16 Eylül 2019… ABD’nin etkin olduğu ‘Kriz Grubu’ “PKK’yla masaya oturun” dedi


25 Eylül 2019… ABD’nin etkin olduğu ‘Barış Enstitüsü’ de “Masaya oturun” çağrısı yaptı


Mesud Barzani, 30 Ekim’deki Cenevre görüşmeleri öncesi yandaşlarını harekete geçirdi


‘Federal Suriye Cumhuriyeti” kurulması için harekete geçen ekip Erbil’den yönetiliyor


Suriye Çalışma Grubu’nun amacı Türkiye ile PKK’yı masaya oturtmak ve YPG’nin elini rahatlatmak...


1 - 5 gün önce... ABD kongresi himayesinde çalışmalar yapan düşünce kuruluşu Barış Enstitüsü (Institue of Peace) tarafından ‘Syria Study Group’ (Suriye Çalışma Grubu) adıyla Suriye’ye ilişkin bir rapor yayımlandı. Raporda, Fırat’ın doğusuyla ilgili çarpıcı tespitlerin yanı sıra ABD’nin ne yapması gerektiğine dair ‘öneriler’ var!

Tespitlerden öne çıkan şu cümleleri okuyalım:

“... Fırat’ın doğusuna, Türkiye tarafından yapılacak bir saldırı Suriye’de, Amerika’nın hedeflerinde büyük bir gerileme ve ABD-Türkiye ilişkileri için yeni bir kriz getirecektir.”

Yani... Türkiye’nin olası bir operasyonu sonrasında PKK/YPG’nin kayıp yaşayacağı ve ABD’nin planlarının bozulacağına dikkat çekiliyor.



“GÜVENLİ BÖLGEDE İKNA...”

Suriye Çalışma Grubu’nun, ABD’ye önerileriyse çok net! Türkiye’nin 2010’lara ‘Açılım’ sürecine dönmesini istiyor. Nasıl mı? Okuyalım: “... Türkiye’nin meşru güvenlik endişeleri giderilmeli. Güvenli bölge konusunda anlaşmaya varma çabaları devam etmeli.” Raporda,  Türkiye ile Suriye Demokratik Güçleri (YPG) arasındaki‘buzların’ nasıl eriyeceği de şu cümleyle anlatılmış: “ABD, Türkiye ile PKK arasındaki barış müzakerelerinin yeniden başlatılmasını teşvik etmelidir.”

BASKI NE ZAMAN BAŞLADI?

Bir farkı var mı? Hemen yanıt verelim...

16 Eylül’de yine Amerika’nın etkisindeki Uluslararası Kriz Grubu’nun çağrısını hatırlatalım: Kriz Grubu’nun Irak, Suriye ve Lübnan proje direktörü Heiko Wimmen, Irak’ın kuzeyinde kurulu Barzani Ailesi’nin yayın organı Rudaw’a röportaj vermişti.  Wimmen, Türkiye-ABD arasında bir ‘Güvenli Bölge’ anlaşmasının olmadığını açık açık söyledi ve devam etti:

“... ABD ve uluslararası koalisyon buradaki varlıklarını, Kürt ortakları (PKK/YPG) ve Türk müttefiklerini, siyasi görüşmelerin yeniden başlamasının yolunu açacak güven yaratıcı adımlar atmaları için teşvik etmeli.

Sınırı istikrarlı hale getirmenin tek yolu PKK ile Türkiye arasındaki barış sürecine yeniden kademeli olarak dönmektir. Bu da PKK’nın tek taraflı ateşkesiyle başlayabilir. Kandil’den bunun muhtemel olduğuna dair işaretler de var.  Türkiye’nin kabul edeceğine dair işaretler ise o kadar net değil. ABD, Kürt ortaklarını bu yönde hareket etmeleri için uyarmalı. NATO müttefikleri de Ankara’ya olumlu yanıt vermeleri için baskı yapmalı.”

2 - Mesud Barzani de Suriye denkleminin içine girdi


Rıdvan Badini, 2015’te AA’ya röportaj vermişti.


Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Irak’ın kuzeyinden de ses geldi. Yani Barzani’den!

26 Eylül’de, aralarında Suriyeli siyasetçi, akademisyen, aydın, ekonomist, gazeteci ve Suriye ordusundan ayrılan üst düzey subayların bulunduğu bir grup, “Federal Suriye Cumhuriyeti”nin kurulmasını amaçlayan yeni bir inisiyatif oluşturduklarını açıkladı. “İnisiyatifin amacı bir an önce Federal Suriye Cumhuriyeti’nin ilanıdır” denilen deklarasyonda Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve ülkede yaşayan tüm bileşenlerin haklarına vurgu yapıldı.

BARZANİ’NİN YAYIN ORGANI

Geçiş sürecinde tüm bileşenlerden oluşan federal bir Suriye hükümeti kurulacağı ve bu hükümetin ülkedeki siyasi, güvenlik konularını idare edeceğine değinilen açıklamada, Federel Suriye Ordusu ve Polis Teşkilatı kurulacağı belirtildi.

Mesud Barzani’nin yayın organı Rudaw’a konuşan inisiyatif üyesi ve Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Dr. Rıdvan Badini, “Bu deklarasyon bazı hareketlenmelere yol açacaktır” dedi. Badini’nin bir özelliği de Barzani’nin başkenti Erbil’deki Selahaddin Üniversitesi’nde öğretim üyesi olması.

PKK/YPG’YE ALTERNATİF Mİ?

22 Ocak 2014’te Cenevre’de gerçekleşen Suriye toplantısında muhaliflerin temsilcisi olarak katılan Badini sıkı bir PKK/PYD karşıtı! 22 Ekim 2015’te Anadolu Ajansı’na röportaj veren Badini, PYD’nin, Suriye’nin kuzeyinde “tekçi ve baskıcı” bir politika izlediğini, kendisinden başka bir partiyi ve gücü kabul etmediğini dile getirmişti.

Badini, “PYD, izlediği siyaset ve politikalarla orada başkalarının barınmasına izin vermedi. PYD, Suriye’deki Kürtlerin ekseriyetini temsil etmiyor. Kürtler arasında olumlu ve yumuşak bir siyaset takip edebilirdi. Fakat yapmadı” ifadelerini kullanmıştı.

3 - 7 sene önce Hasan Cemal üzerinden verilen mesaj




Tarih 14 Kasım 2012...  Mesud Barzani, Selahaddin’deki Sere Reş’teki sarayında Milliyet yazarı Hasan Cemal’in sorularını yanıtlamıştı. Yazar Cemal, “Suriye Kürdistan’ına daha çok PYD hakimmiş, yani PKK’nın uzantısı olan örgüt diyorum. Şöyle bir kıpırdanıyorlar. PYD’nin Suriye Kürdistan’ında böyle bir güç gösterisi yapabileceğini öngörüp görmediklerini sorup devam ediyorum:

2102’DE ‘BİZ DE VARIZ’ MESAJI VERDİ

“Suriye Kürdistan’ında bir Kürt sorunu var, bir Kürt realitesi var. Bölgedeki devletlerin Suriye’deki Kürt realitesini tanımamasını anlamıyoruz. Kürdistan’ın her parçasının belli özellikleri var, değişiyor. Suriye Kürdistan’ındaki sorun nasıl çözülecek? Bunun üzerinde duruyoruz. Arap tarafı, 1962’den itibaren Suriye Kürdistan’ında Araplaştırma politikası güttü. Fakat bunu başaramadılar. Şimdi artık Kürt realitesini görmek lazım. PYD inkar edilemez. PYD, Suriye Kürdistan’ında mevcut. Ama Suriye’nin dışında bu iş çok büyütülüyor. Suriye’de Kürtler var! Oradaki Kürtler Suriye’nin Kürtleri. Oranın Kürtleri PYD’ye de, PKK’ya da sempati duyabilirler. Ama başka gruplara da sempati duyabilirler...”