"Toplumumuzda cinsellik bir tabu olarak sunuluyor. Maalesef bu tabu mantığına istismar edilmek de ekleniyor." şeklinde konuşan Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, istismara uğrayan bireylerin toplumsal açıdan destek göremediklerini, etiketlendiklerini ve hatta bunu isteyerek yaptıkları yönünde algılarla karşı karşıya geldiklerini söylüyor. Bu durumun kişileri intihara bile sürükleyebildiğini ifade eden Çetin, konu ile hem ilgili bakanlıkların hem de sivil toplum örgütlerinin ortak bir şekilde mücadele etmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Peki istismara uğrayan çocuklarda nasıl belirtiler görülüyor? Çocuğunun istismara uğradığını öğrenen ebeveynler ilk olarak ne yapmalı ve en önemlisi de çocuklarını nasıl korumalılar? İşte önemli açıklamalar...

Emre Yıldır'ın istismarcısı bugün yargılanıyor. Emre'nin ablaları ‘adalet’ çağrısı yaptı   FOTO:İHA


İstismara uğrayan çocuklarda hangi belirtiler görülür?

İstismara uğrayan çocuklar yaşlarına göre davranış değişiklikleri gösterirler. Çocukların kendine özgü olan davranışlarında değişimler daha belirgin ve net olur. Yaşa göre farklılıklar ve benzerlikler görülmektedir. Kategorize olarak şöyle sınıflandırabiliriz:

0-4 yaş çocuklarda; çocuğun yaşına uygun olmayan söylemleri ifade etme, tuvalet eğitiminde sonradan ortaya çıkan bozulmalar, uyku bozulmaları, oyunlarda cinsel içeriğinde artma, cinsel organla uğraşın artmasıdır.

4-6 yaş çocuklarda; kendi yaşına uygun olmayan cinsel söylem ve davranışlar, kendinden büyük kişilerden ve yetişkinlerden korkma, aşırı tedirginlik, cinsel ilişkiye yönelik söylemlerin yaşı ile uygun olmaması.

7 ve üzeri yaş çocuklarda; kendinden büyük kişilerden korkma, okul başarısında düşme, okula gitmek istememe, mutsuzluk, isteksizlik, tek başına vakit geçirmede artış, travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin gözlenmesi, yaşa uygun olmayan davranışların gözlenmesi, yetişkin davranışlarında bulunma, cinsel konulara yönelik ilgi ve uğraşlarda artış, depresif belirtiler, kendine zarar verme, içe kapanma, intihar düşünceleri, girişimleri, cinsel saldırganlık ve şiddete eğilim gibi belirtiler gözlenmektedir.

Çocuklara istismar konusunda, kendilerini korumaları için nasıl bilgiler verilmeli?

İstismara yönelik bireysel önlemler alınmalı ancak bunun sivil toplum örgütleri ve ilgili bakanlıkların da sürece dahil olmaları gerekmektedir.

Çocukların gelişim evreleri dikkate alınacak şekilde, en erken ve uygunluk durumunda söylenilebilir. Çünkü istismara her yaşta çocuk maruz kalabilir. Çocuklara, tanıdığı ya da tanımadığı kişilerin izin almadan ve istemeden kendilerine dokunmalarının doğru olmadığını ve bununla ilgili 'hayır' deme ve ailesini bilgilendirmede bulunabileceğini öğretmek gereklidir.

Bu tarz bilgileri çocuklara bir şeyler öğretirken de aralarda izah etmek doğru olacaktır. Örneğin konuşmaya başlayan çocuklara vücut parçaları öğretilirken özel bölgelerinde öğretilmesi ve herkesin özel vücut bölgelerinin olduğu, bu bölgelere kimin ve hangi hususlarda dokunabileceği anlatılmalı ve bu sınırları koruma konusunda cesaretlendirilmelidir.

İstismar eden kişiler genellikle yakın akraba ya da tanıdık kişiler oluyor. Buna karşın aileler nasıl önlemler alabilir?

Yetişkinlerin ve ebeveynlerin çocuklar ile temasta sınırları korumaları ve onlara saygılı davranmaları gerekmektedir. Çocuğa sormadan ve onun rızasını almadan dokunulmamalıdır. Bu tarz davranışlar çocukların kendi bedenlerinde hükümlerinin ve sınırlarının olduğunu kavramalarını sağlar. İzin alınmadan ve istemeden biri çocuğa dokunduğunda bunu direk paylaşabileceklerini, istismar edenden korunacağını bilmeleri önemlidir. Böyle bir olayı söylediklerinde cezalandırılmayacaklarını ve onların sözüne güvenileceğini, asla suçlanmayacağını anlatmak önemlidir. Bu bilgiler ışığında çocuk kendisini istismar eden bir kişi tanıdık dahi olsa rahatlıkla bunu ifade etme fırsatı bulacaktır.

Aile çocuğunun istismara uğradığını anladığında nasıl davranmalı ve ne yapmalı?

Öncelikle çocukları ile rahat ve güvenilir bir ortamda, çocuğun kaygı ve korkularını anlayarak, onu korkutmadan konuşmalılar. Onları incitmeden bilgi alarak hoşlarına gitmeyecek bir duruma maruz kalıp kalmadığı yönünde bilgi alınmalıdır. Bu süreçte psikolog ve psikiyatristten yardım almak sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayacaktır. Ayrıca birey kendi kaygısını ve öfkesinin üstesinden geldikten sonra çocuktan incitip, korkutmadan bilgi almalı ve ona yanında olduğuna dair güven vermelidir. Psikolojik desteğin ardından adli makamlardan da hukuki destek alınmalıdır. Aksi takdirde bu durumu yok saymak, çocuğun bu durumu yaşadıktan sonra tolere etmesini beklemek, çocuğa en büyük zararı sağlayacaktır. O nedenle bu hususta ailelerin ve toplumun bilinçli olması oldukça önemlidir.