Fransız düşünür Jean Paul Sartre, tartışmalı Nobel Edebiyat Ödülü’nü 1964’te reddetti


Sartre, “Cezayir savaşı günlerinde verilseydi, Nobel’i sevinçle kabul ederdim” dedi…


Çünkü… Sartre’a göre Nobel, Batı Bloku ya da Doğu’da başkaldıran yazarlara verilen ödül


Gündemde Nobel var! Sırpların Srebrenitsa’da soykırım yaptığına asla inanmadığını ifade eden ve Saraybosna’daki Müslüman Boşnakların, “kendi kendilerini öldürdüklerini ve suçu Sırplara attıklarını” savunan Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilen Nobel Edebiyat Ödülü tartışma yarattı. Peki bu ödülü hangi yazarlar reddetti?

Avustralyalı yazar Peter Handke’ye verilen ödül büyük tepki çekti.


İki isim... Birisi Fransız felsefeci Jean Paule Sartre, diğeri de Doktor Jivago’nun Rus yazarı, şair Boris Pasternak! Rus Pasternak’a, 1958 yılında verilen ödülün arkasında “Sovyetler Birliği’ni karıştırmak” olduğu -ki bir ölçüde başarılı oldu- ülkesinde uygulanan sosyalizmin yaşattıklarından dolayı hayal kırıklığı uğrayan bir yazarın bilinçli seçildiği iddia edilir. Pasternak ödülü reddeder ve Nobel Ödül Komitesi’ne şu mektubu gönderir: “... Nobel ödülünün bana verilmesinin, çok çirkin sonuçlara varan siyasi amaçlı bir karar olduğu kanısına varınca kimsenin zorlamasıyla değil kendi irademle ödülü reddettiğimi belirtirim.”

Ancak... 1950’den itibaren... ‘Soğuk Savaş’ın kültür cephesi de vardı! Özellikle Amerika,… CIA’nın 1950’de kurduğu ‘Kültürel Özgürlük Kongresi’, 35 ülkede sanatın propaganda savaşının merkezi oluyor. (Bu konuda iki kitabı mutlaka okumalıyız... Frances Stonor Saunders’ın, Parayı Verdi Düdüğü Çaldı...Cangül Örnek’in, Türkiye’nin Soğuk Savaş Düşünce Hayatı) Şimdi... Jean Paul Sartre’a geçelim.

‘Ödül, Cezayir Savaşı günlerinde verilseydi sevinçle kabul ederdim’


Tarih 22 Ekim 1964...

Nobel Edebiyat Ödülü’ne “Sözcükler (Les Mots)” kitabıyla Fransız düşünür Sartre layık görülür. “Varoluşçuluk” felsefesinin öncüsü olarak kabul edilen Sartre, Fransız Komünist Partisi’nin etkin bir destekçisidir. Fransa’nın Cezayir’e karşı yürüttüğü ‘sömürü’ savaşına karşı çıkmıştır. Vietnam Savaşı’nda yaşanan katliamları araştırmak için kurulan “Russell Mahkemesi”nin de başkanlığını yürütmüştür.



RESMİ PAYELER ELEŞTİRİSİ

23 Ekim 1964’te Le Monde ve Le Figaro gazetelerine gönderdiği “Neden Reddettim” mektubunda şöyle der: “... Şahsi sebeplerim şunlar: Ben resmi payelere her zaman dirsek çevirdim. Siyaset, topluluk ya da edebiyat meselelerinde bir tutumu benimseyen yazar, bence ancak kendi imkanlarını, yani kalemini ve kağıdını kullanmalıdır.

Ancak... Mektubun ana fikri ‘objektif nedenlerde’ yatmaktadır.

PASTERNAK’A NEDEN VERİLDİ?

Okuyalım: “... Gönlüm inkar edilmez şekilde sosyalizmden, yaygın deyimiyle Doğu Bloku’ndan yanadır. Yüksek kültür divanlarınca dağıtılan payelerden hiçbirini, yalnız Batı’dan değil Doğu’dan da gelse kabul edemeyişim bu yüzdendir.”

Ve mektubun sonu Nobel gerçeğini ortaya çıkarıyor:

“… Nobel günümüzde Batı Bloku yazarlarına ya da Doğu’da başkaldıranlara verilen bir ödül olarak görünmektedir. Mesela, Güney Amerika şairlerinin en büyüklerinden biri olan Neruda ödüle değer bulunmamıştır. Herkesten fazla layık olduğu halde Louis Aragon ciddi olarak hiç düşünülmemiştir. Ödülün Şolohov’dan önce Pasternak’a verilmesi ve Sovyetlerden seçilmiş tek eserin memleketinde yasaklanmış ve ancak basılabilmiş bir kitap olması da esef edilecek bir durumdur. Cezayir savaşı günlerinde, (121’ler Beyannamesi)’ni imzaladığımız sırada verilseydi, Nobel’i sevinçle kabul ederdim. Zira o zaman bu mükafat sadece bana değil, uğrunda savaştığımız hürriyete de şeref kazandıracaktı.”

“1984” ve “Hayvan Çiftliği” CIA’nın yazdırdığı kitaplar


Frances Stonor Saunders...

İngiliz gazeteci...

‘1984’ kitabı film de olmuştu


“Parayı Verdi Düdüğü Çaldı” kitabında, ABD istihbarat örgütü CIA’nın finanse ettiği kitaplar arasında, George Orwell’ın “1984” ve “Hayvan Çiftliği” kitaplarını gösteriyor. CIA’nın, Sovyetler’e karşı en etkili dergisinin 1953 ve 1990 yılları arasında yayımlanan “Encounter” dergisi olduğu belirtiliyor. Saunders, İngilzi Independent’ta yayımlanan 22 Ekim 1995 tarihli “Modern art was a CIA weapon/Modern sanat CIA’nın bir silahıydı” başlıklı makalesinde şöyle diyor: “... 1947’de kurulan CIA, daha ilk senesinde komünizmin Batılı entelektüel ve sanatçılar için henüz cazibesini yitirmemiş olmasından rahatsızlık duyduğu için, kendi içinde Propaganda Araçları Yönetimi adlı bir bölüm kurdu. Bu bölüm, bir dönem dünya çapında yaklaşık 800 dergi, gazete ve benzeri mecraya fon sağlayarak arka plandaki yönetici işlevi gördü. Stephen Spender’in editörlüğünde yayınlanmış olan İngiliz Encounter dergisi de bu yayınlardan bir tanesi. Eski CIA ajanları bu bölümü CIA’in yönettiği bir müzik kutusuna benzetiyorlar: O dönem CIA hangisini seçerse, dünyada o parça çalıyor. Amerikan sanatı da, bu yayın organları gibi 20 sene boyunca uzaktan kumandayla kontrol altında tutuluyor... Ancak akımın temsilcileri durumdan tamamen habersiz.”