12 yıl önce başlayan Ergenekon kumpasını kuran hakim ve savcılar ‘Davanın arkasındayız’ dedi


Çünkü… Yargılamanın sürdüğünü söylediler. ‘Ergenekon hayali örgüttür’ kararını bile tanımadılar


Karar geciktiği ve SÖZCÜ gibi FETÖ’yle kavga edenler suçlandığı için örgüt pervasız davranabiliyor


1 - Fetullahçı Terör Örgütü’nün, 12 Haziran 2007’de, İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda bulduğu el bombalarıyla başlayan 235 sanıklı Ergenekon karar 1 Temmuz günü açıklanacak.



SÖZ BİRLİĞİ ETMİŞLER

12 yıldır süren davaya bakan eski hakimler Hasan Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve eski savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ile Mehmet Murat Dalkuş, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde savunmalarına devam etti. Sanıklar söz birliği etmişçesine aynı cümleleri kurdu.

Örneğin... Hüsnü Çalmuk, “Davaya müdahil olmak için adı geçen şahısların yargılamaları halen sürmektedir. Dolayısıyla mağduriyetleri yok” dedi.

ORTADA SUÇ YOKMUŞ!

Hasan Hüseyin Özese de Ergenekon davasının halen devam ettiğini belirterek müdahillik taleplerinin reddini istedi ve “Hakkımdaki 1 numaralı suçlama İlker Başbuğ’un tanıklarının dinletmediğim hususu. İlker Başbuğ’un davayı itibarsızlaştırmaya yönelik açıklamaları vardı. Başbuğ’un tanık dinletme talepleri davayı uzatmaya yönelik olduğu için reddedilmiştir. Bu nedenle mahkeme hukuki bir karar vermiştir” iddiasında bulundu. Diğer tutuklu sanık Mehmet Ali Pekgüzel ise katılma taleplerine ilişkin, “Ortada suç yok, suçlu yok. Olmayan suça katılma durumu söz konusu olamaz” diye konuştu.

Gerçek şu: Ergenekon davasının bu kadar uzaması kumpas hakim ve savcılarının rahat bir şekilde yalan söylemesine neden oluyor! Açalım...Kumpasçılar ‘algı’ operasyonuna devam ediyor... Meydan şu anda boş gibi...

2 - “Ergenekon, FETÖ’nün kendi pis işlerini içine attığı çöp tenekesidir”


Tarih 30 Kasım 2018...

Ergenekon davasında duruşma savcısı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. 68 sayfadan oluşan mütalaasını İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunan savcı, “Ergenekon adlı bir örgütün varlığı ispat edilememiştir” dedi.

[caption id="attachment_5129708" align="alignnone" width="600"] 12 Haziran 2007’de Ümraniye’deki bu gecekonduda el bombaları bulundu ve operasyonlar dalga dalga
geldi.[/caption]

MİLAT, 17-25 ARALIK 2013 DEĞİL

Savcılık görüşünde, Ankara’da 2014 yılında hazırlanan “FETÖ Çatı” davasının iddianamesinde Ergenekon davası ile ilgili yapılan tespite yer vererek şu ifadeleri kullandı: “Ergenekon Davası, FETÖ için geçmişteki pis işlerini içine attığı ve kendisi üzerindeki bütün kuşkuları yok etmek için kullandığı bir nevi çöp tenekesidir.” Hani iktidar hep, “Milat 17-25 Aralık’tır” diyor ya...

Gerçek böyle değil! Biraz daha açalım...

Mütalaayı okumaya hızlıca devam edelim: “... Plan, 2007 yılında hayata geçirilmiştir. Bu planı uygularken örgüt, düşmanlarının bazı hatalarını, eksikliklerini çok iyi kullanmıştır. Bu tuzak ile avlanmak istenen TSK kendi elleriyle örgüte istediği kaotik ortamı sağlamış, 27 Nisan 2007 günü muhtıra vermiş, cumhurbaşkanı seçilememiş, hükümet zor duruma düşürülmüş ve kasımda yapılması gereken genel seçimler erkene temmuz ayına alınmıştır. FETÖ, bu fırsatı lehine değerlendirerek Ergenekon tuzağını uygulamaya koymuştur.

Hiç kimse bunun yalan olabileceğini, sahte delilleri, iftirayı ılımlı (!), hoşgörülü (!), barış yanlısı (!) dini cemaatten ummamış beklememiştir. Ergenekon’da bundan dolayı mağduriyetler fark edilip tedbir alınamamıştır.”

Ergenekon’dan ‘tuzak’ ve ‘plan’ diye bahseden mütalaada yargının siyasete göre şekillenmeyeceği anlatılıyor!

Devam edelim...

3 - ‘Hayali bir örgüte davalar açılmıştır’


Neden mütalaadan 8 ay sonra karar veriliyor? Bu süreç kimin işine yarıyor? Kimin eli güçleniyor? Yanıtı belli! Siz, Ergenekon kumpasını bitirmediğiniz için, FETÖ’yle savaşan SÖZCÜ’ye ‘FETÖ’ davası açtığı için Pensilvanya’daki görevlinin sevinmediğini mi düşünüyorsunuz? Mütalaadan devam edelim:

‘DELİLSİZ, HUKUKSUZ, SAHTE BELGELER...’

“... İstanbul Ümraniye’de bir evin çatısında yirmi yedi el bombası Trabzon’dan yapılan bir ihbar üzerine 12 Haziran 2007’de bulunduğu iddiasıyla başlayan Ergenekon davaları FETÖ’nün bir kumpasıdır. Fetullah Gülen’e ve örgütüne karşı toplum kesimlerine yönelik başlatılan operasyonlar sonucu delilsiz, hukuka aykırı, uydurma iddialarla başlatılıp adli hatalar ve sahte delillerle sürdürülen bir davaların bir kumpas-komplo olduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştır. Ergenekon isimli bir terör örgütü gerçekte hiç olmamıştır. FETÖ, algı yönetimi ile toplumu kendine esir ederek derin bir yapının devleti, ve herkesi kontrol ettiğini, bu yapının Ergenekon isimli bir terör örgütü olduğunu iddia ederek birçok kimseyi buna inandırmıştır.”

KUMPASI İLK GÖREN SÖZCÜ GAZETESİ

“... Ergenekon terör örgütü iddiası, FETÖ tarafından kendi terörizmini gizlemek için uydurulmuştur. Toplumun şüpheli Fetullah Gülen ve cemaatine karşı olan kesimleri sindirilip baskı altına alınmıştır. Yargı ve emniyet içindeki FETÖ yapılanması araç olarak kullanılmak suretiyle cebir ve şiddet kişilere karşı fiilen soruşturma ve dava kılıfı altında kullanılmıştır.” Peki 2007’de kumpası ilk kim gördü ve uyardı?

SÖZCÜ Gazetesi... Anlatalım...

4 - Gerçekleri Arşiv Yazar kitabını Türk medyası satır satır okumalı


Önümde, Sözcü Gazetesi Satış Direktörü Bilal Ak’ın Kırmızı Kedi Yayınevi’nden yayımlanan “Gerçekleri Arşiv Yazar” kitabı duruyor!
SÖZCÜ davasına avukatların delil olarak sunduğu ‘arşiv’ çalışması. Döne döne okuyorum, ki her gazetecinin okuması gerekiyor. Neden mi?

Çünkü, bir gün herkes ‘asılsız’ suçlamalarla hedef olabilir ve gerçekleri anlatmak ister. Bu kitap, Sözcü Gazetesi’ni hedef alan iddiaları, derin bir arşiv araştırması yapılarak derlenen belge, köşe yazıları ve gazete manşetleri ile cevaplıyor. Kitapta; SÖZCÜ davasında tanık sıfatıyla ifade veren, SÖZCÜ’ye karşı algı kampanyasının mimarı olan ve Gülen’e yakınlığıyla bilinen Fehmi Koru ile ilgili arşiv bilgileri de yer alıyor. Koru’nun Gülen’in sofrasında Hüseyin Gülerce ile birlikte baş köşede oturarak yediği fotoğraf vurgulanıyor. Geriye dönük bakınca, arşivleri açmak gerektiğine bir kez daha ikna oldum. Kim FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmüş kim FETÖ’yle mücadele etmiş... Hodri meydan!