KÜÇÜK, 17-25 ARALIK'TAN 15 GÜN SONRA BİLE FETÖ’YE TOZ KONDURMAMIŞ
SÖZCÜ’YE 'RACON' KESEN 'GAZETECİ' ZEKERİYA ÖZ'Ü CANHIRAŞ SAVUNMUŞ


Tarih 10 Ocak 2014... 17-25 Aralık’tan 15 gün sonra Işıkçılar Cemaati’nin yazarı Cem Küçük, (o dönem Yeni Şafak’ta) Taraf Gazetesi yazarı Hayko Bağdat’la birlikte Fatih Portakal’ın Fox TV’de sunduğu “Türkiye’nin Trendleri” programına katılıyor. Bugün SÖZCÜ Gazetesi’ni ve yazarlarını 17-25 Aralık sürecinde attığı manşetlerle suçlayan Küçük, o günlerde bu operasyonun ‘cemaat’ tarafından yapılmadığına inanıyor. Hatta daha da ileri gidiyor ve 17-25 Aralık operasyonun Koordinatör Savcısı firari Zekeriya Öz için “Cemaatten olduğunu bilmiyorum. Zannetmiyorum cemaatten olduğunu” diyor. Taraf yazarı Hayko Bağdat, Cem Küçük’ün bu açıklamalarına “Nasıl bilmiyorsun? Bütün bu operasyonları yapan adam” diyor ve şaşırıyor.

MESELE CEM KÜÇÜK DEĞİL

Buradaki mesele Cem Küçük’ün savundukları değil. Mesele Küçük hiç değil. Okuyucularımızdan bazıları diyordur, “Bu adamların seviyesine düşmeyin. Ne gerek var”... Burada anlatmak istediğimiz Cem Küçük’ün sembol olması. Bugün süren SÖZCÜ davasında hakim, savcı, polis gibi davranıp ekranlardan ‘racon’ kesmek... Kanıtsız, belgesiz konuşmak... İhlas Holding’in mağdur ettiği 68 bin vatandaşımızla ilgili tek bir cümle söylememek... ABD vatandaşı olan patronları Mücahit Ören’in ettiği yemini gündeme getirmemek... FETÖ’nün işine yarayan taktiklerle SÖZCÜ Gazetesi’ne yüklenmek... Yazılarımda hep dedim, bu sembol olan isim gibi, 2007’den bu yana kumpaslara ortak olan gazetecilerin kodlarını Fetullahçı Terör Örgütü belirledi. Onlar gibi konuşup, onlar gibi tehdit ediyor, hedef gösteriyorlar.

‘GLADİO’YU GÖRMEDEN OLMAZ

Mehmet Baransu, Ekrem Dumanlı gibi... FETÖ’cülerden öğrendiklerine devam ediyorlar. Kim adına mı? Belki farkındalar, belki değiller ama NATO tarafından örgütlenen Gladio adına. Yani ABD... Şimdi o programın ilgili bölümlerini sizlerle paylaşacağım. Hani 17-25 Aralık milat ya... İşte 10 Ocak 2014 tarihli program! Yorum sizin...

17-25 Aralık’ın üstü örtülmemeli Savcı Zekeriya Öz cemaatten değil Emniyet-yargı içinde bir cunta var


BU CÜMLELERİ SÖZCÜ'YE SALDIRAN CEM KÜÇÜK 10 OCAK 2014'TE KURDU

Cem Küçük ve Hayko Bağdat, 10 Ocak 2014’te Fatih Portakal’ın programına katılmıştı. Programı YouTube’dan izlemek mümkün. Cem Küçük ve Hayko Bağdat, 10 Ocak 2014’te Fatih Portakal’ın programına katılmıştı. Programı YouTube’dan izlemek mümkün.


Fatih Portakal: (17-25 Aralık için) Vatandaş iki gün sonra sandığa gidecek, siyasetçiler meydanlara çıkacak. Buna ‘Emniyet-yargı cuntası’ demeyecek ki… ‘Yolsuzluk ne oldu?’ diyeceler.

‘YOLSUZLUK DİDİK DİDİK EDİLSİN’

Cem Küçük: Elbette soracak. Sandıkta hesabını soracak. Bir de ben ne diyorum. Bizim gibiler diyor ki, sandıkta hesabını soracaksın. Ama öbür taraftan da takip edeceksin. Bizim gibi hükümete yakın kişilere de... Özellikle bu yolsuzluk ve rüşvet sonuna kadar takip edilecek. Üstü örtülmeyecek. Üstü örtülürse bakın... Bu hükümet için vebaldir. Bu kadar açık söylüyorum.
F.P.: Yolsuzluğun üstü örtülürse vebaldir diyorsun.
C.K.: Vebaldir. Sonuna kadar gidilip didik didik edilsin. Ergenekon ve Balyoz, doğru davalardı. Hiç kimse bunun özüne bir şey demiyor. 7 Şubat MİT krizi.… Bu operasyon Erdoğan’a yönelikti. Kim yapıyor? Emniyet-yargı içindeki cunta yapıyor.
F.P.: Açık konuşalım...…Emniyet-yargı içindeki cunta 17 Aralık’tan önce var mıydı?
C.K.: Elbette vardı. Hanefi Avcı için kurgulanmış dava… Daha sonra hükümet uyandı. Bakın… HSYK’nın açıklamaları, bildiri dağıtan savcı (Muammer Akkaş) için bir şey demiyorsunuz.

‘CEMAAT ADINA HAREKET EDEN...’

F.P.: Bu cemaat mi?
C.K: Emniyet-yargı içindeki cuntanın... Buna cemaat dediğiniz zaman genellemiş olursunuz.
F.P.: Peki... Kim yani?
C.K.: Fetullah Gülen Cemaati adına hareket eden, ona yaslanan bir grup.
F.P.: Peki Fetullah Gülen’in bunlardan haberi var mıdır? Talimatı ondan mı alıyor bunu yapanlar?
C.K.: O konu da hiçbir şey söyleyemem. Somut bir şey yok. Elimde somut bir şey olursa söylerim. O grup adına hareket ediyor gibi görünüyor bunlar.
F.P: Fetullah Gülen’e yaranmak için mi? Mevcut hükümete...
C.K.: Hükümet, Gülen Cemaati’ne, Hoca’ya niçin yaransın? 2012 Haziran ayından bu yana yazıyorum.

‘PARALEL İÇİN KANIT LAZIM’

Hayko Bağdat: Yaşananlar için kime kızacağız? Ey cemaat… “Işık evine gitmeyin, Gülen’i sevmeyin mi” diyeceğiz.
C.K.: Hayır. Şunun altını çizebilir miyim? Cemaat olayını bi ayırayım. Hani cadı avı diyorlar ya. Yüzde 99’u cemaat mensuplarının, Anadolu insanının… Senegal’e, Bangladeş’e giden, 300 dolara çalışan adamlar alnından öpülür. Bunlara lafımız yok.
F.P.: Hizmetlerine diyorsun.
C.K.: Alnından öpülür. Bizim, kimsenin yapamayacağını yapıyorlar. Biz emniyet ve cemaat içindeki cunta diyoruz, uzantı diyoruz.
H.B.: Bangladeş’teki adam, senin kızdığın adamları cansiparane savunuyor ama.
C.K.: Savunabilir. Hükümet burada kanıt koymak zorunda. Paralel yapının nasıl işlediğini gösteremezse hükümet, kanıt koymazsa… Doğru olmaz.
F.P: Savcı, askerlere operasyon yaptığında doğru davalar, savcı iktidara operasyon yaptığında neden günah keçisi diye bir soru var.
C.K: Ergenekon’da bazı isimlerin neler yaptığı belliydi.

HAYKO BAĞDAT BİLE ŞAŞIRIYOR

F.P.: Savcı dedik. Savcı Zekeriya Öz cemaatin savcısı mı?
C.K: Bilmiyorum. Zannetmiyorum… Zannetmiyorum cemaatten olduğunu.
F.P.: Paralel devletin üyesi mi?
C.K: Bilmiyorum.
H.B.: (Şaşkın bir şekilde) Nasıl bilmiyorsun? Bütün bu operasyonları yapan adam.
C.K.: Net olarak o kişi olduğunu bilsem... Küçük bir ihtimal... Cemaatten olduğunu düşünmüyorum. HSYK el çektirdi onu.

‘DUBAİ’DEN DOLAYI ALINDI’

F.P.: Günah keçisi mi oldu? Bir zamanların kudretli savcısı.
C.K.: Bu davalar üzerinden ona (Zekeriya Öz) gidilmedi. Dubai gezisiyle ilgili.
F.P.: Koordinatör savcıydı.
C.K.: O (Zekeriya Öz için) yürütmeyecekti dosyayı.
F.P.: İhale neden Öz’e kaldı? Aynı gün akşam emniyete gitti biliyorsunuz. Tapeleri aldı. En tepedeki isim gibi.
C.K.: Hayır... Bir de efsane bir isim oldu. Ergenekon, Balyoz’da hemen herkesin eleştirdiği ya da sevdiği isimdi.
F.P.: Yaşadıklarına ne diyorsun?
C.K.: Gezi olayının finanse edilmesinden alındı. Ali Ağaoğlu dedi ki ‘Ben finanse ettim’. Öz yalanladı. Özel ilişkilerini bilemeyiz.
F.P: Şu anda Türkiye’de en çok konuşulan isim Öz.
C.K: Ergenekon davasının savcısı olduğundan dolayı.

Zekeriya Öz 18 Aralık 2013’te emniyete böyle gitmişti. Zekeriya Öz 18 Aralık 2013’te emniyete böyle gitmişti.


‘ZEKERİYA ÖZ, EMNİYETE GİDEBİLİR’

F.K.: Ben aynı fikirde değilim. 17 Aralık’tan dolayı konuşuluyor. Emniyete gitmesi.
C.K.: Emniyete gidebilir. Delillerin karartılması... Öyle düşünüyor ve kalkıp gidiyor. Bunda bir şey yok. Gidebilir.
F.P.: Cumhurbaşkanı Gül’ün Fehmi Koru’yu ABD’ye göndermesi. Gülen’in mektup göndermesi. Buna ne diyorsun?
C.K: Sizi de çağırsa gidersiniz.
F.P.: Neden? Arabulucu değilim..
C.K.: Cumhurbaşkanı sizi çağırsa gitmez misin?
F.P.: Hayır hayır. Ara bul deseler. Mektup getir götür deseler.
C.K.: Mektup götür demiyor galiba. ‘Ne oluyor ne bitiyor’ diye... Gülen de Koru’ya bir şeyler söylüyor. Koru da yazılı götürürsem daha iyi olur diyor. Sayın Gülen o mektubun Başbakan (Tayyip Erdoğan) tarafından da okunmasını istiyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN KUZENİ CENGİZ ER İHLAS GRUBU İÇİN BÖYLE DEDİ:

İHLASZEDELER'İN ALACAKLAR YÜZÜNDEN HEDEF ŞAŞIRTIYOR


Gazeteci Cengiz Er Gazeteci Cengiz Er


İhlas Grubu’nun SÖZCÜ’ye karşı yürüttüğü kampanyaya karşı verdiğimiz yanıtlar medyada tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın teyzesinin oğlu Cengiz Er’den çarpıcı bir tespit geldi. Cengiz Er’in haber sitesi superhabertv’de 18 Ocak günü yayımlanan “İhlas Grubu, SÖZCÜ Gazetesi’ni neden bu kadar açıktan hedef alıyor?” başlıklı bir analiz yayımlandı. Analizde şöyle denildi:
“Özellikle batık İhlas Finans ile ilgili şüpheli süreç göz önüne alındığında, İhlaszedeler için zaman aşımının dolmak üzere olduğunun da gündeme gelmesi ile SÖZCÜ’ye yönelik saldırıların hız kazanması akıllara bazı soru işaretleri getirdi. Geçtiğimiz hafta içinde, İhlas Grubu’nun mağdur ettiği on binlerce mudinin 1 yıl içinde alacaklarını tahsil edememeleri halinde zamanaşımı nedeniyle bu haklarını kaybedecekleri, uyarısı hemen her yerde haber olmuştu. Bu çerçevede, başta iktidar çevreleri olmak üzere hemen her yerde İhlas Grubu’nun hedef şaşırtmak ve gündemi değiştirmek için Sözcü Gazetesi üzerinden pozisyon almaya çalıştığı yorumları yapılıyor.