Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada eski İstanbul Valisi Muammer Güler tanık sıfatıyla ifade verdi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada dinlenen Güler’e, cinayet öncesinde Dink için neden koruma tedbiri uygulanmadığı ve cinayet sonrasında yapılan toplantılarda neler konuşulduğu soruldu.

“KORUMAYA İLİŞKİN KENDİSNİN DE TALEBİ YOK”

Hrant Dink’in öldürülmeden önce yaşanan olaylara ilişkin de konuşan seki Vali Muammer Güler, “Hrant Dink’in yargılanması esnasında da Emniyetimiz gerekli tedbirleri aldı. Trabzon tarafından da bir soruşturma başlatıldığı biliniyor. Cinayetten sonrada bir yazının geldiği bir bilgi notu olduğunu biliyoruz. İstihbarat şubenin de bu konuda bilgisi olmadığını biliyoruz. Korumaya ilişkin kendisinin şahsi bir talebi yok. Koruma kanunundaki ilgili maddeler gereği istihbarat birimlerinden buna ilişkin bir talep olmadığı için koruma tedbiri başlatılmadı. İstihbarat birimleri teklif yapmış değil bize. O nedenle koruma prosedürü yasal olarak başlatılmadı.”

“BİZİM HABERİMİZ YOK”

Dink ile ilgili Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından 11 ay boyunca bir takibin, teknik dinlemenin yapıldığını hatırlatan Güler, “Bununla ilgili benim cinayetten sonra haberim oldu. Bir yazının geldiğini bu yazının ham bilgi olduğunu biliyoruz. Bu yazıdan il emniyet müdürünün, il istihbarat müdürünün haberi olmadı. Normalde bu tür konularda il valiliğine bilgi verilir. Ama bizim haberimiz yok” diye konuştu.

“DEVLET ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEDİ”

Hrant Dink’in valiliğe çağırılarak yapılan görüşmeye ilişkin de ayrıntılar veren Güler, bu görüşmenin cinayetten yaklaşık 3 yıl önce olduğunu hatırlattı. 2004 yılında Agos gazetesinde Sabiha Gökçen’e ilişkin bir haber yayımlandığı ve valilik görüşmesinin bu haberden sonra yapıldığını ifade eden Güler, bu görüşmenin kamuoyunda yanlış algılandığı ve cinayetten bir hafta önce yapılmış gibi kanaat oluştuğunu vurguladı.

Güler şunları söyledi: “Hrant Dink'in ölümünden bir hafta önce Agos Gazetesi'nde başlattığı bir yazı dizisi var. O yazı dizisinde 3 sene önce vali yardımcısı Ergün Güngör'ün odasında yapılan bir görüşmeden bahsediyor. Maalesef bu görüşme kamuoyunda sanki ölümünden bir hafta önce çağırılmış uyarıda bulunulmuş gibi yanlış bir kanaat oluştu. Esasen bu olay kendisinden bilgi alınması, hassasiyetin paylaşılması sorulmasına yönelik bir toplantıdır. Orada herhangi bir tehdit baskı söz konusu olmamıştır. Aradan geçen 3 sene boyunca da kendisi tarafından da herhangi bir baskı gördüğüne ilişkin herhangi bir başvurusu olmamıştır. Devletin kendisine ‘aba altından sopa göstermesi’ gibi bir durum söz konusu değildir. Kendisine yazısında 'nezaket çerçevesinde' geçen bir görüşme olduğunu yazıyor ancak bazı imalarda da bulunuyor sanki kendisine gözdağı verilmiş gibi bir algı yaratıldı. Bu görüşmenin cinayetle hiçbir bağı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

“HAKKIMDA SORUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞI KARARI VERİLDİ”

Kendisiyle ilgili de bir soruşturma yapıldığını söyleyen Güler, “Şahsım hakkında da bir soruşturma yapıldı. 25 Temmuz tarihi itibari ile hakkımda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu karara itiraz etmemiştir” dedi.

ORHAN PAMUK TALEP ETMEDEN KORUMA VERİLMİŞ

Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, Orhan Pamuk’a verilen koruma kararına ilişkin yapılan Emniyet yazışmalarını hatırlatarak Pamuk’un terör örgütlerinin hedefi olmadığı ve can güvenliğinin tehlike altında bulunmadığı tespitine rağmen dönemin Valisi Muammer Güler'in koruma tedbiri alınması talebini onayladığını vurguladı. Bakırcıoğlu, Güler’e “Hrant Dink'in 2004 yılından itibaren hedefe konulmasına rağmen, koruma tedbiri alınmasına yönelik bir görüşme oldu mu” diye sordu.

Eski Vali Güler bu soruya "İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde bu konuyla ilgili bir teklif gelmedi. Esasen konunun asıl kaynağı Trabzon'da 11 ay boyunca yapılan soruşturmada Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından veya İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından korumaya ilişkin bir taleplerinin bulunmamış olması korunma kararının alınmamasının dayanağıdır” dedi.

“İSTİHBARATIMIZ YETERLİ DONANIMA SAHİPTİ ENGELLERDİ”

Dink’e yönelik bir tehdit olup olmadığına ilişkin bir bilgi olmadığını söyleyen Güler, İstihbarat birimlerinin 2003 yılından bu yana önemli olayları engellediğini belirterek “Cinayetten sonra koruma konusu gündeme geldiğinde geçmişe yönelik niçin koruna talebinde bulunmadığı konusunda emniyetle yaptığımız görüşmede kendisinin böyle talepte bulunmak istemediği kanaati ben de oluşmuştu. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nün bu konu ile ilgili bilgiler aldığı, bunları İstihbarat Dairesi Başkanlığı ile paylaştığı halde bu bilgiler niçin İstanbul Emniyetine iletilmemiştir? Bu bilgi İstanbul Emniyeti ile paylaşılsaydı gerekli tedbirler alınırdı. İl emniyet müdürünün de bunlardan haberi olmadığı için tarafıma da bilgi verilmiştir. İstanbul İstihbaratı 2003’den beri bir çok konuda çalışma yapmış, çok önemli olayları aydınlatmış, bir çok olayı da önlemiştir. Yeterli bilgi verilseydi gerekli tedbirleri alacaklarını biliyorum, buna inanıyorum” dedi.

“CERRAH’IN EN UFAK BİR İHMALİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın avukatının “Müvekkilimin bu olaya ilişkin bir ihmali var mı?” Sorusuna da yanıt veren Güler, “Sayın Celalettin Cerrah’ın eğer böyle bir konuda bilgisi olsaydı benimle istişare ederdi. Burada bir vali sorumluluğu ile görüşümü ifade etmek istiyorum asla en ufak bir ihmali olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde Ahmet İlhan Güler’in de görevini yaptığını düşünüyorum” diye konuştu.

FOTO:SÖZCÜ - Muammer Güler yıllar sonra kameralar karşısına çıktı.


“SAĞLIĞIM YERİNDE, BURADAYIM”

Duruşma sonrasında gazetecilere konuşan Güler, sağlık durumuyla ilgili yapılan haberler hakkında suç duyurusu yaptığını ifade ederek “2014 yılından beri yurtdışından kaynaklı malum hesap sahipleri sağlığımla ilgili periyodik yayınlar yapıyorlar. Bunlar yakınlarımı endişeye sevk ediyor. Bu yayınları kınıyorum. Gördüğünüz gibi buradayım. O yayın sahipleri hakkında da gerekli suç duyurularında bulundum ve bulunmaya devam edeceğim. Gerekli suç duyurularında bulundum. Bunun yanlış bir iş olduğunu ve insanlıkla bağdaşmadığını burada ifade etmek istiyorum” dedi.