Kadınlarda ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artan rahim sarkması, 50 yaş üzeri kadınların yaklaşık yarısında ortaya çıkıyor. Hayat boyu görülme oranı ise yüzde 30-50 oranında değişiyor. Rahim ve idrar torbası sarkması nedeniyle kadınların yüzde 11’i ise cerrahi geçirme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Kadınlar bu sorun nedeniyle hem fiziksel hem de psikolojik olarak olumsuz etkileniyor, kendilerini sosyal hayattan soyutlayabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Doç. Dr. Semih Zeki Uludağ, rahim sarkmasıyla ilgili bilgi verdi.

MENOPOZ SONRASINA DİKKAT!

Rahim sarkması oluşumunda sinir, kas ve bağ doku hasarının etkili olduğu bilinmektedir. İleri yaş, kronik kabızlık ve öksürük, sürekli ağır kaldırma, gebelik, vajinal doğum (çoklu doğum veya iri bebek doğurma hikayesi), obezite, genetik yatkınlık gibi faktörler rahim sarkmasında önemli rol oynamaktadır. Özellikle menopoz sonrası östrojen desteğinden mahrum kalındığında bu risk daha da artmaktadır. Kadınların büyük bir kısmı bu sorunla ilgili belirtileri doktora dahi söylemekten çekinmektedir. Bazen muayene sırasında bu sorun tesadüfen tespit edilebilmektedir. Rahim sarkmasına sıklıkla idrar torbası ve ‘rektosel’ denilen bağırsak sarkması da eşlik edebilmektedir. Ayrıca sarkmalara bağlı idrar ve büyük abdest sorunları da berberinde görülmektedir.



CİNSEL HAYATI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Kadınlar çoğunlukla kasık ve bel ağrısı, altta ele gelen kitle, idrar ve büyük abdest yapmada zorlanma ve tam boşaltamama hissi veya idrar kaçırma, iç çamaşırına sürtünmeye bağlı kanama ya da yara oluşması gibi şikayetlerle doktora başvurmaktadır. Ayrıca kadınların cinsel hayatları bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Özellikle geç evrede idrar yapmada zorluk sonrasında hastanın böbreklerinde genişleme ve hatta böbrek yetmezliği bile ortaya çıkmaktadır. Böbrek yetmezliği olmadığı sürece hayati bir tehlike oluşturmayan rahim sarkması, kadınların hayat kalitesini ciddi oranda bozmaktadır. Zamanında yapılan cerrahi müdahaleyle hastalar bu şikayetlerden kurtulurken, normal günlük hayatlarına devam edebilmektedir.

TEDAVİSİ VAR MI?

Tedavi seçenekleri sarkmanın dercesine, hastanın durumdan duyduğu rahatsızlığa, sistemik ek hastalığa, cinsel hayatı olup olmadığına, beraberinde idrar kaçırma olup olmadığına göre değişebilmektedir. Hafif vakalarda pelvik taban kaslarını güçlendirecek ‘kegel egzersizleri’, kilo verme, vajinal östrojen kullanımı yeterli olurken, ileri vakalarda rahmi ve idrar torbasını yukarıda tutan halka ve kaldıraç şeklindeki ‘pesser’ denilen vajinal aplikatörler veya cerrahi gerekebilmektedir. Ameliyatlar karında kesi olmadan vajinal yolla yapılabildiği gibi laparoskopik yöntem sayesinde kapalı olarak da gerçekleştirilebilmektedir.

Kadınlarda rahim sarkmasının nedeni; rahimi tutan bağlar ve destek yapıları ile pelvik taban kaslarının yapısının bozulması ve buna bağlı olarak rahmin ya da idrar torbasının vajina içine doğru fıtıklaşmasıdır. Burada sorun rahimde değil, rahmi yukarıda tutan destek yapılarındadır. Rahim sarkmalarında rahmi almak çare olmamakta ve işlem sonrasında hastaların çoğunda vajina sarkması ortaya çıkmaktadır. Özellikle daha genç hastalarda rahim alınmadan bu sarkma düzeltilebilmektedir. Bu nedenle rahim sarkması ameliyatlarında rahim alınsın ya da alınmasın rahim ya da vajen güçlü bir bağa asılmalıdır.

RAHİM SARKMASI RİSKİNİ AZALTAN 5 ÖNERİ

1. Özellikle doğum sonrası düzenli olarak Kegel egzersizleri yapılmalı, vajina etrafında pelvik taban kasları güçlendirilmeli.
2. Kabızlık varsa tedavi edilmeli ve kabızlıktan korunmak için bol sıvı alınmalı, lifli ve tam tahıllı gıdalar tüketilmeli, bol sebze ve meyve yenmelidir.
3. Ağır kaldırılmamalı, eğer ağır kaldırılacaksa yük, bel ve sırt kasları yerine bacaklara verecek şekilde ele alınmalıdır.
4. Kronik öksürükten korunmak için kesinlikle sigara içilmemelidir.
5. Fazla kilo alınmamalı, obeziteden kaçınmak için düzenli aktivite (spor, yürüyüş) yapılmalıdır.