Büyükanıt, Erdoğan’la Dolmabahçe görüşmesini böyle değerlendirmişti:


Büyükanıt 7 yıl önce, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun sorularını yanıtladı
5 Mayıs 2007 tarihinde İstanbul Dolmabahçe’de yapılan görüşmeyi ‘Sır var, az sır var” diye anlattı
Yaşar Büyükanıt, 4 kez suikasta maruz kaldığını söyledi, BDP’li Sırrı Süreyya Önder ise inanmadı


Tarih 8 Kasım 2012... Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun sorularını yanıtladı. Komisyon, Büyükanıt’a, 27 Nisan e-muhtırası, Dombahaçe, JİTEM vs… gibi konularda çok sayıda soru yöneltti. Ancak... Sorular arasında Ergenekon yoktu... Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik, Fetullahçıların operasyonu yoktu...Tutanakları inceledim, 26 sayfada Büyükanıt’a yönelik 4 suikastın varlığı ve o dönem BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ‘alaycı’ tavrı dikkatimi çekti... Bir de Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili ‘Sır’ yanıtı. İlk önce suikastlarla başlayalım...

Büyükanıt, 8 Kasım 2012’de Meclis’te konuşmuştu.


KAPICIDAN TERÖRİST!

Büyükanıt, “4 kere suikasta maruz kaldım” dedikten sonra şöyle devam ediyor: “İlki tümgeneraldim… Genel Sekreterken, DHKP-C aşırı sol örgütleri oturduğumuz lojmanın kapıcısı o örgütün üyesi çıktı.” O sırada Sırrı Süreyya Önder’in şu cümlesi duyuluyor: “Bak Allah’ın işine!”…

Org. Büyükanıt üslubunu bozmadan devam ediyor: “... Ve dünyada gördüğüm en terbiyeli insandı. Beni çok severdi. Çünkü mesela Malatya’daki bir meslektaşım iki kutu kayısı gönderir, o gelir benim çantamı almaya, ben bir kutusunu ona veririm. Bir bisikleti vardı, ona bir el atmışlar...” BDP’li Önder ne derse beğenirsiniz? “Bisiklete mi el atmışlar?” Genelkurmay eski Başkanı, “Yok, adama, kapıcıya el atmışlar, ele geçirmişler. Sonradan Güniz Sokak’ta yani Sayın Demirel’in evinin olduğu yerde bir örgüt yakalandı. Ona el atan örgüt, başında da bir şey var; aldılar, götürdüler.” Önder’in sorusu şöyle: “Ne var başında?”

SUSTURUCULU SİLAH

Büyükanıt tepki vermeden anlatıyor: “... Örgütten susturuculu silah. Şimdi, ben Genel Sekreter olduğum için en erken ben ayrılıyorum lojmandan bir an evvel Genelkurmaya gitmek için. Çok açık bir hedefim, ne korumam var ne bir şeyim var. Ben merdivenden inerken beni vuracak, bisikletine binip kaçacak. Bir tanesi bu.”

CANLI BOMBA SALDIRISI

İki suikast girişimi de Diyarbakır’da: “... 30 Ağustos 1996 yılında, yani ilk gittiğim sene. Bir tanesini canlı bomba yapmışlar, 15 tane Rus yapımı el bombasını beline dolamış. Sonradan mekanizma çalışmamış. Bir de 29 Ekimde havan mermisiyle benzer bir canlı bomba vardı, onu da polis yakaladı, diğerini, 30 Ağustosta biz yakaladık Güneydoğu’da.

24 KİLOGRAM C-4

Ve Hakkari: “... Kuvvet komutanıyken de Çukurca’yı denetlemeye gittiğim zaman. Helikopterle aşağıya ineceğim, kara yoluyla yukarıdaki birliğe gideceğim. Helikopterin inmesinden iki üç dakika önce bir plastik kutu içinde 24 kilo C-4, bir teli çıkmış. Bir astsubay çavuşun dikkatini çekmiş. Ben geldiğimde daha etrafını kazıyorlardı. O patlasa zaten ben o 30-40 binden atlayan astronot gibi... Ben tersine gitmiştim yani... 24 kilo C-4.”

“İki saat süreyle ne konuşacağız biri başbakan diğeri de asker”


Darbe Komisyonu’nda soru şu: “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyla görüşüyorsunuz... Bunu bir kişisel bir sırmış gibi saklamaya hakkınız var mı?” Yaşar Büyükanıt’ın 5 Mayıs 2007 tarihinde İstanbul Dolmabahçe’deki görüşme için yaptığı tanım önemli: “Şimdi, bir dakika… Şimdi, şunu söyleyeyim: Sır var, az sır var. Şimdi, Başbakanla Genelkurmay Başkanı yaptığı her görüşmeyi kamuoyuyla paylaşmak zorunda değil...”

‘TESADÜFEN GÖRÜŞTÜK’

Komisyon üyesi bir milletvekili araya giriyor: “... Ama her görüşme için de başbakanlar ‘Bu bizimle birlikte mezara gidecek’ demiyor. Demek ki bu görüşmeyi farklı kılan birtakım hususlar var.”

Tayyip Erdoğan - Yaşar Büyükanıt


Yaşar Büyükanıt rahat:

“...Bana göre öyle farklı bir şey yok... Ama o, Başbakan Erdoğan’ın takdirine kalmış bir şey, ona ben karar veremem. Bakın… Mayıs 2007’de bu görüşme gerçekleştirildi. Tesadüfen ben İstanbul’daydım. Sayın Başbakan da İstanbul’daydı. Telefonla görüştük ‘Zaman nasıl uygunsa gelin, görüşelim’ dedi. Başbakan’a benim diyeceğim şey ‘Geliyorum’ demektir, başka bir cevap verecek halim yok. Böyle bir görüşmeydi.”

Peki devlet sırrı mı?

Israrla sorulan soru bu.

Genelkurmay eski Başkanı sıkılmadan cevap veriyor:

HASSAS KONULAR VARDI

“Devlet sırrı mı? ‘Devlet sırrıdır’, ‘Değildir’ diye bir şey söyleyemem, böyle bir değerlendirme yapamam. Ama bunun içinde hassas konular görüşülmüştür, bazı şeyleri Sayın Başbakan ifade etmiştir, ben ifade etmişimdir. Bunlar olmuştur, bu gayet doğal. Yani iki saat süreyle başka ne konuşacağız? Biri asker, biri Başbakan... Tabii ki, başta güvenlik konuları olmak üzere bazı şeyleri görüşmüşüzdür ama bunu başka taraflara çekenler oldu.”

‘EŞİMİ KARIŞTIRDILAR...’

Büyükanıt, Dolmabahçe konusunda neden kırgın olduğunu da şöyle anlatıyor: “Öyle şeyler oldu ki bazı köşe yazarlarıyla mahkemelik oldum. Biz verdik mahkemeye çünkü eşimi de kattılar işin işine...

Kalkıp da bir Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nı -dedim size, üç Başbakana danışmanlık yaptım- tehdit etmez, buna tenezzül de etmez, söyleyeceği varsa söyler, tenkit etmesi gerektiği bir şey varsa onu da söyler. O da onun hakkı. Ama tehdit ve bunun içine eşimi de karıştırmaları açıkça çileden çıkardı.”


5 gün önce toprağa verilen eşinin yanına defnediliyor


Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt (79), önceki gün sabah saatlerinde İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmişti. Orgeneral Büyükanıt, bugün Selimiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından eşinin 5 gün önce defnedildiği mezarın yanına defnedilecek. Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedilen Filiz Büyükanıt’ın yanındaki mezarın, Orgeneral Yaşar Büyükanıt için hazırlandığı fotoğraflandı. Büyükanıt, eşinin cenaze törenine katılamamıştı.