MHP lideri Bahçeli “FETÖ’nün siyasi ayağı ihmal edilmemeli” dedi…


Bahçeli, altıncı kez “FETÖ’nün siyasi ayağı çıkarılmalı” dedi ve Arınç’ı hedef aldı
Bu, Genelkurmay İddianamesi’ni hazırlayan savcının başına gelenleri hatırlattı
Savcı , iddianamede ‘Siyasi ayak’ konusunda ‘biraz’ girdi, hemen görevden aldı


Bu kaçıncı açıklama? MHP lideri Devlet Bahçeli altıncı kez, Fetullahçı Terör Örgütü’nün siyasi ayağı hakkında net konuştu.

Okuyalım:

“... Pensilvanya’daki hainin ABD tarafından korunması, halen ülkemize iade edilmemesi büyük bir açmaz ve yanlış. Fakat zaman zaman bazı açıklamalar kafaları karıştırıyor. Bunlardan birisi de Bülent Arınç’ın sözleri. Kuyruk acısı varmış gibi konuşuyor, pompacı olarak vicdan edebiyatı yaptıklarının bir ara bombacı olduğunu unutmuşa benziyor. Arınç ağzını kapatsa iyi olacak, fazla konuşması kendisine zarar veriyor. FETÖ’nün bütün uzantıları elbette temizlenecek ama biraz zaman alacak. Bu arada siyasi ayağı ihmal etmemek gerekiyor.”

İki yönlü açıklama olarak gözükse de ‘siyasi ayak’ ve ‘Arınç’ birbirini tamamlayan iki kelime…

Devlet Bahçeli uzun zamandır örgütün siyasi ayağının peşinde.

[caption id="attachment_5481224" align="alignnone" width="880"] Bahçeli - Erdoğan[/caption]

‘KAPICI VE ODACI...’

Tarih 23 Mayıs 2017... MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında konuştu: “... Kripto damarın kesilip atılması, kılık değiştirmiş, usul ve üslup açısından kendisini emniyete almış FETÖ’nün siyasi ayağının darmadağın edilmesi artık milli bir seferberlik ruhuyla ele alınmalıdır. Kapıcıyı, odacıyı, memuru, işçiyi, onu bunu değil, 15 Temmuz’un kurgusunu, saldırı planlamasını yapan sözde akıl ve akil hocalarını yakalayın.”

Tarih 26 Aralık 2018... Bahçeli, Ankara’da şu cümleleri kurdu: “... FETÖ’yle mücadelede sekiz ayak var. Asker kesiminde önemli arındırmalar, tutuklamalar oldu, emniyette oldu, yargıda oldu, fakat sekizinci ayak olarak siyasetin sesi yok.

Tarih 21 Haziran 2018... Bahçeli, ATV’de canlı yayında konuştu: “... FETÖ hareketinin kökü kazınmalıdır, siyasi ayağı da gündeme gelmelidir.”

‘ÇAYCISI, ÇORBACISI VAR...’

Tarih 14 Temmuz 2018... MHP Genel Başkanı, Bahçeli genel merkezde konuştu: “... Türkiye 15 Temmuzla henüz tam bir hesaplaşma yapamamış, tedirginliği atamamış, riskleri aşamamıştır. Hala siyasi ayak gizemini korumaktadır.”

Tarih 23 Mart 2019... Devlet Bahçeli, Habertürk canlı yayınında konuştu: “... Şimdi çaycısı, çorbacısı var da Amerika’ya kaçan bilim insanı nerede? Siyasiler nerede? Bürokratlar nerede? Bu Abant toplantılarında yıllardır toplanıp önemli bildiriler sunanlar nerede? Bunlar şimdi ne yapıyorlar?”

Başsavcı Vekili Necip İşçimen’in işaret ettiği İçişleri Bakanı kim?


Tarih 3 Mart 2017... Dönemin Ankara Anayasal Düzene Karşı Suçlar Bürosu Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen,  Genelkurmat Çatı İddianamesi’ni açıkladı. Başsavcı Vekili İşçimen, 17 Mart’ta  kızak görev sayılan Bilişim Suçları Bürosu’nun başına getirildi. 15 Temmuz 2016 gecesi üç kez televizyon kanallarına bağlanan ve darbe girişimine karşı ‘direniş’ çağrısı yapan Necip Cem İşçimen’in ‘kızak’ göreve atanması tartışmaları da beraberinde getirmişti. Başsavcı Vekili’nin, hazırladığı iddianamede ‘siyasi ayağı’ işaret ettiği ve bu durumun rahatsızlık yarattığı iddia edilmişti.

[caption id="attachment_5481222" align="alignnone" width="880"] Necip Cem İşçimen[/caption]

‘MÜLKİYE İMAMI’ VURGUSU

İddianamenin ‘Mülkiye İmamı’ başlıklı bölüme bakalım: “... Doğrudan ‘Türkiye İmamı’na bağlı olarak faaliyet yürütmektedir. Ülke genelindeki vali ve kaymakam atamaları ile ilgili bakanlıklar seviyesinde kadrolaşma çalışmaları, mülkiye imamı aracılığı ile yapılmaktadır. Örgüt faaliyetlerin yoğun olarak yürütüldüğü büyük illere ve finansal getirisi yüksek il ve ilçelere kamu personeli atamaya çalışmaktadır. Buralara yerleştirilecek üst düzey bürokratlar sayesinde her türlü illegal faaliyetler rahatlıkla yapılmaktadır. İçişleri Bakanı üzerinde nüfuz kullanan örgüt, kaymakam seçimi ve tayinleri ile valiler kararnamelerinde özellikle etkili olmuş, örgüt dışından seçilen bir iki kaymakamın neden alındığının hesabını, bakana sormaya cüret edecek hale gelmiştir. Ancak mülkiyede uzun zamandır örgütlenme tamamlandığı için mülkiye imamlığı mahrem hizmetler sınıfından çıkarılmıştır.”

Aslında ‘Kral Çıplak’


Genelkurmay Çatı İddianamesi’nde, siyasi iktidarların desteğini alan Fetullahçı örgütün nasıl büyüdüğüne dair şu tespitler vardı:

“… (1970’ler) İzmir ve çevresinde belirli bir tabana ulaşmasının ardından, Ege Bölgesinde etkin olan Fetullah Gülen, dönemin siyasi iktidarına yakın durarak Nurcuların gücünü kırmış ve bünyesinde faaliyet gösterdiği Yeni Asya Grubundan tamamen kopmuştur. 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında yine Sızıntı Dergisi’nin Ekim 1980 tarihli sayısında kaleme aldığı, ‘Son Karakol’ başlıklı yazısında da; Ümidimizin tükendiği yerde hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz’ ifadelerini kullanmıştır. Gülen, o dönemde de mevcut siyasi iktidarla iyi ilişkiler geliştirmiş, rakibi olarak gördüğü dini cemaatleri bastırıp onlardan doğan boşluğu doldurmuş ve sonunda, ‘altın nesil’ olarak vurguladığı mensuplarının devleti ele geçirip paralel bir devlet mekanizması oluşturmaları için uygun bir ortam yaratmıştır.”

[caption id="attachment_5481223" align="alignnone" width="880"] 15 Temmuz 2016’dan bu yana tek bir siyasetçinin örgütle ilişkisi bulunamadı.[/caption]

Sonuç: 1970, 1980, 1990, 2000 ve 2016… Her dönem devletin içinde oldular... 12 Haziran 2007’de başlattıkları Ergenekon kumpası ve devamındaki operasyonlarla da... İttifak kurdukları iktidarı hatta ülkeyi, 15 Temmuz’da yıkmaya çalıştılar!