Kılıçdaroğlu Edirne'ye giderken uçakta Zeynep Gürcanlı'ya şunları söyledi;

"Ertuğrul Akbay medya dünyasının duayen isimlerinden biriydi.

Siyasi parti liderleriyle yaptığı önemli röportajlarla, imza attığı önemli haberlerle, sevgiyle, salgıyla anacağız.

Son dönemde Sözcü Gazetesi'ne atılan iftiralar Ertuğrul Bey'i çok üzmüştü. Çünkü sözcü gazetesi, halkın gazetesi, halktan yana olduğu için, yayın politikasıyla halkın sorunlarını sürekli gündeme getirdiği için bu iftiralar atıldı. Gazete demokrasinin yanında durduğu için baskılar arttı ve acı olan şu ki Ertuğrul Bey’in oğlu Burak Akbay babasının cenazesine bile gelemeyecek durumda bırakıldı.

Kendisinin haksız yere suçlanması ve bu durumun siyasi iktidar tarafından görmezden gelinmesi bu durumu yarattı.

Sözcü’nün yayın çizgisi, özellikle FETÖ karşıtı yayın çizgisi, bir dönem Fethullah Gülen’le kolkola geren iktidarı rahatsız ediyordu. Onlar kolkolayken, Sözcü gelmekte olan tehlikeye dikkat çekiyordu.

Bugün sözcü’ye, FETÖ’ye destek verdi diye haksız yere dava açılıyor.

Ertuğrul Akbay’ın oğlunun cenazeye bile gelememesi konusunda ise söyleyecek kelime bulamıyorum. Bir insanın babasının cenazesine katılamaması ülkede demokratik standartların ne noktaya geldiğini gösteriyor. Burak Akbay’ın babasının cenazesine katılaması, babasını son kez uğurlayamaması, başında bir Fatiha okuyamaması kabul edilemez.

Bir insanın babasının canazesine bile katılaması, bu ülkedeki demokrasi standardını gösteriyor.

Burak Bey Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birinin sahibi. Dolayısıyla Kendisinin üzerindeki baskıyı biliyorum.

Burak Bey’in babasının cenazesine katılamaması, başında bir dua okuyamaması herkesin içini acıtmıştır en büyük arzumuz bu acı olayların bir daha yaşanmamasıdır."