12 yıl sonra ülkesine dönen Çömez, SÖZCÜ’ye konuştu: - 2 -


Ergenekon kumpas davasında aklanıp 12 yıl sonra ülkesine dönen AKP Balıkesir eski Milletvekili Doktor Turhan Çömez, İngiltere’de yaşadıklarını, hakkında merak edilenleri ve yapacaklarını SÖZCÜ’ye anlattı…

- 12 yıl boyunca Türkiye ile ilgili en çok neyi özlediniz?

Ben Türkiye’yi sürekli takip ettim. Türkiye ile hep iç içe yaşadım. Türkiye’nin coğrafyasını çok özledim. İnsanlarını çok özledim. Bugün baba evime giderken sokakta binlerce insan beni karşıladı ve coşkularını, mutluluklarını benimle paylaştı. Benim asıl özlediğim buydu. Sevgiydi, dostluktu, güvendi, vatandaşların gözlerindeki ışıltıydı… Bununla birlikte en çok özlediğim şeylerden bir tanesi Boğaz’ın kenarında çayla simit yemekti. Türkiye’ye uçağım indikten sonra birkaç dostumla görüştüm ve Üsküdar sahilinde küçük bir yere oturup çay içtik, simit yedik.

O ANI ANLATTI
Çömez beraat kararının çıktığı Ergenekon duruşmasını İngiltere’den takip etti. O günü şöyle anlatıyor: “Mahkeme kararı açıklanmadan önce ameliyata girmek üzereydim Basildon Üniversite Hastanesi’nde. Yerime bir doktor buldum. ‘Ne olur sen başla. Ben bu şartlar altında ameliyata devam edemem’ dedim. Telefon başında beklemeye başladım. Beraat kararı aldığımı bana ilettiler. Yanımda hiç kimsem yoktu. Hemen Türkiye’ye dönüş planlarına başladım.”


YAKIN ÇEVRELERİ ULAŞTI...

- Türkiye’de siyaset son günlerde oldukça hareketli. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan AKP’den ayrılarak yeni oluşumlara imza atmaya çalışıyorlar. Bu isimler sizinle temasa geçtiler mi?

Direkt onların ismiyle benimle temasa geçen kimse olmadı. Onların yakın çevresinde çalıştığını ifade edip bana sevgi ve sempatilerini bildiren insanlar oldu ancak ben ciddiye almadım. İki koldan yürüyen bir siyasi çalışma var. Toplumun gözü önünde bu durum devam ediyor. Biri Sayın Ali Babacan, bir diğeri de Sayın Ahmet Davutoğlu. Hakikaten bir partileşme sürecine girip netice alırlar mı, alırlarsa bunun toplumdaki karşılığı ne olur hep birlikte göreceğiz. Ben inanıyorum ki toplum her ikisine de şu soruları soracak; Bugün eğer Türkiye’nin geldiği bu durumdan şikayetçi iseniz dönüp kendiniz burada ne kadar payınızın olduğunu sorguladınız mı? Sayın Ahmet Davutoğlu hatırı sayılır bir süre burada başbakanlık yaptı. Sayın Ali Babacan çok uzun bir süre devletin değişik bakanlıklarını işgal etti ve önemli görevler üstlendi. Onları desteklediği ifade edilen Sayın Abdullah Gül devletin en tepesinde görev yaptı. Acaba onlar bir kritik yapıp ‘Bugünkü süreçte bizim bir dahlimiz var mı’ diye sorguladılar mı? Yoksa, altlarından koltukları kaydı da Sayın Erdoğan kendilerine yüz vermedi ve onun için mi böyle bir arayış girdiler? Onların bütün derdi altlarında sahip oldukları tek şey olan ve yapıştıkları koltukları mı? Bunları sorgulayacaktır millet. Millet önüne çıktıklarında, sandıklar konduğunda hep birlikte neticeyi göreceğiz.