Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ABD ile Suriye'de Fırat'ın doğusunda kuracağı güvenli bölgeye ilişkin, "Anlaşılan o ki müttefikimiz, bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz. Güvenli Bölge için ABD ile görüşüyoruz ancak istediklerimizle onların kafalarındakinin aynı şey olmadığını attığımız her adımda görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"EYLÜL BİTMEDEN GÜVENLİ BÖLGE KURULMAZSA KENDİ YOLUMUZA GİDERİZ"

"Buradan, gücümüze güç katan Malatya'dan bir kez daha tekrarlamak istiyorum." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Eylül ayı bitmeden Fırat'ın doğusunda kendi askerlerimizle fiilen güvenli bölge oluşumunu başlatmamış olursak artık kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacaktır. Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşuyla, 5-10 araç devriyesiyle, göstermelik birkaç yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak iş değildir. Orada 1 milyon kişiyi iskan edebilmek için şehirleri ve kırsalıyla tüm bölgeyi fiilen güvenli hale getirmiş olmalıyız. Bunun için ne kadarlık bir güç gerekiyorsa o kadarını kullanmakta kararlıyız. Bölge halkı zaten bizim yanımızda olacaktır. Terör örgütü bölge halkına güven verse, insanlar terör örgütüyle birlikte yaşamak istese zaten şimdiye kadar çıkıp gitmiş olurlardı ama bunların en çok istismar ettikleri, sembolleştirdikleri yerler başta olmak üzere hiç kimse çıkıp da oraya gitmiyor. Demek ki terör örgütü ülkemizdeki milyonlarca Suriyeli kardeşimize güven vermiyor."

Erdoğan, bu tecrübeyi Afrin'de de yaşadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Afrin için de neler söyleniyordu neler. Peki ne oldu? Biz orayı iki aya bile varmadan güvenli hale getirdik ve herkes huzur içinde hayatına devam ediyor. Bu örgüt Münbiç gibi, Rakka gibi, diğer yerler gibi Fırat'ın doğusundaki bölgede de demografik yapıyı değiştirmek için sayısız insan hakları ihlalleri ve aleni infazlar yapmıştır, yapmayı da sürdürmektedir. Bu ihlallere göz yumanların Türkiye'nin bölgeyi güvenli hale getirme çabasına karşı canhıraş bir direniş sergilemesi herhalde demokrasiyle, hukuk devletiyle, insani hassasiyetlerle ilgili değildir. Türkiye'nin güvenli hale getirdiği hiçbir yerde en küçük bir insan hakkı ihlali olmamıştır. Fırat'ın doğusunda da aynı şekilde Suriyeli kardeşlerimizle birlikte huzur, güven ve istikrar içinde bir hayat alanı oluşturmakta kararlıyız." AA