Sedat Selim Ay, 2012 yılında İstanbul Terörle Mücadele’nin başına getirildi


Taraf Gazetesi 15 gün boyunca polis şefi hakkında ‘İşkenceci’ manşetleri attı


Herkes, cemaatçi Ay’ın ‘cemaatçi olmadığı’ için hedefe konduğunu düşündü


Ancak… PKK’yı Ergenekon’a bağlamak isteyen oyunu bozduğu için manşet oldu




1 - Tarih 22 Temmuz 2012... Taraf Gazetesi’nin manşeti “İşkenceci polis teröre bakacak”tı... Haberin spotunda şöyle yazıyordu: “Türkiye’yi iki işkence vakasında mahkum ettiren Sedat Selim Ay, İstanbul’da Terörle Mücadele’den Sorumlu yeni Emniyet Müdür Yardımcısı olarak atandı.” Ay, 1996 yılında sekiz kişinin işkence görmesinden ötürü hüküm giymiş ancak cezası ertelenmişti.

Taraf Gazetesi, 15 gün boyunca Ay’ı ya manşetine ya da sürmanşetine taşıdı. Herkes polis şefinin ‘Fetullahçı’ olmadığı için hedefte olduğunu düşünüyordu. Hürriyet muhabiri Toygun Atilla’nın Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “İfşa” kitabıyla gerçek ortaya çıktı. Nasıl mı? Roman gibi okuyalım:

BARANSU SAHNEDE

“Herkes ‘işkenceci’ müdürün Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atandığını konuşuyordu. Taraf Gazetesi haberinin arkasında durdu. Neredeyse 15 gün boyunca her gün Sedat Selim Ay’la ilgili haberler manşetteydi. Bu öyle bir noktaya ulaştı ki, toplumsal tepkiyi de tetikledi. İnsan Hakları Örgütleri, barolar, sivil toplum kuruluşları protesto gösterileri yaptı, suç duyurusunda bulundu, imza kampanyaları başlatıldı. Sedat Selim Ay aleyhinde yapılan haberlerin birinin altında da gazetenin ‘bavulcu’ muhabiri Mehmet Baransu’nun imzası vardı. Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının haberleri ile gündem belirleyen Taraf’ın hedefinde bu kez bir emniyet müdürü vardı.”

Şimdi o günler gözlerinizin önünden şerit gibi geçsin! Neden mi? 12 Haziran 2007’de Ümraniye’de başlayan Ergenekon ve sonrasında emniyet ve yargıda Fetullahçılardan başka kimse var mıydı? Yoktu... “İfşa”ya bakalım:

ATATÜRKÇÜ GÖRÜNÜMLÜ

“...Gazetenin yazarları arasında Emre (Emrullah) Uslu, Önder Aytaç gibi hem Fetullahçı hem de polis kökenli yazarlar vardı. Mehmet Baransu’nun cemaat geçmişi de herkesin malumuydu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ise cemaatçi emniyet müdürlerinin kuşatması altındaydı. Bu yapıdan olmayan bir polis şefinin Vatan Caddesi’nde görev yapması imkansızdı. Sedat Selim Ay da sıkı bir Fetullah Gülen cemaati mensubuydu.”

Şimdi geliyoruz klasik FETÖ’cü oyununa: “... Ancak, Sedat Selim Ay’ın bu özelliğini dışardan anlamak mümkün değildi. Laik, Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine bağlı bir imaj sergilerdi. Ancak onun cemaatçi olduğunu bilenler bilirdi. Peki neden cemaatin hedefi oldu?” 2012’den geriye dönelim...

2 - Samanyolu, Zaman ve Bugün’ün yalanı: ÇYDD ile PKK ilişkili




Hatırlayın... Fetullahçıların hedefinde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin olduğu yıllar... Yani 2006-2009 arası. Örgütün gazetelerinden Bugün, “PKK’ya burs vermişler” manşetiyle algı operasyonuna başlamış, Zaman Gazetesi 3 Ağustos 2006’da, “Çağdaş Yaşam’ın burs verdiği PKK’lıların listesinden çıktı” haberini yayınlamış, Samanyolu TV’de de “Ergenekon-PKK ağı” şemalarla anlatılmıştı.

Gelelim, Sedat Selim Ay’ın, 2008-2012’de 4 yıl boyunca Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü dönemine. Söz, “İfşa”nın: “... Devletin, ‘işkenceci’ bir müdürü Diyarbakır’da görevlendirdiği 4 yıl boyunca bu konuda tek bir haber çıkmamış, İstanbul’a atandığında ise ortalık adeta yıkılmıştı. Bunda bir gariplik yok muydu? Bu basit sorunun cevabını o gün kimse aramadı. Bir kişi hariç: Yunus Dolar.”…

ERDOĞAN’A SUİKAST YALANI

Yunus Dolar’a hemen parantez açalım… Uzun yıllar İstanbul Emniyeti’nde Güvenlik Şube Müdürü olarak çalıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından itirafçı oldu, FETÖ’den koptu. Dolar, olan bitene anlam veremiyordu. Sessizce bu sorunun cevabını sorguluyordu. Yunus Dolar, Sedat Selim Ay’ın iyi bir cemaatçi olduğunu bilirdi. Onunla, hem akademi yıllarından hem de İstanbul’da görev yaptığı dönemden beri arkadaştı. Söz yine “İfşa”da: “... Tesadüf eseri Sultanahmet’te karşılaştılar. Dolar, dayanamayıp sordu: ‘Neler oluyor? Taraf’ın seninle ilgili yayınlarının arkasında ne var? Bilmediğimiz şeyler mi oluyor?’ Ay, olan biteni anlatmaya başladı. Sedat Selim Ay, PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya operasyon yapılmasını planlıyordu. Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ise operasyona sıcak bakmıyordu.” Çünkü...

Örgüt, kendi koydukları silah ve krokinin bulunmasından sonra Tayyip Erdoğan’a, PKK ve Ergenekon’un suikast yapma hazırlığı içinde olduğu yalanı pompalayacaktı. Sonrası film gibi...

3 - ‘Sadakat yemini’ toplantısı


Toygun Atilla


PKK’nın şehir yapılanması KCK operasyonunun ardından Ergenekon bağlantısı sözde deşifre olacaktı. Merkez medyadan haber yapacak isimler bile belirlenmişti. Perde arkasında cemaatin istihbaratçıları tezgahı kurmuş, yeni bir kumpas hazırlığındaydı. Okumaya devam edelim: “... Sedat Selim Ay, Diyarbakır İstihbarat Şubesi’nin operasyona neden destek vermediğini şimdi anlamıştı. Kendisi gibi cemaatçi olan İstihbarat Müdürü Mehmet Yılmaz’dan gelen bu kumpas operasyon teklifine ‘Hayır’ dedi. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda KCK operasyonunun son aşamasına gelinmişti. İstihbarat Daire Başkanlığı’nın devreye girmesinin zamanı gelmişti.



Ay, Ankara’ya, İstihbarat Daire Başkanlığı’na çağrıldı. Önce kendisine sakince ve iyi niyetle plan anlatılacak, en nihayetinde kendi hareketlerine, yani onların değişi ile ‘hizmet hareketine’ karşı ‘sadakat’ yeminleri hatırlatılacaktı. Davet edildiği makama, İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Recep Güven’in (daha sonra Diyarbakır Emniyet Müdürü oldu) odasına girdi. Kendisine hararetle anlatan meslektaşlarını dinliyor, bir yandan da kendi iç sesini sorguluyordu. Suçsuz insanlara kumpas kurmuş, hayatlarını karartmak üzereydiler.”

Ve... Kitabı okuyun...