Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğünde ilköğretim müfettişi olarak çalışan Süleyman Baran hakkında, bazı iddialar nedeniyle soruşturma başlatıldı.

Bu kapsamda, "... devamlı alkol aldığı için görevine sık sık geç geldiği, bazen grup çalışmalarına katılmadığı, teftiş için gittiği okullarda saz çaldığı, şarkı söylediği, teftişe gittiği bir okulda çalışan kadın öğretmenle hoş olmayan davranış içinde olduğu, sık sık birlikte içki içmeye gittikleri... " şeklinde iddialar ileri sürüldü.

Meslek ve özel yaşantısına ilişkin iddialarla ilgili Baran hakkında Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerince 2004'te soruşturma raporu hazırlandı. Rapor doğrultusunda kınama cezası verilen Baran, Ankara'dan Erzurum'a atandı.

Başvurucu, kınama cezasına itiraz edip ayrıca Erzurum'a atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle de dava açtı. İtirazı ve açtığı dava reddedilen Süleyman Baran, yasal sürecin tamamlanmasının ardından 2015'te Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

Süleyman Baran başvurusunda, imzasız ve isimsiz bir ihbar mektubu sonrasında soruşturma konusu edilemeyecek hususlarla ilgili, görevini gereği gibi yapmadığına ve başarısız olduğuna ilişkin bir saptama da yapılmaksızın, özel hayatı kapsamında kalan eylemler gerekçe gösterilerek idari yaptırım uygulandığını savundu. Bu süreçte özel yaşamının sorgulandığını ve atama işleminin gerekçesi yapıldığını belirten Baran, adil yargılanma ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.

YENİDEN YARGILAMA KARARI


Şikayeti değerlendiren Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine, ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin mahkemeye gönderilmesine karar verdi.

Yüksek Mahkemenin kararında, başvurucunun "bir kadınla sık sık bir araya gelerek içki içmeye gittiği şeklindeki isnatları gerekçe gösterilerek, özel hayatı kapsamında kalan hususlar nedeniyle hakkında atama işlemi tesis edildiğini ileri sürdüğü" belirtildi.

Başvurucunun ayrıca, yüzde 90 oranında engelli ve özel eğitime muhtaç oğlu ile kamu görevlisi eşinden uzun süre ayrı kalması nedeniyle aile hayatında olumsuzluklar yaşadığını aktardığı ifade edilen kararda, bu nedenlerle başvurunun özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği kaydedildi.

"ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE YAPILMIŞ MÜDAHALE"


Kararda, mesleki hayat çerçevesinde kişilerin özel hayatı hakkında sorgulanması ve bunun doğurduğu idari sonuçların, kişilerin davranış ve tutumları gerekçe gösterilerek görevden alınmalarının özel hayatın gizliliğine yapılmış bir müdahale oluşturduğu vurgulandı.

Somut olayda, özel yaşama ilişkin davranış ve ilişkilerin başvurucu hakkında soruşturma başlatılmasında belirleyici olduğu ve buna göre tesis edilen idari işlemin de sebebi olduğunun anlaşıldığı aktarılan kararda, "Bu durumda meslek hayatıyla ilgili atama işleminde kişinin özel yaşamına ilişkin eylemleri sorgulanarak dayanak alınması suretiyle özel hayata saygı hakkına müdahalede bulunulduğu soncuna varılmıştır." denildi.

"MESLEK HAYATINA YANSITTIĞI YÖNÜNDE TESPİT YOK"


Başvurucunun açtığı davalarla ilgili kararlarda ve kurul kararında, isnat edilen eylemlerin hangisinin sübuta erdiği, başvurucunun hangi tutum ve eylemleri nedeniyle görevini gereği gibi yapmadığı ya da özel hayatına ilişkin hangi konuları meslek hayatına olumsuz bir şekilde yansıttığı yönünde herhangi bir tespit ve açıklama bulunmadığına işaret edilen Anayasa Mahkemesi kararında, şunlar kaydedildi:

"Verilen kararların, özel hayata saygı hakkına müdahaleyi haklı kılacak şekilde konuyla ilgili ve yeterli gerekçe içermediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, başvurucunun özel hayatına ilişkin eylemlerin ifa ettiği görevi etkileyen bir unsur olarak değerlendirilerek görev yerinin değiştirilmesinin kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla alınmasının zorunlu bir tedbir olduğu da söylenemez. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir." (AA)


[old_news_related_template title="Bakan protestosuna verilen ceza AYM'ye takıldı" desc="Anayasa Mahkemesi, okulundaki toplantıya telekonferansla katılarak konuşma yapan dönemin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i protesto eden öğretmene disiplin cezası verilmesini hak ihlali saydı. Sendikal hakların Anayasa ile güvence altına alındığının altını çizen Anayasa Mahkemesi, öğretmene 3 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/11/06/iecrop/s-42c19ef12c468dab2ac5f586704c1e16fcbea6a8_16_9_1573037755.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/bakan-protestosuna-verilen-ceza-aymye-takildi-5434188/"]