Arınç’ın damadıyla ilgili gerekçeli karardan çıkan sonuç:

FETÖ’nün tepe yöneticileriyle 766 görüşmeyi sade vatandaş yapsaydı...
Sade vatandaş Bank Asya’ya ‘cüzi bir miktar’ yatırsaydı... Ne olurdu?


Sempati... Bir insanın bir başkasına karşı doğal ve içgüdüsel olarak bir eğilim, sevgi ve yakınlık duyması, cana yakınlık, sıcakkanlılık duyması... Sempati kelimesini tanımı bu... Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter hakkında Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) üye olmak suçlamasıyla açılan davada verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Yeter’in, örgüte bir dönem “sempati duyduğunu” ancak örgütsel faaliyetlere katıldığına ilişkin delil elde edilemediğine karar verdi.

Mahkeme Damat Yeter’i beraat ettirdi ancak çelişki çok!


Karar, bazı çelişkileri ve soruları da içinde barındırıyor! Örneğin...

Damat Ekrem Yeter, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in çağrısından sonra Bank Asya’daki hesabına yatırdığı 41 bin liranın “cüzi bir miktar” olduğu belirtildi. Yani...

Önemsiz, azıcık, göze çarpmayan para! Cüzi...Yeni bir kriter mi bu? Bank Asya’ya kaç lira yatırılırsa suç olur? Ya da...

Beraat ettirilen suçlamayı okuyalım: “... Bank Asya’da hesabı bulunan Ekrem Yeter’in, örgüt elebaşı Gülen’in talimatı üzerine, 31 Aralık 2013- 24 Aralık 2014 tarihleri arasında ki hesabında 40.993.52 TL. artış olduğu...”

Peki...

Fetullah Gülen ne zaman talimat vermişti: 25 Aralık 2013...

Bu talimat ne zaman ortaya çıkmıştı:

15 Ocak 2014...

TALİMATTAN SONRA...

Mahkeme kararında ne denildi:  “... Hesabın çağrı öncesi ve sonrasında da aktif olarak kullanıldığı... Fetullah Gülen’in çağrısı sonrası hesap hareketlerinin seyrinde mutad bankacılık işlemi olarak değerlendirilemeyecek bir değişimin meydana gelmediği...”

Gülen’in çağrısının ortaya çıktığı tarih Ocak 2014... Yeter’in 2014 Şubat ayında 3 bin 502 lira olan bakiyesi 2014 Mart ayında 41 bin 230 liraya yükseliyor... Yani, örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in çağrısından iki ay sonra...

Yorum...

Siz okuyucunun!



Gelelim bir çelişkiye daha... Mahkeme, Ekrem Yeter’in FETÖ’nün tepe yöneticileriyle 766 telefon irtibatı bulunmasını “Sanığın tepe yönetimdeki kişilerden (Fetullah Gülen’in doktoru) Tuncay Delibaşı ile iletişimini meslektaş olmaları” gerekçesiyle suç saymadı. Diğer 4 tepe yöneticisiyle olan telefon irtibatlarındaysa örgütsel bir faaliyet tespit edilemedi...

Anlatalım...

FETÖ Çatı Davası’nda HTS kaydı alınan 72 şahsa ait 336 numara incelendi. Ekrem Yeter’in…terör örgütü tepe yönetiminde yer alan Cemil Koca, Tuncay Delibaş, Hüseyin Kara, Şerif Ali Tekelan, Süleyman Uysal, Akın İpek, Bahattin Karataş ile 766 görüşmesi olduğu... Bu görüşmelerin bir kısmının 2014-2015 yılları arasında olduğu...” Peki...

Bu konuşmaları yapan sade bir vatandaş olsaydı... Bir kişi değil tam yedi tepe yöneticiden bahsediyoruz...Hem de 17-25’ten sonra!

‘Başyücelerden' firari Şerif Ali Tekalan


Devam edelim...

Tarih 13 Temmuz 2016... FETÖ Çatı İddianamesi, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilir. Tepe yöneticileri için şu tespit yapılır: “Gülen, birçok konuda bu heyete başvurup, bilgi alış verişinde bulunmakta... Başyücelerin katıldığı şuraya ‘cemaat şurası’ da denmektedir.”

SONUÇ:

Büyük devrimci Atatürk şöyle der:

“... Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki... Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar§ memleketi olamaz... En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur...”