Türkiye'de birçok önemli pozisyonda görev alan Süleyman Demirel 17 Haziran 2015'te hayatını kaybetti. Süleyman Demirel'in hayatı ve yaşamına dair birçok ayrıntı merak ediliyor.

SÜLEYMAN DEMİREL KİMDİR?

1924’te Isparta’nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy’de doğdu. İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon’da bitirdi. Şubat 1949’da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde göreve başladı.

SÜLEYMAN DEMİREL'İN HAYAT HİKAYESİ

Sulama ve elektrik konularında araştırma yapmak üzere ABD'ye gönderildi.

1954 yılında Devlet Su İşleri Barajlar Dairesi Başkanlığı’na, 1955 yılında da Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne atandı. 1960–1962 yıllarında serbest müşavir ve mühendis olarak çalıştı. Orta Doğu Teknik Üniversitesinde öğretim görevlisi oldu.

Siyasî yaşamına, 1962 yılında, Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliği ile başladı. 28 Kasım 1964’te bu partiye genel başkan seçilmesinin ardından, kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965 aylarında görev yapan koalisyon hükûmetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev aldı.

10 Ekim 1965 genel seçimlerinde Isparta Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi ve seçimlerde Adalet Partisi’nin tek başına iktidar olması üzerine Türkiye’nin 12. Başbakanı olarak hükûmeti kurdu. Süleyman Demirel 4 yıl süren bu hükûmetten sonra 1969, 1970, 1975, 1977 ve 1979 yıllarında 5 kez daha hükümet kurdu.

12 Eylül 1980’de gerçekleşen askerî müdahale üzerine görevden uzaklaştırıldı ve yedi yıl yasaklı olarak siyaset dışı kaldı. 6 Eylül 1987’de yapılan halk oylaması ile siyasî yasaklar kaldırılınca Süleyman Demirel 24 Eylül 1987’de Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi. 29 Kasım 1987’de yapılan genel seçimlerde Isparta milletvekili olarak yeniden TBMM’ye girdi. 20 Ekim 1991’de yapılan genel seçimler sonrasında Doğru Yol Partisi ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti’nin oluşturduğu 49. Hükûmet’te başbakan olarak görev aldı.

16 Mayıs 1993’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi. Demirel, 16 Mayıs 2000 günü görev süresini tamamlayarak cumhurbaşkanlığından ayrıldı.

1948 yılında Nazmiye Hanımla evlendi.

Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015 günü 91 yaşında vefat etti.

Süleyman Demirel’den unutulmaz sözler

SÜLEYMAN DEMİREL’İN UNUTULMAZ SÖZLERİ

“Neresini sıkacaktım”

60'lı yıllar… Kıbrıs meselesi nedeniyle İngiltere'yle Türkiye'nin arası kötü. Tam da bu sırada Demirel İngiltere'ye ziyarete gidiyor. Dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:

-Efendim, neden İngiliz Dışilişkiler Bakanı'nın elini sıktınız?

-Neresini sıkacaktım kardeşim?

Ege bir Türk gölü değildir

Süleyman Demirel’in başbakan olduğu bir dönemde, 12 ada konusunda Yunanistan ile yine sorun yaşanmış, karşılıklı kılıçlar çekilmişti. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler merakla yapılacak olan açıklamayı bekliyor:

– Sayın Başbakan, Yunanistan Ege Denizi’nin bir Yunan gölü olduğunu iddaa ediyor. Cevabınız ne olacak?

– Ege bir Türk gölü değildir. Ege bir Yunan gölü de değildir. Ege zaten bir göl de değildir!

“Benzin vardı da biz mi ictik? ”





Süleyman Demirel'in, zamanında benzin yokluğu hakkında kendisine gazetecilerden yönelen sorulara verdiği efsanevi cevap. Bu cevap şöyle devam etmiştir: “Su mu daha değerlidir benzin mi? Tabii ki su, benzin içilmez ama su içilir.”

“70 sente muhtacız ! ”

Türkiye'de 70'lerin sonunda yaşanan ekonomik krize atfen sarf edilmiştir. Demirel, dış ticaret açığındaki artışı ve döviz darboğazını bu sözle ifade etmiştir.

“Yedi kere geldim”
“Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim” Başbakanken bir programda kendisine “Sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?” diyen gazeteciye verdiği cevap…

Beşiktaş’ı niye sormuyorsun?

Süleyman Demirel’e Fenerbahçeyi mi, yoksa Galatasarayı mı tuttuğunu soran muhabire verdiği yanıt.

“Bana, ‘Milliyetçiler adam öldürüyor’ dedirtemezsiniz.

Demirel’in belki de hayatında en çok tepki çeken sözüdür.

“Yollar yürümekle aşınmaz”

Demirel bu sözü, 8 kasım 1968'de AP Ankara İl Kongerisinde sokaklara dökülen halk için söylemiştir. Daha sonra da “kimse beni yanlış çıkarmak için , bakalım yollar yürümekle eskir mi diyerek daha fazla yürümemiştir” diye geliştirmiştir.

Kimin aklına gelir patlayacagı?
Kırıkkale'de cephane fabrikası patlamıştır. neden önlem alınmadığı gazete manşetlerininden inmezken Demirel kendi uslübuyla olayı bu sözleri ile değerlendirir.

“Ben bir gün evimde otururken Çankaya’ya çıkayım diyerek çıkmadım.”

“İcabı varsa feminizim fevkalade bir şeydir”

Duygu Asena’nın ilk popüler olduğu dönemlerde kendisine konu hakkındaki düşünceleri soruldu. Demirel: “Bunun icabı vardır veya yoktur bu ayrı bir mesele… İcabı yoksa fuzuli bir şey yapılmış olmaz yine de… İcabı varsa feminizim fevkalade bir şeydir”

Yarın güneş doğacak mı?

24 şubat 1993, Başbakan: Kontrgerilla tartışması kadar Türkiye’de havanda su dövülen bir konu yoktur. Deniyor ki, araştıralım. O zaman her şeyi araştıralım, yarın güneş doğacak mı diye araştıralım”

Derin devlet
Muhabir: Efendim, derin devlet nedir?
Demirel: Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.

Kan döken insanlara …

Bir kış PKK ateşkes ilan ettiğinde o vazgeçilmez üslubuyla devletin bakış açısını çok güzel özetler: “Kan döken insanlar ‘biz kan dökmekten vazgeçtik' derlerse, ‘iyi yaptınız, alın size bir mükâfat verelim' denmesi mümkün değil. Kan döken insanlara ‘aman vazgeçmeyin, kan dökmeye devam edin' demek de mümkün değil. Kan döken insanlar bundan vazgeçerlerse, bu iyi olmadı demek de mümkün değil.”

Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir (1980 öncesinde Bülent Ecevit'e)

“Enkaz devraldık.”

Artık bu cümleyi sarf etmeyen hükümet kalmadı. Seçilir seçilmez ilk olarak “enkaz devraldık” diyorlar ama bu cümleyi siyasi hayatımıza ilk sokan Demirel’in ta kendisidir…

Kırk günde kabak yetişmez. (1978’de CHP’nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.)

Onu işte ben yaptım!

Üniversite ziyaretlerinden birinde sol görüşlü bir öğrenci Demirel'i sıkıştırmaya çalışır.

– Türkiyede yapılan her türlü işi sahiplenmek gibi bir adetiniz var…
– Sen nerde oturuyorsun?
– Niye ki? Kadıköy’de!
– Hah işte buraya her gün gelmek için üstünden geçtiğin köprü var ya
– Ee evet
– Onu işte ben yaptım!

“Dün dündür, bugün bugündür…”

“Gap’ı kimseye gap diye gaptırmam.

“Verdimse ben verdim” (Ilksan skandalında usulsüzlüğe konu olan para için)

Çay’a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi. (Çay’a yapılan zammı soran muhabirlere)

“Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.”

Memlekette gaz vardır. (Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor diye soran gazeteciye)

Kim ödeyecek 350 Milyar Lira zararı? Ben öderim diyen bir babayiğit çıksın göreyim, devlet öder diyen çıksın göreyim. Nereden öder devlet 350 milyar lira zararı? (24 Ocak 1980 tarihli basın toplantısından)

Süleyman Demirel ve ayrılmadığı şapkası ile ilgili sözleri

*Benim şapkam tatilde de çalışır

*Bu şapkayı millet yarattı gardeşim”

*Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim.

*Bu şapka demokrasinin sembolü olmuştur