Malezya ziyaretinde kendine eşlik eden gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi ve Kanal İstanbul olmak üzere pek çok önemli konu hakkında açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

DÜŞEN YAPRAK BİR DAHA ESKİ YERİNE DÖNMÜYOR

(Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi): AK Parti bir çınardır. Biliyorsunuz, yapraklar hazan mevsiminde dökülür. Bizim hazan mevsimimiz yok. Biz yolumuza devam ediyoruz. Şimdi onların durumu o. Külliye'ye geldiğiniz zaman çınarlarımızın yapraklarını döktüğünü ama 4-5 ay sonra yine yeşillendiğini göreceksiniz. Düşen yaprak bir daha eski yerine dönmüyor. Biz bunu trenden inenler olarak anlatmıştık.

Arkadaşlarıma hep söylüyorum, "Asla gündemimizde olmamalı. Herkes yoluna!" Biz zaten "Durmak yok, yola devam" diyoruz ve çalışmaya devam ediyoruz. Sadece bir şeyi söylemek herhalde yeterlidir: Özellikle başbakanlık, genel başkanlık görevini bıraktığı zaman bu arkadaşlardan birinin yaptığı konuşmayı dinlemişseniz veya dinlerseniz her şey orada mevcut.

GÜNDEMİMİZİ BUNLARLA MEŞGUL ETMİYORUZ

Biz yol arkadaşlarımızdan, teşkilatımızdan memnunuz, sıkıntımız yok. Çok daha kararlı bir şekilde kongrelerimize hazırlanıyoruz. Kongrelerimizi yapıp, bu kongrelerde gelen arkadaşlarımızla da inşallah 2023 seçimlerine gireceğiz.

Bunun dışında başka hazırlanan var mı, yok mu ayrı konu. Varsa vardır. Biliyorsunuz bundan önce de bu işi yaşadık. Üstelik de grup kuracak şekilde ayrıldılar. Ben burada sorsam, kaç tanesinin ismini kaçınız hatırlarsınız? Mesele bu. Onun için biz gündemimizi bunlarla meşgul etmiyoruz. Bizim yapacak çok işimiz var. Biz onlara bakalım.

O PATLAMADA HAMİLELER ERKEN DOĞUM YAPTI

(Kanal İstanbul) Kanal İstanbul'a bileşik kaplar usulüyle bakın. Tuzlu su, az tuzlu su... Bunlar bir araya geldiği zaman ortaya ne çıkar? Bunun bir ortalaması çıkar. Karadeniz'in tuz oranı nedir? Marmara'nın tuz oranı nedir? Olaya buradan bakılması lazım. Buradan bakarsanız, ortalamasını yakalarsınız.

* Bizim burada derdimiz şu: Hatırlayanlarınız varsa, Selimiye'nin önlerinde Independenta tankeri 7-8 ay yandı. Hatta o patlamada hamilelerin erken doğum yaptığı bile yazıldı. Bunun dışında gerek Karadeniz'den gelirken gerek Marmara'dan giderken yalılara çarpan kuru yük gemileri, tankerler oldu. Daha son zamanlarda da bu tür bir kaza yaşandı. Şimdi bu mudur çevre hassasiyeti yoksa bu tehlikelerden arınmış bir kanal mı?

İSTEDİKLERİ GİBİ GELİP GEÇİYORLAR

Kaldı ki Boğazlarda, Montrö'de bize tanınan bir hak yok, istedikleri gibi gelip geçiyorlar. Düşünün, sizin Boğazınızı kullanıyorlar ama hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Öyle bir durum var. Kanal İstanbul ise böyle değil, Süveyş Kanalı'nda ve diğerlerinde oraların nasıl kendilerine ait hakları varsa biz de bu yatırımı yaptığımız zaman bu tür bir hukukumuz doğacak. Üstelik kaza endişesi de taşımayacaksın. İşin bir de bu güzelliği var.

BOĞAZ'DAKİ ÇEVRE TEHDİDİNİ ORTADAN KALDIRACAK

* Bu proje kapsamında çok farklı bir İstanbul'u inşa edeceğiz. Üzerinde beş tane köprünün olduğu, içme suyu hatlarının deplase edildiği bir modeli hayata geçireceğiz. Bundan inanın bunların haberi yok. Hatta, televizyonlarda da Kanal İstanbul'la ilgili görüntüler var. O görüntüler işin nihai hali değil. Onlar üzerinde de bazı çalışmalar yapılarak çok daha farklı bir noktaya gelinecek. Bize göre bu proje, İstanbul'un güzelliğine çevrecilik açısından güzellik katacak ve Boğaz'daki çevre tehdidini ortadan kaldıracak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'ya asker gönderilmesiyle ilgili olarak "Biz şu anda öyle adımlar attık ki bu adımlar Sevr'in ters köşe edilmesidir. Bu kadar önemli" dedi. Erdoğan, bir gazetecinin "Sevr'in ters köşe edilmesi derken neyi kastediyorsunuz? Biraz daha açabilir misiniz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

GÖZÜ VAR GÖRMÜYOR, BAKAR KÖR!

Anlaşmayı şöyle bir gözden geçirirseniz, onu bir ters köşe yapınca, ne demek istediğimizi görürsünüz. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun "İktidar Doğu Akdeniz'de hiçbir şey yapmıyor" açıklaması da olmuştu... Bundan birkaç ay önceydi, kalktı, ne dedi; "Hükümet, Doğu Akdeniz'de hiçbir şey yapmıyor. Oralarda bulunmuyor, görülmüyor. Fransız orada, şu orada, bu orada." Oysa sondaj gemilerimiz sismik araştırma gemilerimiz, firkateynlerimiz, helikopterlerimiz, hepsi oradaydı. Gözü var ama görmüyor. Ne yapalım? Bakar kör.

[old_news_related_template title="Erdoğan'dan Simit Sarayı açıklaması" desc="Cumhurbaşkanı Erdoğan Malezya'da Simit Sarayı'nın Ziraat Bankası tarafından kurtarılması ile ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada bu durumu tasvip etmediği açıkladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/12/18/iecrop/simit-sarayi-sozcu_16_9_1576664960.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/erdogandan-simit-sarayi-aciklamasi-5516685/"]