Yeni adli yıl açılışı için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilecek açılış toplantısına katılmayacağını belirten İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Mersin, Antalya, Şanlıurfa, Eskişehir, Kocaeli, Muğla, Aydın, Balıkesir, Van, Ordu, Hatay, Düzce, Kırklareli, Amasya, Muş, Denizli, Zonguldak barolarına Yargıtay'dan yanıt geldi.

Yargıtay tarafından yapılan açıklamada, "Ülkemizdeki tüm baro başkanları adli yıl açılışına davet edilmiştir. Davete nasıl karşılık verileceği baroların takdirinde olan bir konu olmakla birlikte, gönderilen davetiye vesilesiyle Yargıtay’ın siyasi etki altında olduğuna dair ithamlar ile başlayan bir dizi suçlamalar hiçbir insaf ve adalet ölçüsü ile bağdaşmamakta olup, üzüntüyle karşılanmıştır" denildi.

[old_news_related_template title="Metin Feyzioğlu'dan 'Külliye' kararı" desc="İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 11 baronun 'Yargı bağımsızlığını zedeler' diye protesto ettiği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilecek olan adli yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun katılacağı ve bir de konuşma yapacağı açıklandı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/08/17/iecrop/feyzioglu-aa_16_9_1566032115.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/son-dakika-metin-feyziogludan-kulliye-karari-5286044/"]

"TOPLUM VİCDANINDA KARŞILIK BULMAYACAK"

Açıklamada ayrıca, "Yargıtay hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli reformları gerçekleştirmiş ve insan haklarına evrensel düzeyde katkı sağlamıştır. Bu suçlamaları yönelten baroların bir kısmının, Yargıtay’ın öncülüğünde geliştirilen Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi(İstanbul Bildirgesi) dolayısıyla Yargıtay’a yönelik eleştirileri halen kamuoyunun hafızasında olup, 9 Kasım 2018 tarihli basın açıklaması ile halkımız bu konuda bilgilendirilmişti. O tarihten sonra İstanbul Bildirgesi 13-24 Mayıs 2019 tarihleri arasında yapılan Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonunun 28. Oturumunda kabul edilmiş, 23 Temmuz 2019 tarihinde de Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey’de onaylanmıştır. Dolayısıyla adli yıl açılış davetiyeleri dolayısıyla Yargıtaya yönelik haksız ve ölçüsüz eleştirileri yapan bazı baroların, yakın geçmişte tüm dünyanın kabul ettiği insan hakları metinlerine dahi karşı çıkması, feraset düzeylerinin açık bir göstergesi olup, bu tür ithamların toplumun vicdanında karşılık bulmayacağı şüphesizdir" ifadeleri kullanıldı.

[old_news_related_template title="Barolardan Yargıtay'a 'Külliye' tepkisi: Biz bu oyunda yokuz siz de olmayın" desc="İzmir Barosu'nun ardından İstanbul Barosu da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak olan Yeni Adli Yıl Açılış Töreni’ne katılmama kararı aldı. Yargıtay Başkanlığı’na hitaben birer metin yayınlayan barolar katılmama gerekçeleri olarak törenin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılmasını gösterdi. İzmir Barosu Yargıtay'a seslendiği metinde “Bize kalırsa bir kişi rahatsız olduğu için, Türkiye Barolar Birliği Başkanının adli yıl açılış törenlerinde konuşma yapmasının önüne geçmek amacıyla yasa değişikliği yapanların salonlarına siz de gitmeyin' ifadelerine yer verildi. İstanbul Barosu'nun metninde ise 'Bu toplantını Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılacak olması, demokrasi, hukuk ve asalet asına bildiğimiz bütün öğretilerin reddi anlamına geleceğinden, davetinize icabet etmemiz mümkün olmayacaktır.' denildi. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/08/16/iecrop/yargitay_16_9_1565963660.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/barolardan-yargitayya-kulliye-tepkisi-5285138/"]

Yargıtay'ın açıklaması şöyle;


"Kamuoyunun bilgisinde olduğu üzere adli yıl açılış törenleri, Yargıtay tarafından düzenlenmektedir. 2016-2017 yılından itibaren adli yıl açılışları “Millet Kongre ve Kültür Merkezi”nde yapılmaya başlanmış, bunun gerekçeleri ve süreci hakkında 29.08.2016 tarihinde basın açıklaması yapılarak kamuoyu bilgilendirilmiştir.

2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni hazırlıkları kapsamında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma mesleğine duyulan saygı ve gösterilen önemden dolayı tüm baro başkanlıklarına davetiye gönderilmiş olup, ayrıca Türkiye Barolar Birliği Başkanı da avukatlar adına konuşma yapmak üzere davet edilmiştir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile çoğunluk baro başkanları kendilerine yapılan daveti kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Bazı barolar ise yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, yargı etiği ilkeleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi bir dizi başlık altında adalet sistemine ilişkin eleştirilerini dile getirerek, söz konusu davete iştirak edemeyeceklerini ifade etmiş ve görüşlerini de kamuoyu ile paylaşmışlardır.

150 yıllık köklü bir kurum olan Yargıtay’ın iletişim stratejisi, yargıya ilişkin sorunların şeffaf ve önyargısız ortamlarda tartışılmasını öngörmektedir. Yargıya ilişkin etkinliklerin geniş katılımlı, demokratik ve kapsayıcı olmasına özel önem verilmekte olup, Ülkemizdeki tüm baro başkanları adli yıl açılışına davet edilmiştir. Davete nasıl karşılık verileceği baroların takdirinde olan bir konu olmakla birlikte, gönderilen davetiye vesilesiyle Yargıtay’ın siyasi etki altında olduğuna dair ithamlar ile başlayan bir dizi suçlamalar hiçbir insaf ve adalet ölçüsü ile bağdaşmamakta olup, üzüntüyle karşılanmıştır.

Yargıtay hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli reformları gerçekleştirmiş ve insan haklarına evrensel düzeyde katkı sağlamıştır. Bu suçlamaları yönelten baroların bir kısmının, Yargıtay’ın öncülüğünde geliştirilen Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi(İstanbul Bildirgesi) dolayısıyla Yargıtay’a yönelik eleştirileri halen kamuoyunun hafızasında olup, 9 Kasım 2018 tarihli basın açıklaması ile halkımız bu konuda bilgilendirilmişti. O tarihten sonra İstanbul Bildirgesi 13-24 Mayıs 2019 tarihleri arasında yapılan Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonunun 28. Oturumunda kabul edilmiş, 23 Temmuz 2019 tarihinde de Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey’de onaylanmıştır. Dolayısıyla adli yıl açılış davetiyeleri dolayısıyla Yargıtaya yönelik haksız ve ölçüsüz eleştirileri yapan bazı baroların, yakın geçmişte tüm dünyanın kabul ettiği insan hakları metinlerine dahi karşı çıkması, feraset düzeylerinin açık bir göstergesi olup, bu tür ithamların toplumun vicdanında karşılık bulmayacağı şüphesizdir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."