İçişleri eski Bakanı Tantan, HDP’li belediyelere kayyum atanmasını değerlendirdi:


İktidar yazarları ve liberaller arasında kayyum tartışması ‘demokrasi’ üzerinden konuşuluyor
Tantan ise “Doğu kökenli AK Partili kardeşlerimizin endişeli olduklarını biliyorum” diye konuştu
Amerika’nın, Türkiye, Irak, İran ve Suriye’deki Kürtleri içeren sözde bir devlet kurmak istediğini anlattı
Mesele kayyumu konuşmak mı yoksa istihbarat örgütlerinin bölgedeki çalışmalarını deşifre etmek mi?


[caption id="attachment_5297301" align="alignnone" width="880"] Sadettin Tantan[/caption]

1 - Beş gün önce HDPli Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanları, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı. Haklarında yürütülen terör soruşturmaları nedeniyle görevden alınan belediye başkanlarının yerlerine valiler görevlendirildi.

Tartışma sürüyor...

İki tez karşı karşıya...

İktidar ve liberaller arasında “Demokrasi” meselesi üzerinden karşılıklı salvolar geldi. Liberal kanat ‘baskıcı zihniyet’ eleştirisi yaptı. İktidara yakın Sabah yazarı Burhanettin Duran dün şu cevabı verdi:

...Meselenin sadece hukuki boyutu değil, siyasi yönü de gündemde. Bu karara karşı çıkanların ana tezlerinden birisi, PKK’nın bu durumdan memnun olduğu. Terör örgütlerinin ‘yasaklardan beslendiği ve demokratik kapsayıcılıktan’ rahatsız olduğu. Bu çıkarımların sonucu da HDP’nin kriminalize edilmesinin, sistemin dışına itilmesinin Kandildekilerin ekmeklerine yağ süreceği şeklinde. Dışarıdaki desteği bu ölçekte olan PKK’nın silah bırakacağını zannetmek sadece liberal bir fantezi, o kadar.”

[caption id="attachment_5297303" align="alignnone" width="880"] Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum olarak atandı.[/caption]

Ancak... Tartışmaya üçüncü bir tez getiren İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan ise hem liberalleri hem de iktidarı eleştirdi. Nasıl mı?

‘PKK ile mücadele eden AK Partililer de rahatsız’


2 - Güvenlikçi politikalarıyla tanınan Sadettin Tantan, kayyum konusundaki okumasını emperyal güçler üzerinden yaptı. Dinleyelim:

“Kayyum konusunda doğu kökenli AK Partili kardeşlerimizin de endişeli oldukları konusunda bilgiler geliyor. Çünkü bu kişiler ömür boyu PKK ile mücadele etmişlerdir. Kayyumlar konusundaki uygulama Amerika’nın ekmeğine yağ sürmüştür.”

Tantan’a, ‘Neden?’ diye sorduğumda şu yanıtı verdi: “HDP’nin bu konudaki sicili son derece kötü. PKK terör örgütüne karşı açıktan tavır almadıkları hatta beraber hareket ettikleri konusunda kuşkudan öte somut bilgiler var. Ancak görevden alınma şekli çok yanlış. Yargı yoluyla yapılması gerekiyordu. Bu uygulama bölgedeki seçmeni örgütün kucağına düşürür.”

DOĞU İNSANININ 3 SORUSU VAR

Deneyimli isim Sadettin Tantan’a “ABD ve diğer güçler bu işin neresinde?” diyorum: “Amerika, Türkiye, Irak, İran  ve Suriye’deki Kürtleri içeren sözde bir devlet kurmak istemekte. Bu uygulama ister istemez Amerika’nın işine geldi. Geçen günlerde Karar yazarı Ahmet Taşgetiren’in ‘Diyarbakırbakır kahvehanelerinde bu uygulama nasıl karşılanır’ uyarısı da dikkate alınmalı. Üstelik Van Valisi’nin belediye meclisini de feshetmesi bu yanlışa tuz biber ekti. Doğu insanı haklı olarak sormakta: Hendekler kazılırken neredeydiniz? Abdullah Öcalan’ın mesajını niçin okuttunuz? Kırmızı bülten ile aranan teröristin devletin televizyonunda ne işi vardı?”

[caption id="attachment_5297300" align="alignnone" width="880"] Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te öldürüldü.[/caption]


“Kürt milliyetçileri ile istihbarat ajanları arasındaki ilişkinin belgesini açıklayacağım”


3 - Kürt meselesi ve kayyum tartışması yaşanırken, 24 Ocak 1993’te ‘derin’ bir suikast sonucunda kaybettiğimiz Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu’yu hatırlatalım... İlk önce ağabeyi Ceyhan Mumcu’nun şu açıklamasını unutmayalım: “... Uğur Mumcu, özellikle 7 Ocak 1993 tarihli ‘MOSSAD ve Barzani’ başlıklı yazısının yayınlandığı günden itibaren İsrail Büyükelçiliği tarafından arandı. Büyükelçi, tam dört kez Uğur Mumcu’yu arayarak ısrarla görüşmek istediğini söyledi. Büyükelçi, Mumcu’nun görüşmenin üçüncü bir kişinin de hazır bulunduğu ortamda yapılması isteğini kabul etmedi. Yalnız görüşmeleri gerektiğini söyledi. Ankara’da bir restoranda yapılan görüşmeden kısa bir süre sonra suikasta uğradı.”

[caption id="attachment_5297304" align="alignnone" width="1031"] 8 ocak 1993- Cumhuriyet[/caption]

MOSSAD VURGUSU

Peki Uğur Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde ne yazmıştı: “... Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan (Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services) adlı kitapta sergileniyor. Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?” Dahası var...Mumcu’nun 8 Ocak 1993’te kaleme aldığı “Ültimatom” yazısı daha da önemli:“... Yakında yayımlanacak bir yayınımda, Kürt milliyetçileri ile istihbarat ajanları arasındaki ilişkilere ışık tutacak ilginç belgeler açıklayacağım.”

Mesele kayyum değil... Mesele PKK’nın arkasındaki güçle mücadele!

O zaman Mumcu’nun “Kürt Dosyası” kitabını bir kez daha okuyun.