Kaftancıoğlu şunları kaydetti:

"Bugün burada beni yalnız bırakmadınız. Adaleti yok edenlerin kulaklarına asla yalnız olmadığımızı yeniden haykırıyorsunuz. Bu ülkede mahkeme kararları kanunlara göre düzenlenmiyor. Yaşanan hiçbir şey tesadüf değil. Saray vesayleti demokratik siyasetin önünde in büyük engeldir. Onlar sanıyorlar ki baskı yaptıkça korkacağız. Kayyumlarla seçme seçilme hakkı gasp edilenler korkacak sanıyorlar. Susmayacağız. İstanbul'u yeniden halka vermek için yola çıkmış bir cezalandırma davasıydı ve ceza verildi. Korkutmaya çalışsalar da ellerimizi kollarımızı bağlamaya çalışsalar da sesimiz kısılmaz özgürlükten. Buradan açıkça söylüyorum: Ayrımsız bir biz mevsimi başladı. Bizim umudumuzu cesaretimizi kırmaya çalışıyorlar. Bağımsız ve demokratik cumhuriyetin vatandaşları olarak yaşamak istiyoruz. Bugün burada inanarak ve saatlerce bekleyerek şahsım üzerinden demokrasi mücadelesine verdiğiniz destek bir ümit ışığıdır. Dostlarım kardeşlerim geçen duruşmada okuduğum şiir cezayı artırıcı unsur olarak kabul edildi. Şiirler güzeldir."

Kaftancıoğlu sözlerini yine Nazım Hikmet'ten şu mısraları okuyarak bitirdi:

Dünyadan, memleketinden, insandan
umudum kesik değil diye
İpe çekilmeyip de
Atılırsan içeriye,
Yatarsan on yıl, on beş yıl
Daha da yatacağından başka,
'Sallansaydım ipin ucunda
Bir bayrak gibi keşke''
Demiyeceksin,
Yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık,
Boynunun borcudur fakat,
Düşmana inat
Bir gün fazla yaşamak.