Trump’ın Venezuela Özel Temsilcisi Elliot Abrams, darbenin merkezindeki isimdi


Abrams, 5 yıl önce Erdoğan’ı, Obama’ya şikayet eden mektubu hazırlamıştı


Reagan Doktrini bugün de Elliot Abrams tarafından Trump’a uygulatılıyor...


1 - Habertürk yazarı Oray Eğin yazınca devam etmek şart oldu... 3 Mayıs’ta “Darbe girişiminin gizli kahramanı: Darbematik Abrams” dedi Eğin ve ABD Başkanı Trump’ın “Venezuela Özel Temsilcisi” “demokrasi kahramanı” Elliot Abrams’ın kirli ilişkilerini özetledi: “Herhangi bir Hollywood filminde üniversite hocasını oynayabilecek bir tipe sahip Abrams’ın en büyük özelliği Amerika’nın bulaştığı bütün kirli işlerde ucundan köşesinden, bazen de tam ortasından rol olması. Donald Trump’ın Venezuela Özel Temsilcisi olan bu Neo-Con darbe girişiminde yine sahneye çıktı. Aslında bu onun ülkedeki ilk darbe girişimi de değil… 2002’de Hugo Chavez’e karşı düzenlenen darbe girişimine de yeşil ışık yakmıştı. Nikaragua’daki darbede yine bütün yollar Abrams’a çıkıyordu. Oğul Bush’un ve dönemin Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin tamamen yalanlara dayanan Irak Savaşı’nın orkestra şefi olarak Abrams görev yaptı. Tam bir darbematik...” Peki biz nereden hatırlıyoruz Abrams’ı? Hadi anlatalım...

[caption id="attachment_4700122" align="alignnone" width="779"] Elliot Abrams, bir basın toplantısında Venezuela’daki rolünden dolayı protesto edilmişti.[/caption]

ERDOĞAN’I ŞİKAYET ETTİ

Tarih 20 Şubat 2014:… ABD’nin ‘Yeni Muhafazakar’ ekibi yani Neo-Con’lar ABD Başkanı Barack Obama’ya mektup yazar. Türkiye’yi ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı şikayet eder. Mektubu yazanlar arasında Fetullah Gülen’e ‘Yeşil Kart’ verilmesi için referans olan Amerika’nın eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, Elliott Abrams,  tarihçi Kenneth Adelman gibi isimler vardır. Mektupta şöyle denir: “... Sayın Başkan...Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, onlarca yıldır süren stratejik Türk-Amerikan ortaklığının temel direğini giderek daha çok baltalıyor: Yani Türkiye’nin gelişen demokrasini. Biz, bu gelişmeden doğan derin hayal kırıklığımızdan dolayı bu mektubu yazıyoruz ve Türkiye’nin izlediği şu anki yol hakkında Türk kamuoyuna Amerika’nın endişelerini netleştirmeniz için sizi ısrarla teşvik ediyoruz. Sessizlik, Başbakan Erdoğan’ı cesaretlendirecektir.”

DARBELERİN ARKASINDA

Türkiye’yi ‘anti-demokratik’ olmakla suçlayan Eliiot Abrams ve arkadaşları ise dünya üzerinde bütün darbelerin arkasında. Tamam... Türk demokrasisi sorunlu, adalete güven çok azaldı… Ancak... ‘Dinime küfreden Müslüman olsa’ buraya tam oturmuyor mu?…Şimdi 22 yıl öncesine gidelim!
ABD politikalarına yön veren, FETÖ’den PKK/YPG’ye kadar ilişkileri dizayn eden Neo-Con ekibinin manifestosu 3 Haziran 1997’de şekillenmişti... Abrams’ın da içinde bulunduğu o manifestoya bakalım. ABD gerçekten ‘stratejik ortak’ mı?

Manifesto: Düşman rejimlere meydan okumak ve yıkmak


2 - İlk önce isimlere bakalım... Elliott Abrams, Dick Cheney, Francis Fukuyama, Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz’in de aralarında olduğu 22 ‘Neo-Con’...
3 Haziran 1997’de yayımladıkları bildiride, o dönem başkan olan Bill Clinton’a eleştirilerde bulunuyorlar ve şöyle diyorlar:
“Gelecek için silahlı güçlerimizi modernize etmeliyiz ve savunma harcamalarını önemli miktarda artırmalıyız. Düşman rejimlere meydan okumalıyız. Bugün Reagan’cı askeri güç politikası ve ahlaki netlik moda olamayabilir. Ancak... Birleşik Devletler’in güvenliğini ve büyüklüğünü sonraki yüzyıla taşıyacaksa bu zorunludur.”

ASKERİ GÜÇLE ÇÖZÜM...’

Bu bildirinin ardından... Saddam Hüseyin rejimi yıkıldı, Arap Baharı dünyayı etkiledi ve Türkiye’de 15 Temmuz yaşandı. En son Venezuela’da da başarısız darbe girişimi.... 1980’de de, 97’de de, 2000’lerde de ve şimdi de... Politikaları hep aynı: Önleyici Saldırı (Pre-emptive Strike) kavramı; yani ABD’nin kendisine ya da müttefiklerine yönelik tehdidi, daha saldırıya dönüşmeden yok etmek üzere kuvvet kullanması. Amerikan istisnacılığı; “şer güçler” ile yürütülen mücadelede iyiliği temsil eden ABD’nin, diğer bütün ülkeleri bağlayan uluslararası hukukla bağlı olmaması... “Ya benimlesiniz, ya karşı tarafta” anlayışı; yani sorunları uluslararası örgütlerle değil, ABD’nin askeri güce dayalı liderliğiyle çözme. Bunun bir adı var...
Adı ‘Bush Doktrini’ de olsa hepsi 40. Devlet Başkanı Ronald Reagan çizgisinin devamı...


Trump’a 38 yıl sonra yeni Ronald Reagan rolü verildi


3 - Vulkanlar... Uzay Yolu dizisinde yer alan kurgusal bir dünya dışı insansı tür. Davranış ve kararlar,  duygusallıktan tamamen uzak. En bilinen Vulkan, Mr. Spock!
33 yıl boyunca Washington Post, Los Angeles Times gibi gazetelerde dış politika yazan James Mann’ın Rise Of The Vulcans (Vulkanların Yükselişi) ABD’de en çok satan kitaplar listesinde yer aldı. Mann’ın “Vulkunları”ı, ABD başkanları
Nixon, Ford, Reagon, Bush, Obama ve Trump döneminde hep çelik çekirdekte yer aldılar. Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Elliot Abrams bunlardan. “Ya benimlesiniz, ya karşı tarafta” sloganın temsilcileri.
Türkiye’nin ve iktidarın dikkat etmesi gereken en büyük sorun ‘Neo-Con’lar...

BUGÜN AYNI TEHLİKE VAR

Soner Yalçın’ın 7 Mart 2015 tarihli yazısıyla bitirelim: “... Reagan döneminde Neo Conlar’ın ‘yıldızları’ parladı. Bush, tartışmalı bir seçim sonucunda 7 Kasım 2000 yılında Beyaz Saray’a geçince eski güçlerine kavuştular. Bunların Irak savaşı öncesinde Türkiye’ye gelip AKP ve medyadan kimlerle görüştüklerini anımsatmaya gerek var mı? Türkiye’deki Ilımlı İslamcılar, dönek solcular, liboşlar da Neo-Con’lar gibi, 21’inci yüzyılın rakipsiz gücüyle Amerikan yüzyılı olacağına inanıyorlardı...”
Bugün aynı tehlike var! Bir yandan darbeci ABD, bir yandan Açılım’cılar, ‘Öcalan’ın aktif olmasını isteyenler, FETÖ ile iş tutanlar...

Soru şu: ‘Türkiye İttifakı’ gerçek yurtseverlik olan ‘Anti Amerikan’ anlayışında mı buluşacak... Yoksa...