YSK’nın İstanbul seçimlerini sandık kurullarında kamu personeli olmayan kişilerin görevlendirilmesi gerekçesiyle iptal etmesinden sonra gözler 31 Mart’ta sandıklarda çalışanlara çevrildi. BBC Türkçe, kamu görevlisi olmayıp sandık kurulu başkanlığı ve üyeliği yapan kişilerle görüştü, çarpıcı yanıtlar aldı:

- Özel bir bankanın çalışanı: Seçimden yaklaşık bir-iki hafta önce, insan kaynakları departmanından bir mail geldi. İnsan kaynaklarıyla görüştüğümüzde, bize ilçe seçim kurulunun mazeret kabul etmediğini, ancak o tarihlerde alınmış yurtdışına bir bilet varsa veya ciddi bir rahatsızlık söz konusuysa bunu kabul ettiklerini, YSK’dan bankaya yaklaşık 90 kişilik liste gönderildiğini, bu kişilerin bu görevi yapmaması durumunda cezai yaptırımının olacağı cevabı verildi. Memur üye oldum, seçim günü çok sorunsuz geçti. Seçimden  sonra hedef kitle haline geldik. Herhangi bir soruşturmayla ilgili bilgi verilmedi. Bizim yaptığımız bir usulsüzlük yok, zaten işin içinde insan kaynakları var, YSK, ilçe seçim kurulları var.

İLÇE SEÇİM KURULU, KAMU GÖREVLİSİ OLMAYANLARA BU YAZIYI GÖNDERMİŞ
Banka çalışanı sandık görevlisi, ilçe seçim kurulundan bankaya 90 kişilik görev listesi gönderildiğini ve göreve gidilmezse ceza geleceğini söyledi.


- Özel bir okulda öğretmen: İlçe seçim kurulundan ‘Görev aldınız’ diye mesaj geldi. İptal için  ilçe seçim kurulunu aradım. “İptal ettiremiyoruz, hatta cezası var” dediler. Mecbur bırakılıp gittik. 31 Mart’ta memur üye oldum.  Benim görev yaptığım sandıkta en yüksek oyu alan AK Parti’ydi.  Bizi herhangi bir soruşturma kapsamında çağıran vs. olmadı.


Gönüllü sandık görevlisi suçlamalara böyle isyan etti: Yıllardır seçimde çalıştım şimdi mi FETÖ’cü oldum?


BBC Türkçe’ye konuşan bir sivil toplum gönüllüsü ise son 10 seçimde gönüllü olarak sandık görevlisi olduğunu belirterek, şunları anlattı:

‘RESMEN OTURUP AĞLADIM’

“Sarıyer’de oturuyorum. AK Parti iktidara geldiğinden beri devamlı sandık başında görev alıyorum. Bir siyasi parti için değil, gönüllü olarak görev alıyorum. 16 Nisan referandumunda ve 24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gönüllü oldum. Hemen hemen 10 seçimde gönüllü oldum. Bu sefer de ilçe seçim kuruluna gittim ve başkanlık için başvurdum. Bana, “Bu sefer hakim, başkanları memurlardan atayacak ama boş bir yer kalırsa, o zaman haber veririz” dediler. Bana sonra haber geldi, “Boş bir yer var, arkadaş gelmiyormuş” dediler. Ayazağa’da bir okulda başkanlık yaptım. Hiçbir sorun olmadı. Benim başkanlığını yaptığım sandıkta AK Parti birinci çıktı. YSK’nın kararından sonra yıkıldım. Çıkıyorlar, “Sandık başkanları FETÖ’cü” diyorlar. O zaman ilk benim FETÖ’cü olmam lazım. Ben bunu anlayamadım. FETÖ’cü diye bir olay olabilir mi? O karar günü yıkıldım, resmen oturup ağladım.”