP network olması gerekirdi. 2000’lerden itibaren herkes IP networklere geçti. Ama Türkiye’de şebeke ve ara bağlantılarda (yani bu operatörden o operatöre arama yapılması için gerekli bağlantı) IP olmayanlar var. Oysa Bunu BTK’nın ve Ulaştırma Bakanlığının 2000’den itibaren zorlaması gerekirdi. Ama ne fiberi zorladılar, ne şebekelerin bugünün modern şebekeler dönüşünü, ne de MVNO, telsiz, uydu, kablo gibi diğer haberleşme olanaklarını.

HÜKÜMETİN TEDBİRLERİ YETERLİ DEĞİL

Hükümetin afet anında haberleşme alanında yeni tedbirler hakkında konuşan Yıldız, “GSM firmalarına devlet tarafından 3-6 ay arasında 175 milyon anlık görüşme gerçekleştirecek şekilde yatırım yapma talimatı verilmesi, felaket durumunda ortak çalışacak altyapının kurulması niyeti iyi ancak çok geç kalınmış bir karar. Bu deprem 5.8 yerine 6.8 olabilirdi ya da daha uzun sürebilirdi. O koşulda oluşacak büyük iletişim kopukluğu depremden çok büyük kayıplara sebebiyet verebilirdi. 3G’nin Türkiye’ye 9 sene, 4G’nin 8 sene sonra geldiğini bilmesem, sanki 3-5 ayda ülkemize 5G gelecek gibi bir algıya kapıldım. Oysa, ülkenin ortalama internet hızlarına da bakarsanız, en hızlı şehir olan Rize 8 Mbit/s ile 42 Mbps olan 3G’ye bile yaklaşamıyor. Hangi 5G?

Üstelik, bırakın Türkiye’nin bu teknolojileri 8-9 yıl geriden takip etmesini, 5G halen tüm dünyada deneme safhasında. Kurulan networkler var ama onlar test networkleri. Neyi kuruyorsunuz? Bu da sanki toplanma yerleri, haberleşme eksikleri vs üstünü örtmek için söylenmiş bir söze benziyor” dedi.

“KAPASİTE DEĞİL, KALİTE SORUNU DA VAR”

İnternet üzerinden haberleşmenin sağlanmasına dikkat çeken Yıldız, “Biz 20 yıldır Büyük Marmara depreminin geleceğini biliyoruz. Bu 5.8’lik depremi doğanın bir uyarısı olarak algılamamız gerekiyor. Ve evet internet üzerinden haberleşme imkanı olmasaydı tüm iletişim durmuş olacaktı. Oysa 2010 yılından bu yana operatör firmaların fiber kablo yatırımı yapmak için yaptığı kazı izni başvurularını geri çevrilmemesi gerekirdi. 9 yıldır fiberin ilerlemesi neredeyse durmuş durumda. Türkiye internet hızında dünya sıralamasında 102ci sırada. Devamlı yazıyorum ve söylüyorum: Dünyanın en pahalı interneti bizde üstelik 3-4 milyon km olması gereken internet kapasitesi, ancak 330 bin km. Türkiye’nin % 68’i, dünyanın geniş bant için alt sınır kabul edilen 25 MB’ın altında hızlarda internete sahip. Dünya yeni nesil internet altyapısı IPv6’ya geçiyor. Yan komşumuz Yunanistan % 39 geçmiş. Türkiye % 0’da. Yani sadece kapasite değil, kalite sorunu da var. Bütün bu verileri topladığımızda olası bir büyük depremde İnternet de iletişime destek olmaya yetmeyecek” ifadelerini kullandı.