CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Taksim'de bulunan bir otelde düzenlenen toplantıda “Yoksullukla Mücadele Çözümlerini” açıkladı. Toplantıya çok sayıda partili katıldı.

“İSTANBUL'U YÖNETENLERİN AÇLIK VE YOKSULLUK KARŞISINDA SERGİLEDİĞİ UMURSAMAZLIK KABUL EDİLEMEZ”


İstanbul için büyük hedefleri olduğunu ve İstanbul'un kronik sorunlarını tek tek çözeceğini ifade eden İmamoğlu, “Her şeyden önce bütün sorunların kesiştiği her sorunun altında yatan o büyük beladan kurtulmak, İstanbul'u açlık, yoksulluk, işsizlik sarmalından çıkarmak zorundayız. İstanbullu, İstanbul’da yaşamak için bugün ağır bedeller ödemek zorunda bırakılıyor. Bu durumu çözmek zorundayız. Komşusu açken tok yatmayı kendisine yakıştıramayan, bunu insanlığına, inancına, vicdanına sığdıramayan, çok güzel bir kültürümüz var bizim. Böyle bir kültüre rağmen, İstanbul'u yönetenlerin açlık ve yoksulluk karşısında sergilediği umursamazlık kabul edilemez. Her sabah açlığa, yoksulluğa, işsizliğe uyanan onbinlerce İstanbullunun derdine çözüm bulmayı Büyükşehir Belediye Başkanı olarak öncelikli görevim, sorumluluğum, borcum kabul ediyorum. İstanbul'da insanca bir yaşam için gerekli gıdaya, temel sağlık hizmetlerine, okula, kreşe erişemeyen hiç kimse kalmayacak. İstanbul’un imkanlarını tüm İstanbulluların hakça ve adaletli bir şekilde paylaşmasını sağlayacağız. Kimsenin bize gelmesini beklemeyeceğiz, biz ihtiyacı olanın ayağına gideceğiz.” diye konuştu.

“KİMSENİN BABASININ PARASINI DAĞITMIYORUM”


Yoksullukla Mücadele Programı kapsamında, kısa vadede açlık ve yoksulluğa acil müdahale, orta vadede, sosyal politikaları arttırarak yaygınlaştırmayı ve işsizliği azaltmayı, uzun vadede ise yoksulluk yaratan mekanizmaları ortadan kaldırmayı amaçladığını anlatan İmamoğlu, “Bir yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Destek Paketleriyle dar gelirli hemşerilerimizin yaşamlarını kolaylaştırırken, bir yandan da hayat pahalılığı ile mücadele edeceğiz.Geçen günlerde yaptığım sunumda söylemiştim. İstanbul’da pahalı yaşamı ucuzlatmak için formülümüz ‘4+1’di. Bugün sizlere işte o, +1 ’lik kısmı daha detaylı olarak aktaracağım. Göreve gelir gelmez, Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal yardımlara harcadığı parayı 3 katına çıkaracağız. İstanbulluları 4 farklı destek paketinden yararlandıracağız. Sofra destek paketi, geçim pestek paketi, eğitim destek paketi ve evlilik destek paketi.Sofra destek paketi sayesinde İstanbul’da hiç kimse yatağa aç girmeyecek. Açlık sınırının altındaki aileler ekmeğe, süte ve damacana suya para ödemeyecek. Bu temel gıdaları dert etmeyecek. Hiç geliri olmayan ya da açlık sınırı altında gelirle yaşamaya mahkum edilen her aile Halk-Ekmek ve Halk-Süt satış noktalarından ihtiyacına göre ücretsiz ekmek, süt alabilecek. Ücretsiz damacana suyu alacak. Hani bazıları, 'Kimin parasını kime veriyorsun?' diye celalleniyor ya. Onlara ve 'Bütçesi nerede bunun?' diyenlere söyleyeyim. Sofra Destek Paketi'nin yıllık maliyeti yaklaşık 52 buçuk milyon Türk Lirasıdır. Bu paranın İstanbul Büyükşehir Belediye bütçesi içerisindeki payı yalnızca binde 2'dir. İBB Bütçesinin binde 2'sini alacağım ve açlık sınırının altındaki ailelere vereceğim. Bunun neresini anlamıyorsunuz? Bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Kimsenin babasının parasını dağıtmıyorum. Sosyal adaleti sağlamak için İstanbullunun parasını, İstanbul’un yoksuluna dağıtıyorum.


İkincisi ve en önemli desteklerden biri olan Geçim Destek Paketiyle İstanbul’da geçim sıkıntısı olan her aileye 200 liradan 2020 liraya kadar aylık destek sağlayacağız. Hiç bir geliri olmayan, asgari ücretle geçinmeye mahkum edilen veya İstanbul koşullarında geçinemeyen yoksul aileler bu destekten faydalanacak. Bunun için ailelerin bir yere başvurmasına da gerek olmayacak. İstanbul genelinde İhtiyaç Araştırması yapacağız. Bu aileleri biz tespit edeceğiz. Ardından kuracağımız Mahalle Çözüm Merkezlerindeki sosyal hizmet uzmanları tarafından süreci takip edeceğiz. Aile Geçim Desteği'yle de çocuk-öğrenci desteği ve yaşlı-hasta-engelli desteği olarak üçe ayrılıyor. Her bir desteği birbirinden ayrı olarak hesaplıyoruz. Desteklerin miktarı toplandığında ihtiyaç sahibi ailenin alacağı Aile Geçim Desteği miktarına ulaşılıyor. Yani Gelir Desteği ile eve giren para ve evin ihtiyacına göre asgari ücrete kadar ailelere destek olacağız. Kayırmacılık yok. Adaletsizlik yok. Kimse görmeden, veren el alan eli bilmeden bu yardımları yapacağız. Ve Aile Geçim Desteğini geçim yükünü omuzlarında taşıyan kadınlara ödeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Destek paketlerini açıklamaya devam eden İmamoğlu, “Eğitim Destek Paketi” sayesinde hiçbir anne ve baba çocuğunu okula gönderirken aç mı açıkta mı kalacak düşüncesinin olmayacağını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim Destek Paketiyle özellikle gelir seviyesi düşük ailelere katkı sağlayarak bu ailelerin çocuklarının okurken sağlıklı ve nitelikli bir şekilde beslenmelerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlayacağız. Önce 10 pilot ilçede uygulama acilen başlatılacak. Sonrasında tüm İstanbul’da yaygınlaştırılacak. İlköğretim düzeyinde okuyan öğrencilere kumanya desteğinde bulunulacak. İhtiyaç duyulan diğer bölgelerde Halk-Süt ücretsiz dağıtılacak. Öğretim yılı başında ihtiyacı olan 500 bin öğrencinin kırtasiye ve üniforma ihtiyaçları Belediyemizce karşılanacak. Bu temel destek paketleri ile birlikte şu kriz günlerinde yuva kurmaya aday gençlerimizin de yanında olmak istedik. Biliyorum gençler bugünlerde evlenebilmek için türlü sıkıntılar içine giriyorlar. Dördüncü paketimiz, 'Evlilik Destek Paketi'yle yeni evlenecek geliri yoksulluk sınırı altındaki çiftlere 2 bin TL düğün hediyesi vereceğiz. Kuracağımız Beyaz Eşya ve Mobilya Çarşısı’ndan uygun fiyata eşya sağlayacak. Taşınma masraflarını karşılayacağız. İBB sosyal tesislerinde haftanın 1 akşamı çiftlerimizin düğününü ücretsiz hep birlikte yapacağız. 'Kimin parasını kime veriyorsun?' diye soranlara söylüyorum, bilsinler. Evlilik Destek Paketinin yıllık maliyeti yaklaşık 40 buçuk milyon Türk Lirasıdır. Bu paranın İstanbul Büyükşehir Belediye bütçesi içerisindeki payı da binde 2'dir. Ben, işte bu parayı yoksulluk sınırı altında gelire sahip yeni evli çiftlere vereceğim. Hatta onların düğünlerini elimizden geldiğince Belediyenin sosyal tesislerinde ücretsiz yapacağız. Yine soruyorum. Bunun neresini anlamıyorsunuz? Bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Kısa vadede açlık ve yoksulluğa dair acil müdahale kapsamında 4 destek paketinin yanı sıra, hayat pahalılığıyla mücadele programını da derhal uygulamaya koyacağız.”

“İNSANLARI MEYDANLARDA KUYRUĞA DİZEREK AFİŞE EDEMEZSİNİZ”


Konuşmasında Tanzim Satış Noktaları'na da değinen İmamoğlu, “Vatandaşın ucuz ve sağlıklı gıdaya erişimini seçime beş kala sınırlı sayıda çadırlar kurarak sağlayamazsınız. İnsanları meydanlarda kuyruğa dizerek afişe edemezsiniz. Tanzim satış nasıl yapılır, bizim tarihimizde var. Baksınlar. Üretimden tüketime kadar doğru bir organizasyon kurmanız gerekir. Biz bu işe ciddiyetle yaklaşım, evlerde tencerenin daha rahat kaynamasını sağlayacağız. Bugün yaşadığımız gıda krizi aslen bir üretim krizidir. Bu nedenle ilişki kuracağımız Tarımsal Alt Bölgelerde öncelikle sürekli zarar ettiği ve finansal kıskaç altında varlığını kaybettiği için üretimden çekilmek zorunda kalan çiftçiyi koruyacağız. İstanbul, daha da büyük bir kriz içerisinde. Kendi yakın çevresinden, bölgelerinden beslenemiyor. Böylelikle gıda fiyatlarını kontol edemiyor. Öncelikle İstanbul çevresi, Trakya ve Marmara Bölgesi için Bölgesel Ölçekte Tarımsal Koruma ve Üretim Planı hazırlanarak İstanbul ve çevresinde yapılan tarımsal üretimi verimli hale getirip artıracağız. Tarım topraklarımızı kesinlikle koruyacağız. Tüm bölgenin gıda geleceği açısından güvenliğine ve kurtuluşuna öncülük edeceğiz. Bölgedeki üretici birliklerini ve kooperatifleri destekleyeceğiz. Böylelikle içerisine esnafı, pazarı, manavı, kooperatifleri ve belediyeyi koyan Üreticiden Tüketiciye Gıda Zinciri oluşturacağız. Alıcı ile satıcı arasında belediyenin organizasyonu ile akıllı kontrat yapılacak. Bu kontratlar, üzerinde oynama yapılması mümkün olmayan blockchain teknolojisinin kullanıldığı bir platform üzerinde gerçekleştirilecek. En temeli de şu ki üretici ve tüketici arasında bir bağ kurulacağı için kim, neyi ne kadar üreteceğini bilecek. Talebe göre çeşitli ürünlerin desteklenmesi sağlanacak. İstanbul çeperlerinde 150’yi aşkın kırsal nitelikli mahallemizi analiz ettik. Buralarda organik tarımı teşvik edeceğiz. Köy pazarları ile üreticiden tüketiciye doğrudan satış sağlayacağız. Kimi mahallelerde arıcılık, kimi mahallelerde süt üretimi ve daha birçok potansiyel var. Hem tarımsal üretimi artıracağız. Hem de doğayı koruyarak, turizmin gelişmesini sağlayacağız.Soruyorum sizlere, hanginiz evinizden çıkıp yarım saat sonra bir köy pazarından yeni dalından koparılmış bir meyveyi yemek istemez? Bunu kentin içerisinde de yapacağız. Kent tarımını destekleyecek, kentsel açık alanlarda bostan ve bahçe üretiminin teşvik edeceğiz. Uzun vadede üretim planlanması, iyi tarım uygulamaları gerçekleştireceğiz. İstanbullu toprakla buluşacak. İstanbullu sağlıklı, kaynağı belli meyve ve sebzeyi, ucuza tüketebilecek. Sağlıklı gıda meselesi çok önemli. Sağlıklı gıda için hızla Kent Gıda Konseyi kuracağız ve özellikle yoksul kesimlerin sağlıklı gıdaya ulaşmasına yönelik politikalar geliştireceğiz. İBB bu gıdaların denetlemesinden sorumlu olacak. Kent Gıda Konseyi afet durumlarında da kullanılacak gıda stoklarının oluşmasını sağlayacak ve israfı engelleyecek.” şeklinde konuştu.

“HAYAT PAHALILIĞIYLA MÜCADELEDE DÖRT TEMEL HEDEF”


Hayat pahalılığıyla mücadele çerçevesinde 4 temel hedefi olduğunu belirten İmamoğlu, ucuz ve sağlıklı gıdaya erişim için yapacaklarını özetledikten sonra ulaşım indirimleri, eğitime yönelik katkı ve su indirimi konularında da şunları aktardı: Toplu ulaşımda, anneler için 0 - 4 yaş çocuğu olanlar ücretsiz olacak. Çocuklar için, 12 yaş altı ücretsiz olacak. Gençler için, tüm 25 yaş altı, yüzde 40 indirimli olacak. Öğrenciler için, 50 TL olacak. Belediye hizmetlerinde düzenli olarak yer alan dönüllüler için ücretsiz olacak. Tüm İstanbullu'lar için, bütün resmi, milli ve dini bayramlarda ücretsiz olacak. Aktarmalar, toplu taşıma sistemlerinde ilk binişten sonraki yarım saat içerisinde yapılacak tüm aktarmalar ücretsiz olacak. Eğitime yönelik katkılarımızı da ücretsiz etüt hizmeti ve üniversiteliye burs ve yurt imkanı sunarak gerçekleştireceğiz. Mahalle Evleri ve Kültür Merkezlerinde sömestr ve yaz dönemlerinde matematik, dil, deneysel bilim, felsefe dersleri ve kodlama eğitimleri veren ücretsiz etüt merkezleri oluşturulacak. Kurslara katılan öğrencilere ücretsiz ulaşım imkanı sunacağız. İstanbul’daki devlet üniversitelerinde okuyan veya başka illerde okumakla birlikte aileleri İstanbul’da oturmakta olan ihtiyaç sahibi 75 bin öğrenciye, yılda 8 ay üzerinden aylık 400 TL karşılıksız burs vereceğiz. Üniversiteliler için 12 kadın 8 erkek öğrenci yurdu olmak üzere toplamda 10 bin öğrenci kapasiteli 20 yurdu derhal hayata geçireceğiz. Evde kalanlara da kuracağımız Beyaz Eşya ve Mobilya Çarşısı aracılığıyla destek olacağız. Son olarak suda yüzde 40 indirim yapacağız. Yılda ortalama bin TL hanelerin cebinde kalacak. Ve 5 yıl sonrasında altyapı çalışmalarını tamamladığımızda İstanbullu musluktan temiz su içebilecek.”

“İSTANBUL'DA KREŞSİZ MAHALLE KALMAYACAK”


Kadınların yükünü hafifletmek ve çocukların geleceği için öncelikle yoksul mahallelerde 150 adet her biri 100 çocuk kapasiteli nitelikli kreş açılcağını ve sonrasında da İstanbul’da kreşşiz mahalle bırakmayacaklarını yineleyen İmamoğlu, “İstanbul’da 961 mahalle var. İBB’nin mahalle ölçeğinde kadın, çocuk, yaşlı ve gençlerin sosyal ve kültürel hayata katılımını arttıracak, eğitim destek faaliyetlerini yürütecek ve mahalle kültürünü geliştirecek birimlerini oluşturacağız. Bu amaçla Mahalle Evleri kuracağız. Bu evler mahallelinin tanış olabilmesini kolaylaştıracak, dayanışma ve komşuluk ilişkilerini geliştirmek için onlara mekansal olanaklar yaratılacak. Mahalle Evlerinin çok amaçlı salonu, mahallelinin ihtiyacına göre kına, nişan, doğum günü gibi özel günlerine ev sahipliği yapacak. Çocuk ve gençlere, ücretsiz rehberlik ve danışmanlık hizmeti, ders destek eğitimleri, bireysel gelişim programları, kültür-sanat etkinlikleri, oyun alanları, sportif faaliyet olanakları sağlanacak. Atanamayan öğretmenlerin ve emekli eğitimcilerin belirli akreditasyon ve denetim dahilinde, Mahalle Evleri’nde hizmet vermesi sağlanacak.” diye konuştu.

“İŞSİZLİK SORUNUNU YEREL YÖNETİMİN İŞİ DEĞİL KAFASIYLA GEÇİŞTİREMEYİZ”


İşsizlik konusuna değinen İmamoğlu, İstanbul’da işsizlik konusunda resmi rakamların yüzde 15’lerdeolduğunu ve her 4 gençten birinin işsiz olduğunu söyledi. Rakibi Binali Yıldırım'ın “Yerel yönetimin işi değil” sözlerine yönelik de “İşsizlik sorununu yerel yönetimin işi değil kafasıyla geçiştiremeyiz.” diye yanıt verdi ve İstanbul'da istihdamı nasıl sağlayacağını şöyle anlattı: “İstanbul Büyükşehir Belediyesinin genişleyen hizmet ağı sayesinde 25 bin kişiye doğrudan istihdam oluşturacağız. Bahsettiğim kreşler, sağlık merkezleri, mahalle evleri, çözüm merkezleri ve daha birçoğu. Tüm bu yeni hizmetler vatandaşın bir yandan hayatını kolaylaştırırken, diğer yandan da insanımıza iş imkanı sağlayacak. Bölgesel İstihdam Ofislerini kuracağız. İş arayan ile yatırımcıyı, işvereni buluşturacağız. Yatırımcıyı yönlendireceğiz, iş arayanı asla yalnız bırakmayacağız. Beylikdüzü’nde bunu başardık. Bir ilçede 4 bin kişiye iş imkanı sağladık. İstanbul’da da sağlayacağız. İşsizliği yaratan en önemli etkenlerden olan eğitim sorununa odaklanacağız. İSMEK’leri daha birer Kariyer Danışma Merkezi’ne dönüştüreceğiz. Yaşam Boyu Eğitim yaklaşımı ile güncel, talebe uygun, nitelikli meslek eğitimini ücretsiz bir şekilde İstanbul’un her bölgesine yaygınlaştıracağız. İstanbul’u yeni bir kavram olan Kent Enstitüleri ile tanıştıracağız. Buralarda yeni gelişen ekonomilere uygun teknoloji, bilişim ve inovasyon içerikli, sertifikalı eğitimler düzenleyeceğiz. Girişimciliği destekleyeceğiz. İstanbul’da ticaret ve iş hacmini büyüteceğiz. Kent Enstitüleri aynı zamanda girişimcilere, start-up’lara ofis imkanı ve finansal destek sağlayan merkezler olacak. İstanbul Tanıtım ve Yatırım Ajansını kurarak, İstanbul’u güvenli bir şekilde yatırım yapılabilir bir merkez haline getireceğiz. Yatırımlara finansman olanakları bulacağız. Çağın koşullarına uygun olarak üretim ekonomisini yeniden canlandıracağız. Tüm tarafları ile birlikte İstanbul Ekonomik Gelişme Planını hazırlayacağımızı söylemiştim. Sanayide, turizmde, ticaret alanında yani tüm sektörlerde akılcı ve doğru politikalar ile İstanbul geleceğini görecek, insanlar istikrarlı bir iş hayatına kavuşacak. İşte bunlarla birlikte 5 yıl içerisinde minumum 200 bin kişiye iş imkanı yaratacağız. Ayrıca, İstanbul Kadın Emeği Ofisi’ni açacağız. Böylece ev kadınlarının ürünlerini, değerinde alıcıya ulaştıracak kanalı sağlayacağız. Kadınları ekonomik olarak güçlendireceğiz. Düzenli gelir ve iş imkanı sağlayacağız.”

“SANDIĞA GİDİN”


İmamoğlu konuşmasını tamamlarken seçmenlere 31 Mart günü sandığa gitmeye ve oy kullanmaya davet etti. İmamoğlu, “Sandık güvenliği endişeniz olmadan, 'tek bir oyla bu gidişatı nasıl değiştirebilirim ki?' demeden sandığa gidin. İnanın ki, o bir oy bu kez çok şeyi değiştirecek. İstanbul’u yeniden rotasına oturtacak. İstabul’a yeni bir başlangıç sizinle gerçek olacak.” diye konuştu.