Tekirdağ Çorlu'da 8 Temmuz 2018'de 25 kişinin öldüğü, 340 kişinin yaralandığı tren kazasının ardından 13 Aralık 2018'de Ankara'da 9 kişinin yaşamını yitirdiği, 93 kişinin yaralandığı yüksek hızlı tren kazası meydana geldi. Bu kazalar kamuoyunda tartışılmaya devam ederken, Sirkeci- Kapıkule hattında, Malatya Hekimhan'da ve en son Ankara Sincan'da yük trenleri kaza yaptı. Bu kazalarda da büyük çaplı maddi hasar oluştu.

PAMUKKALE KAZASINDA KURULDA YER ALDI


TCDD'de 11 yıl makinistlik yapan, 17 yıl da makine personelinin eğitiminde görev alan ve 2007 yılında TCDD Genel Müdürlüğü'nden uzman olarak emekli olan Levent Durusoy, 22 Temmuz 2004'te Sakarya Pamukova'daki hızlı tren kazası sonrası oluşturulan kaza kurulunda görev yapan 3 uzmanda biri olduğunu söyledi. Durusoy, "2005 yılında kaza kurullarını 3 kişiyle oluşturduk. Bu kurulları Türkiye çapında teşkilatlandırdık. Oradaki amaç; kazalarla ilgili temel sebepleri bulmak, benzer kazaların yaşanmaması için alınacak tedbirleri TCDD yönetimine aktarmaktı" dedi.

'YALNIZCA SİNYALİZASYONLA HIZI ARTIRAMAZSINIZ'


Son yıllarda demir yollarına çok büyük yatırımlar yapıldığını anlatan Levent Durusoy, "Bizim iki önemli projemiz vardı. Irmak-Karabük-Zonguldak projesi. Bu Avrupa Birliği projesiydi. Tüm hat sökülüp yenilendi. Sinyalizasyon sistemi kuruldu. Trafik Emniyet Yönetim Sistemi kuruldu. Yatırım anlamında çok güzel bir proje. Aynı şekilde Sumsun-Kalın projesi de öyle. Ama burada yanlış olan şuydu; demir yollarında hızı etkileyen en önemli unsur eğim ve kurptur, yani viraj. Burada eğim düzeltildi mi? Hayır. Kurp düzeltildi mi? Hayır. Peki hızı nasıl artıracaksınız? Yalnızca sinyalizasyonla hızı artıramazsınız. Sinyalizasyonla sadece trenlerin istasyonlarda bekleme süresini azaltırsınız. Ben iki projede de kurp tahsisi yapılmasını beklerdim. Hattın geçtiği güzergâhta iyileştirme yapılmasını, eğimlerde ve virajlarda düzeltme yapılmasını beklerdim. Böylece trenin eğim ve virajlarda çekebileceği yükün miktarı ve hızı artsın. Bunların hiçbiri olmadı. Yapılan tek şey alttaki raylar ve traversler değiştirilerek, sinyalizasyon konuldu. Kurp ve eğimde değişen bir şey yok. Bu nedenle bu yatırımlardan istenilen fayda sağlanamadı bence" diye konuştu.

'KONTROL VE DENETİM OLMADAN KAZALARIN ÖNÜNE GEÇEMEZSİNİZ'


Durusoy, demir yollarına yapılan yatırım ve kaynağa rağmen kazalardaki artışın nedenini ise şöyle anlattı: "Burada söyleyeceğimiz en önemli iki unsur kontrol ve denetim. Ya treninizi kontrol edeceksiniz ya da o treni kaza yapmaması için denetleyeceksiniz. En son Ankara'da 9 kişinin hayatını kaybettiği hızlı tren kazasında, sinyalizasyon bölgesinde bunun gereği olan sistem tam olarak çalışsaydı, bu tren 110 kilometre değil 150-200 kilometre hızla gitse de asla kaza yapmazdı. Halbuki orada yapılması gereken hız azami 50 kilometreydi. Tren 50 kilometre hızla gitmiş olsaydı, karşıdan gelen treni görüp zaten dururdu.

Burada trenin hızını kontrol edemeyeceğimiz bir noktaya taşımışız. Denetleme mekanizması zaten o anda devrede değil. Kontrol edebildiğiniz hız, sizin elinizde bir güçtür. Ama kontrol edemediğiniz noktada bunu denetlemeniz lazım. Yani denetleme mekanizmalarının iyi çalışması lazım. Orada da çalışan denetleme elaman sayısını azaltırsanız kazaların artması kaçınılmaz oluyor. Kazaların en aza indirmenin çok önemli noktası denetleme sisteminin iyi çalışmasıdır. Örneğin yol bekçisi. Yol bekçisi günlük çıkacak ve kendi sorumluluk alanında eksiklikleri tespit edecek. Siz bunları yapmadığınız sürece istediğiniz kadar yatırım yapın kazaların önüne geçemezsiniz."

'DENETLEME YOKSA, MAKİNİST VE MAKASÇIYA HESAP SORAMAZSIN'


Kaza sonrası sorumluluğun makinistlere yıkılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Levent Durusoy, "Kazayı TCDD Genel Müdürlüğü kendisi yapmaz. Kazayı kim yapar? Trenin üzerindeki makinist yapar, makinistin gideceği yollardaki makasları ayarlayan makasçı yapar. Trafiği kontrol eden kontrol memuru yapar. Ben onlara kazanın nihayete erdiği nokta olarak bakıyorum. Kaza, makasçının makası unutmasından kaynaklanmıştır doğru. Ancak kazanın sorumlusu olarak tek başına bunu söyleyemeyiz. Burada 50 kilometre hızla gitmesi gereken yerde 110 kilometre hız veren yetkili nerede? Bu hız verildiği zaman 'bu yanlıştır' diyecek denetleme nerede? Burada makinist treni kontrol edemiyor. Treni, sinyalizasyon sisteminin tabi olduğu trafik sistemi kontrol edecek. O yoksa 'bu tren burada bu hızla gidemez' diyecek denetleme mekanizmasının devreye girmesi lazım. Onu diyecek birim nerede? O da yok. Bunlar yoksa sen makinist ve makasçıya hesap soramazsın" ifadelerini kullandı.

Demir yollarında benzer olayların olmaması için kaza kurullarından çıkan raporların çok iyi incelenmesi gerektiğini belirten Durusoy, yönetmeliklerin popülist yaklaşımlarla değil, bilimsel verilerle oluşturulması gerektiğini ve bunların uygulanmasını denetleyecek birimlerin görevlerini eksiksiz yerine getirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

'ÇORLU KAZASI BEKÇİLERİNİN KALDIRILMASI NEDENİYLE OLDU'


TCDD eğitim ve hukuk bölümünden emekli olduktan sonra serbest avukatlık yapan Mehmet Ektaş ise Çorlu'daki kazada, TCDD personel azaltma politikaları sonucu yolun kontrolünden sorumlu yol bekçilerinin kaldırmasının etkili olduğunu söyledi. Ektaş, Kurfalı'da meydana gelen kazada, tren dizilerinde yer alan vagonların teknik kontrollerinin yapıldığı tren muayene istasyonları sayısının ve personelinin azaltılması, yine Hekimhan'daki kazada da, aynı politikalar nedeniyle trenlerin fren muayenelerinin yapıldığı fren tecrübesi istasyonları sayısının ve personelinin azaltılması nedeniyle revizör olarak bilinen personelin olmadığı istasyonlardan tren sevki yapılmasının etkili olduğunu ileri sürdü.

'FATURA SORUMLULUĞU KISITLI PERSONELE KESİLİYOR'


Ektaş, demir yollarında çok önemli ödeneklerle önemli altyapı yatırımları yapıldığını; ancak bir türlü kaliteli ve hızlı ulaşım sağlanamadığı gibi kazaların önlenemediğini dile getirdi. Mehmet Ektaş, "Her kaza sonrası fatura, alt düzeyde görev yapan yetki ve sorumluluğu kısıtlı personele kesiliyor. Ancak kazaların kök nedenlerine inildiğinde, esas sorunun TCDD üst yönetiminin özellikle insan kaynakları konusundaki personel azaltmaya odaklandığı hatalı stratejilerinden, etkin denetim yapmaması ve sorunlara çözüm üretememesinden kaynaklandığı görülüyor" diye konuştu.

ANKARA, (DHA)