Omurilik yaralanmaları sonrası nörojenik mesane ve sfinkter işlev bozukluğu nedeniyle idrar kaçırma ve idrar yapamama gibi sorunların oluştuğuna dikkat çeken Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AbD Öğretim Üyesi, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AbD Misafir Öğretim Üyesi, Kontinans Derneği Başkanı Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Tufan Tarcan, uygun ürolojik tedavi almayan hastalarda böbreklerin ürner sistemde basınç artışı nedeniyle büyük risk altında olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti; "Hastalar eğer ürolojik olarak doğru tedavileri almazlarsa böbreklerini kaybediyorlar.

Trafik kazalarının sayıca çokluğundan dolayı omurilik yaralanmaları ülkemizin en büyük sorunlarından biri. Omurilik yaralanmalarının görülme sıklığı ise trafik kazaları ile doğru orantılı. Omurilik yaralanmasından sonra neredeyse her hastada mesane sorunları ortaya çıkabiliyor.

İşeme merkezimiz beyinde pons adı verilen bir bölgede bulunuyor ve bu bölgeden mesanenin ve idrarı tutan sfinkter kası dediğimiz yapının kontrolü sağlanıyor. Ponsta bulunan işeme merkeziyle mesane ve sfinkter arasındaki bağlantıyı ise omurilik sağlıyor. Omurilikte bir yaralanma olduğunda mesane, sfinkter ve merkezi sinir sistemi arasındaki iletişim ve koordinasyon ortadan kalkıyor. Omurilik yaralanması nedeniyle mesane sfinkter kompleksi ile ve merkezi sinir sistemi arasındaki haberleşme bozulursa, mesane ve sfinkter eş zamanlı kasılabiliyor. Bu uyumsuzluk oluştuğunda hastalar idrar yapamıyorlar ya da ancak çok yüksek basınçla mesanelerini kısmen boşaltabiliyorlar. Mesane sfinkter uyumsuzluğu dediğimiz bu duruma müdahale edilmez ise üriner sistemde oluşan yüksek hidrostatik basınç tekrarlayan böbrek iltihaplarına yol açıyor ve kronik böbrek yetmezliği oluşabiliyor.

Omurilik yaralanması sonrası hemen bu tablo oluşmuyor. Önce Spinal şok dediğimiz bir dönem oluşuyor. Spinal şok dönemi ortalama 6 ay sürüyor ama çok daha kısa veya çok daha uzun olabiliyor. Bu spinal şok döneminde mesane tamamen gevşek durumda kalıyor ve çok yüksek mesane kapasiteleri ortaya çıkıyor. Bu dönemi çok iyi takip etmek gerekiyor. Spinal şok dönemi geçtikten sonra ise bu sefer mesane tam tersi aşırı derecede kasılmaya başlıyor. Bu aşırı kasılmaya ürodinamik olarak “nörojenik detrusor aşırı aktivitesi” adını veriyoruz. Bu durum ortaya çıktığında öncelikle mesane kasına etki ederek mesaneyi gevşeten ilaçlarla bu aktiviteyi düşürmeye çalışıyoruz. Bunlar yeterli olmazsa mesane içine botoks enjekte ediyoruz. Eğer botoks da mesaneyi yeteri kadar gevşetmeye yetmiyorsa o zaman mesane büyütme ameliyatlarını yapıyoruz.

Omurilik yaralanmalı hastalarda hastanın omurilikle ilgili olan stabilizasyonunun beyin cerrahisi tarafından yapılmasından hemen sonra artık kalıcı sondadan hemen uzaklaştırılması ve temiz aralıklı kateterizasyon dediğimiz yönteme geçilmesi ilk yapılması gerekenlerden. Burada hiç yapılmaması gereken şey mesane jimnastiği diye çok eski litaratürde tanımlanmış olan ama hiçbir işe yaramayan aynı zamanda da birçok komplikasyona yol açabilecek hastanın kalıcı sondasının aralıklı klemplenmesi işlemi… Temiz aralıklı kateterizasyon hasta veya hastanın bir yakını ya da sağlık personeli tarafından uygulanabilir. Ellerini kullanabilen ve bilişsel fonksiyonu normal olan hastalar için kolayca uygulanan bir yöntemdir. Hasta ortalama 4 saate bir yani günde altı kez kendiliğinden kaygan tek seferlik kateterlerle mesane boşaltımını rahatlıkla gerçekleştirebilir. Hastalarımızda kalıcı sondaya ancak çok özel durumlarda izin veriyoruz.
Mesane hissi kaybolan hastalar mesanelerinin dolduğunu olması gerektiği gibi hissetmiyorlar. Genelde mesaneleri dolduğunda bir basınç hissediyorlar normal mesane dolum hissini de ne yazık ki kaybetmiş durumdalar. Mesaneyle beyin arasındaki irtibat kaybolmuş durumda. Bu masum bir idrar kaçırma değil, bu çok riskli bir idrar kaçırma. Çünkü idrar torbasında ve üriner sistemde çok yüksek basınçlar oluşuyor. Üriner sistem içi gelişen bu basınçta böbreklere zarar veriyor.

OMURİLİK YARALANMALI HASTALAR ÜROLOJİK TAKİBE GİRMELİ!

Eğer tedavi edilmezlerse tam kesi omurilik yaralanmalarının tamamı 5 yıl içinde böbrek yetmezliğine gidiyor. Dolayısıyla omurilik yaralanmalı hastaların hemen en kısa zamanda bir ürolojik takibe girmeleri hayati önem taşımaktadır.

OMURİLİK YARALANMALARI SONRASI ORTAYA ÇIKAN İDRAR KAÇIRMA SORUNU VE TEDAVİ SÜRECİ

Omurilik yaralanması sonucu ortaya çıkan mesane işlev bozukluklarının tedavisi mümkün. Temel prensiplerden biri mesane kapasitesini ve mesane basınçlarını normale getirmek. Mesane basınçlarını düşürmek için ilk önce antimuskarinik tedavi planlanır; eğer yetmezse mesaneye botoks uygulanır; o da yetmezse bağırsaktan segment alınarak mesaneyi büyütme ameliyatları gerçekleştirilir. Tüm bu tedavilerle birlikte hastanın böbreğinin ürettiği idrarın yukarıda anlatılan temiz aralıklı kateterizasyon adı verilen yöntemle olması gerektiği gibi mesane dışına alınması şarttır. Bu şekilde hastanın kuru kalmasını sağlıyoruz. Temel tedavi yöntemi bu.

Hastalar mutlaka bir üroloji uzmanının ve tercihen omurilik yaralanmalarıyla uğraşan bir üroloji uzmanının yaşam boyu kontrolü altında olması lazım. Bu kontrolün sıklığı duruma göre değişebilir. En kötü ihtimalle yılda bir, bazen 2 ayda ya da 3 ayda bir takip etmemiz gereken durumlarla karşılaşabiliyoruz. Ürolojik takip burada hayati önem taşıyor. Bu süreçte mesane pedi kullanımı hekim kontrolünde olabilir. Eğer hastanın arada düşük basınçlı bir şekilde minimal idrar kaçırma sorunu oluyorsa o zaman elbette destekleyici mesane pedleri kullanılabilir" dedi.