Kemal Kılıçdaroğlu, hayatlarını kaybeden eski bakan Fikret Ünlü, eski milletvekili Halil Akyüz ve Ozan Arif'e Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Anadolu kültüründe ozanların, aşıkların yer aldığını, halkın sesini sazlarıyla dile getirdiğini, zulme karşı baş eğmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, böyle bir ozanın da Ozan Arif olduğunu anlattı.

Zeytindalı Harekatı'nda şehit olan Umut Özlütepe'ye de Allah'tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, öteden beri Suriye politikasının doğru olmadığını, Suriye bataklığına girilmemesi, Suriye'nin iç işlerine karışılmaması gerektiğini söylediklerini belirtti.

"Adalete en büyük zararı adalet mensupları veriyor"


Kılıçdaroğlu, aydınlara yeni bir tehdidin oluştuğunu, Cumhuriyet gazetesi yazarlarının, istinaf mahkemesinin cezayı onamasıyla cezaevine gireceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, dünyaca ünlü karikatürist Musa Kart'ın bunlardan biri olduğunu vurgulayarak, "Aydınları, gazetecileri hapse atıp ne yapacaksınız? Bunu içimize sindirebilir miyiz, adil, hakka, hukuka uygun olduğunu kabul edebilir miyiz? Türkiye'nin itibarını zedeliyorsunuz. Ne yaptıklarının farkında değiller. Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu kimse söylemesin. Onu külahıma anlatın." diye konuştu.

CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem'in aylardır, haksız şekilde cezaevinde tutulmasının da başka bir sorun olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, alt mahkemenin, "dışarı çıkabilir", üst mahkemenin ise "hayır" dediğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, serbest bırakan mahkemenin daha sonra tutukluluğa devam kararı verdiğini dile getirerek, "Bunlar hakim mi? Adalete en büyük zararı adalet mensupları veriyor." dedi.

"Hangi gerekçeyle yönetmelik çıkmıyor?"


"Profesyonel orduya ihtiyacımız var. Sözleşmeli er ve erbaş almak zorundayız." denilerek bir yasa çıkarıldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, sözleşmeli er ve erbaş olarak göreve alınacakların en az ortaokul mezunu olması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, doğuda görevli olanların 3 bin 500 lira artı 2 bin lira da ek ödeme aldığını, batıda görev yapanlara ise 3 bin 500 lira ödendiğini kaydetti.

Sözleşmeli er ve erbaşların görev süresinin 7 yıl olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu,  sözlerini şöyle sürdürdü:

"7 yıl sonra bunlar ne olacak, nereye gidecekler? Sorunları çözülmesi için kanuna madde konulmuş; 7 yıl görev yapanlar görevlerinin sonunda İçişleri ve Milli Savunma bakanlıkları, Devlet Personel Başkanlığınca bir yönetmelik çıkarılarak, bunlar kamuda görev alabilsinler. Ama halen yönetmelik çıkmıyor. 7 yılını doldurup ordudan ayrılanlar şu anda işsiz. Genelkurmayın ihtiyaçlarını karşılamak üzere, özellikle terörle mücadele için silah altına alınan, 7 yıl orduda eğitilenler, 7 yılın sonunda görevlerine son verilip sokağa atılıyor. Hangi gerekçeyle yönetmelik çıkmıyor? Genelkurmay Başkanlığı taslağı hazırlayıp ilgili birimlere gönderdi. Ama ilgili birimler onların kamuda görev yapmalarını istemiyor."

Sözleşmeli er ve erbaşların sorunları


Kılıçdaroğlu, görev yapan sözleşmeli er ve erbaşların sorunlarını sıralayarak, uzman çavuş veya astsubayın mesai bitiminde akşam evine giderken, orduda 7 yıl görev yapan sözleşmeli er ve erbaşların evlerine gidemediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, 30 gün yıllık izin, 15 gün mazeret, eşi doğum yaptığında doğum, ölüm, evlilik izinlerinin bulunduğunu belirterek, "7 yıl boyunca kışlada, er koğuşunda kalmak zorundalar. Neden? Bunlar insan değil mi, çoluk çocuğu, eşleri yok mu?" diye sordu.

Ocak 2018'de uzman çavuş, astsubay ve bütün üst kademeye 400 lira iyileştirme zammı yapılırken, sözleşmeli er ve erbaşlara bu zammın verilmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Sözleşmeli er ve erbaşlara aile, çocuk yardımı yapılmıyor. Diğerlerine yapılırken bunların aile ve çocuklarına neden bu yardım yapılmaz?" dedi.

Kılıçdaroğlu, askerlerin bir yerden başka bir yere görevlendirilebileceğini, giderken tayin izni ve yol harcırahı aldığını ancak sözleşmeli er ve erbaşların bu hakkının olmadığını söyledi.

Rütbelinin, belli bir yere gittiğinde eşinin de oraya tayin edildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözleşmeleri er ve erbaşların eş durumu tayini olmadığını, eşi Trakya'dayken, kendisinin Hakkari'de görev yapabildiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, sözleşmeli er ve erbaş şehit olduğunda ailesine 4 bin 200 lira, diğer şehitlerin ailelerine 5 bin 600 lira verildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, uzman er ve uzman onbaşıya verilen hakların sözleşmeli er ve erbaşlara da sağlanmasını isteyerek, bu haklar verildiğinde sorunların büyük ölçüde çözülebileceğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili Meclis Araştırma önergesi verdiklerini de söyledi.



'SARAY'DA OTURUP BU FOTOĞRAFA BAKAN ACABA NE HİSSEDİYOR?'

Bu tablo 21. yüzyılın tablosudur. Tablonun aktörü de bu tabloda görünüyor. Bu kadıncağızın tanzim satış noktasına gidecek parası bile yok. Hangi sosyal devlet? Hangi fakirin fukaranın yanında oldu devlet? Bu tabloyu görüp vicdanı sızlamayan var mı? Fotoğrafı görünce tüylerim diken diken oluyor. Saray'da oturup bu fotoğrafa bakan acaba ne hissediyor?

Açlığın, sefaletin ne olduğunu Anadolu çok iyi biliyor. Bütün işsiz kardeşlerime sesleniyorum. 17 yıldır iktidardalar. Onların çocukları işsiz değil. Saray'da işsizlik yok. Saray'dan beslenenlerin çocuklarında da işsizlik yok.

Bir de bir eli yağda bir eli balda olan sosyete damat var. İşsizliği, yoksulluğu bilir mi? Bilemezler

'BUGÜN 'ANADOLU KAPLANLARI'NDAN SÖZ EDEN YOK, KAPLAN KALMADI ÇÜNKÜ''

İş arayan bütün kardeşlerime sesleniyorum; 17 yıldır iktidardalar onların çocukları işsiz değil. Sarayda işsizlik yok. Saray çevresinde de işsizlik yok. Fakirin arkası olmayanın çocuğu işsiz. Ama sen hala gidip oyunu beni işsiz bıraktı gidip oyumu ona vereyim diyorsan yarın ağzındaki lokmayı da alır. Bunlar iktidar olmadan önce 'Anadolu Kaplanları' diye bir laf vardı. Bugün 'Anadolu Kaplanları'ndan söz eden yok kaplan kalmadı çünkü. Çift dikiş maaş alanlar var. Emeklilikte yaşa takılan işsiz kalan yüz binlerce kişi var. Bunların derdi ile ilgilenen var mı bizim dışımızda? Hayır yok.''

'ALLAH BELASINI VERSİN'

Çayyolu koridoru oldu artık. İki tarafta beton blok. Şikâyet eden kim? Erdoğan. 10 Ocak 2019 tarihli bir karar okuyacağım. Bizim Genel Merkez'e giderken bir arsa var. Bu arsaya sınırsız kat yapılması imkânını veren karar. Hani sen diyordun bizim örfümüzle kültürümüzle barışmıyor diye. Acaba Erdoğan dışında biri mi karar veriyor? İptal et bunu. Etmeyecek çünkü alıcısı belli. Kupon arazisi çünkü. Kim izin verdi bu yüksek binalara? İzin verenin Allah belasını versin diyorum. Bütün bu eleştirileri yaptım ama asla karamsarlığım yok.