Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Cöngöloğlu, akran zorbalığının önüne geçilmesinde takım sporlarının etkili olacağını ifade etti.

Prof. Dr. Ayhan Cöngöloğlu, "akran zorbalığı"nın çocuklar üzerindeki etkilerini anlattı, sorunun çözümüne ilişkin bilgi verdi.

Akran zorbalığını, "bir veya birden fazla çocuğun, akranı olan çocuğa, görünür bir neden olmadan tekrarlayıcı tarzda yaptığı sözel ve fiziksel saldırgan hareketler" olarak tanımlayan Cöngöloğlu, genelde itme, kakma, lakap takma gibi çeşitli davranışlara dikkat edildiğini ancak bunlardan en zedeleyici olanının dedikodu çıkarma, dışlama ve izole etme olduğunu söyledi.

Cöngöloğlu, akran zorbalığının her dönemde yaşandığını ancak hiçbir zaman günümüzdeki kadar acımasızca olmadığını belirterek "Dünyada bu konuyla ilgili ilk çalışmalar 1970'lerin başında Amerika'da yapıldı. Onların verileri neredeyse her 3 çocuktan birinin akran zorbalığına maruz kaldığı yönünde. Bizde de 2000'li yıllardan sonra yapılan çalışmalar arttı. Son çalışmalara göre, ilköğretim çağındaki bir çocuğun bir eğitim yılı içinde akran zorbalığına maruz kalma olasılığı ne yazık ki yüzde 40'larda." dedi.

ÇOCUĞUNUZ AKRAN ZORBALIĞINA MARUZ KALDIYSA...



Bu sorunun çözümünde zorba ve mağdurun ayrı ayrı ele alınması gerektiğini vurgulayan Cöngöloğlu, şöyle konuştu:

"Ancak öncelikle işin kurban yönüne bakarsak sürekli saldırgan tavırlara maruz kalması çocuğun kaygı düzeyini yükseltiyor. Bu durum uyku, yeme bozukluğu, altına kaçırma ve en çok da dikkat eksikliği gibi başka fiziksel ve psikolojik sorunları beraberinde getiriyor. Son dönemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun bu kadar artmasının sebebi belki de bu. O tanımlar belki yanlış ve bunların hepsi belki akran zorbalığına maruz kalmış çocuklar. Dikkatlerini veremiyorlar ve çok ciddi akademik başarısızlıklar oluyor."

TAKIM SPORLARI ÇOK ETKİLİ

Cöngöloğlu, akran zorbalığının önüne geçebilmek için ciddi bir sistem değişikliğine gidilmesi ve buna evden başlanması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:

"Bizde ya aşırı ihmal edilmiş veya suistimal edilmiş çocuklar var ya da aşırı korunmuş, kollanmış, şişirilmiş çocuklar var. Bir türlü ortasını bulamadık. Artı, akran zorbalığının temelinde hoşgörü ve empati yeteneğinin çocuğa verilmemiş olması da yatıyor. Zorbalıkta bulunan çocukların çoğunun sosyal becerilerinin zayıf, yalnız çocuklar olduğunu görüyoruz. Çocuklar arasındaki ilişkiyi artırmak için okullarda spor ve sanat etkinliklerinin artırılması gerekiyor. Özellikle takım sporları akran zorbalığının önüne geçilmesinde çok etkilidir. "

Son dönemlerde sosyal medyanın sık kullanılmasıyla "siber zorbalık" kavramının da yaygınlaştığına dikkati çeken Cöngöloğlu, "Çocukların internete denetimsiz girmemesi gerekiyor. Özellikle ilköğretim çağındaki çocukların. Sosyal medya açmamaları, açıyorlarsa da şifrelerinin anne babalarında olması lazım. Ayrıca bilgisayarın toplu yaşam ortasında ve anne babaya dönük olarak bulunması, bilgisayar ya da tabletlerin çocuğa ait olmaması gerekiyor." diye konuştu.

TAŞIYAMAYACAĞI YÜKLER YÜKLEMEYİN

Cöngöloğlu, bu sorunun önüne geçebilmek için okullarda da ciddi bir denetimin olması gerektiğini dile getirerek şu değerlendirmeyi yaptı:

"Okul koridorlarında sürekli bir yetişkin denetimi olmalı. İki çocuk kendi arasına sınır çizemez. Bu sınırı biz yetişkinlerin çizmesi lazım. Diğer bir önemli nokta anında müdahale. Bazen belki çocuklar kendi aralarında çözecekler diye düşünülüyor veya sorunla başa çıkmayı öğrensin deniliyor ama bu çok doğru bir yaklaşım değil. Evet çok koruyup kollamak doğru değil ama 'İstersen yaparsın.' ifadesi de çok doğru değil çünkü çocukların başaramayacağı, altından kalkamayacağı bir sürü yük var. Eğer ona taşıyamayacağı bir yük yüklersek ve baş edemezse kendini öz güvensiz, yetersiz hissedecektir. O yüzden çocuklara yük yüklemeden sorunu anında çözmemiz gerekiyor."

Hem zorbalık yapan çocuğun hem de mağdur çocuğun velilerinin mutlaka bu işe dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Cöngöloğlu, şunları kaydetti:

"Akran zorbalığı sorununun ebeveyn öğretmen iş birliği ile sistem içinde çözülmesi lazım. Bunu öğretmenin tek başına çözmeye çalışması zorbalığı artırabiliyor. Bu sefer çocuk ispiyonlamış konumuna düşüyor ve çocuğa daha beter zorbalık yapılabiliyor. Bu sorunun ciddi anlamda ele alınarak hep birlikte çözülmesi gerekiyor. Gerekirse o çocuklar profesyonel yardım alacak. Kurban da zorba da. Zorbaya da direkt acımasızca ceza vermek sorunu çözmeyecektir."

AA