İZMİR ASKERİ CASUSLUK DAVASI'NDA MÜTALAASINI AÇIKLAYAN SAVCI 'KUMPAS' YOK DEDİ...
POLİSLERİN, 2012 YILINDA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNİN EVİNE KOYDUĞU 'BELGELERİ' GÖRMEDİ...


Tarih 10 Mayıs 2012... 2007’de Ergenekon’la başlayan Balyoz, OdaTV, Şike kumpası ile devam eden operasyonlara bir yenisi de İzmir’de eklenmişti. “Askeri Casusluk” adı verilen operasyon dengeleri değiştirdi. Büyük çoğunluğunu muvazzaf subayların oluşturduğu 357 kişi gözaltına alındı, tutuklandı. Dönemin Foça Kaymakamı Kamil Köten’in kızı Safiye Köten ile üniversite öğrencisi Narin Korkmaz, dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan Koramiral Veysel Kösele’nin de aralarında bulunduğu ‘şüpheliler’, “Askeri Casusluk” şebekesinin yöneticisi olmakla suçlandı. Özel Yetkili savcılar ve ‘özel’ polislerin ürettiği delillerle Türkiye Cumhuriyeti operasyonlar ülkesine dönmüştü. 7 Şubat 2012’de yaşanan ve başta Hakan Fidan’ı ama gerçekte Başbakan (o dönem) Tayyip Erdoğan’ı hedef alan MİT krizi bile bu örgütün gerçek yüzünün çıkmasına yeterli olmamıştı. 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra ise polis, asker ve yargıdaki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) oluşumunun varlığı tüm kamuoyunda görünür hale geldi. 2008’den itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik operasyonlar masaya yatırıldı.

Bunlardan biri de İzmir’deki “Askeri Casusluk” adı verilen davaydı. Hakim ve savcılar görevden alındı. Sil baştan görülen davada 357 kişi beraat etti. Şimdi sırada kumpası kuranların açığa çıkartılması vardı. Ancak... Bir el devreye girdi ve... Filmin esas sahnesine geçelim...

Mutfak dolabı üzerinde ‘çok gizli’ askeri sırlar!


Tarih 7 Kasım 2015... Hürriyet Gazetesi’nin deneyimli muhabiri Toygun Atilla’nın haberi Türkiye’nin gündemine oturdu. “Aaaa Bak Delil Buldum” manşeti, FETÖ’nün kurduğu kumpaslarını en iyi anlatan haberdi: “Davanın sanıklarından üniversiteli Safiye Köten’in 9 Mayıs 2012’de evinde yapılan arama sırasında polisler, elleri ile koymuşcasına mutfak dolabının üzerindeki ‘delillere’ ulaştı.”

Safiye Köten’in tutuklu kaldığı 2 yıl boyunca avukatının taleplerine rağmen bozuk olduğu gerekçesi ile verilmeyen arama anına ait ‘230’ numaralı görüntü ancak 2015 Mayıs’ında izlenebildi. Ve kumpas ortaya çıktı.



POLİS: İYİ YERE KOYMUŞLAR HA...

Mahkeme dosyasına giren bu görüntü davanın seyrini değiştirdi. Hürriyet’in 7 Kasım 2015’te yayımladığı, “Kumpas anı” manşeti, Köten’in evinde yapılan arama sırasında yaşananları ortaya çıkarmıştı. Polis müdürü Mehmet Ali Şevik’in eşlik ettiği aramada, mutfak dolabının üzerine bakan bir polis memuru bir poşetin içindeki hard diskleri bulmuştu. Söz konusu görüntülerde, aramaya başlamadan önce,“Kameranız var mı? Çekiyor musunuz?” diye soran polis, mutfak dolabının üstüne elini atar atmaz beyaz bir poşet bulmuş, bir arkadaşı da “İyi yere koymuşlar ha” demişti.

SAFİYE KÖTEN: İNANIN BİLMİYORUM

Dolap üzerinde bulunan poşet açılırken “Onlar ne ki? İnanın bilmiyorum” sözleri duyulan Safiye Köten’e bir polis “Sana sormalı” karşılığını vermişti. Askeri sırları barındıran ‘çok gizli’ belgelerin mutfak dolabı üzerinde saklanması da şaşırtıcıydı. Casusluk suçlaması ile karşı karşıya kalan ve evinde “delil’ bulunan sadece Köten değildi.

İş adamı Bilgin Özkaynak’ın Sapanca’da kullanmadığı evinde yapılan aramada çek yatın altında hard disk, Üsteğmen Onur Süer’in evindeki buzdolabının arkasında hard disk, Filiz Bayraktar’ın evindeki çekyatta hard disk bulunmuştu. Peki bu bu dijital delilleri inceleyen ve karar verenler ne demişti? Kimle ve ne zaman kaçmişlardı?

Delilleri eliyle koymuşcasına bulan Özcan Karanfil’di...

FETÖ’cü savcı Seçen’le aynı gün kaçan 3 görevli


2007’den bu yana kurulan kumpasların bir de TÜBİTAK ayağı vardı. Balyoz, Kozmik OdaTV ve Poyrazköy soruşturmalarında da görev alan üç isim Burak Akoğuz, Yalçın Çakmak ve Süheyl Mustafa Keskin, İzmir Askeri Casusluk davasının da bilirkişisiydi. Üç TÜBİTAK görevlisi bu dijital delilleri dava sırasında inceledi ve sahte olmadıkları, üzerinde oynama yapılmadığına dair de rapor verdi. Bu bilirkişiler aynı zamanda, kumpas soruşturması başladığında Türkiye’yi terk etmiş, 24 Kasım 2015’te Atatürk Havalimanı’ndan yurtdışına çıkmışlardı. Aynı gün dönemin özel yetkili savcılarından FETÖ’cü Fikret Seçen de Atatürk Havalimanı’ndan firar etmişti. Bitmedi... 3 TÜBİTAK görevlisinin FETÖ’nün gizli haberleşme sistemi ByLock kullancısı olduğu da ortaya çıkmıştı. Askeri casusluk davasında girdiği evin mutfağındaki dolabın üzerine elini uzatır uzatmaz ‘delil’ bulan diyerek delilleri bulan ve ‘kumpas’ soruşturmasında tutuklanan da Komiser Özcan Karanfil’di. Karanfil, MİT TIR’ları soruşturmasında tutuklanan Savcı Özcan Şişman’ın kayınbiraderiydi. Şimdi geliyoruz finale... Devam edelim...

Kumpası kuran Savcı Zafer Kılınç tutuklu.

Savcının gerekçesi: Delil yetersizliği


Tarih 21 Haziran 2016... Askeri Casusluk davasında, çeşitli usulsüzlükler yapılarak sahte delil üretildiği iddialarıyla ilgili 25’i tutuklu 86 sanık hakkında dava açıldı. Firar edenler de dahil 46 kişinin ByLock kullanıcısı olduğu ortaya çıktı. Hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, örgüt yöneticiliği, iftira, suç uydurmak, kamu görevlileri tarafından evrakta sahtecilik, özel hayatın gizliliğini ihlal, gizli kişisel verilerin kaydedilmesi, yasaklanan bilgilerin açıklanması”  suçlamaları vardı. Savcı karar aşamasına gelen davada açıkladığı mütalaasında ise tüm bu suçlamalardan beraat istedi. Savcının gerekçesi “Delil yetersizliği” oldu. Yani savcılık, “Kumpasın delili yok” “Görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma var” dedi. Ancak bu mütalaaya karşılık yeni gelişmeler yaşandı. Onu da anlatacağız...