SAVCI: SÖZCÜ, FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLMESINE RAĞMEN YAYIMLARINI SÜRDÜRDÜ…


SAVCI: SÖZCÜ, 17-25 ARALIK 2013’TE ATTIĞI BAZI MANŞETLERLE FETÖ’YE YARDIM ETTİ…


GERÇEK: FETÖ, 2016’DA TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLDİ, ÜÇ YIL ÖNCEKİ HABERLER SUÇ DEĞİL…


1 - Hukukla başlayalım..… ‘Kanunilik ilkesi’, kanunların açık, belirli olmasını ve geriye yürümemesini gerektiren hukuki bir terim. Avrupa’da bu ilkeyi ilk ortaya koyan, Fransız düşünür Charles de Montesquieu oldu. Montesquieu, “Kuvvetler ayrılığı” ilkesini gündeme getirdi ve ‘Bireysel özgürlüğün teminat altına alınabilmesi, iktidar olgusunun sınırlandırılması ile mümkündür’ sonucuna ulaştı. 19’uncu yüzyılda da Alman ceza hukukçusu Anselm Feuerbach “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesini ilk kez “Nullum crimen, nulla poena sine lege” diye ifade etti. ‘Kanunsuz suç ve ceza olmaz’ ilkesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. Maddesi’nde şu ifadeyle yer buldu: “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” Yine 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 11. Maddesi’nde şu yazılmıştı: “Hiç kimse işlendiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz...” 

Şimdi buradan didik didik ettiğimiz SÖZCÜ Gazetesi ikinci iddianamesi ve geçen hafta perşembe günü verilen savcılık mütalaasına geliyoruz... Neden mi? Anlatalım...

Dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in makamında gözaltına alındığı an, ülkenin hafızasına kazındı.


‘ERZİNCAN ERGENEKON KUMPASI’NA BAKIN

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10 Aralık 2018’de kabul ettiği iddianamenin 58’inci sayfasında şu ifadeler yer alıyor: “Özellikle FETÖ’nün silahlı terör örgütü olduğunun anlaşılmasından sonra…günümüze kadar ilerleyen süreçte, gazetenin, örgüt amaçları ve stratejisi yöntemi çerçevesinde faaliyete giriştiği...”

Oysa… İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, yazarlarımız Emin Çölaşan ve Necati Doğru, SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ile internet yöneticilerimiz hakkında düzenlenen iddianamede, 17-25 Aralık 2013 tarihinde atılan manşetler suç sayıldı. Bu durum savcılık mütalaasına da yansıdı. Gerçek şu: Mahkeme, Erzincan’daki Ergenekon kumpası davasında… 16 Haziran 2016’da, FETÖ’nün “silahlı terör örgütü” olduğunu kabul etti ve böylece silahlı terör örgütü olduğu, ilk kez mahkeme kararına girdi.

Yani… SÖZCÜ’ye yapılan suçlamanın tarihi ile FETÖ’nün terör örgütü ilan edildiği tarih arasında 3 yıl var ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. Maddesi’nde yer alan, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” ilkesi yok sayıldı! Şimdi mütalaaya gelelim...

2 - SAVCI: SANIKLAR FETÖ’YE KARŞI




Tarih 26 Mayıs 2016... Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda tavsiye kararı alındı ve şöyle denildi: “Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanması amacıyla yürütülen faaliyetler… milli güvenliğimizi tehdit eden ve bir terör örgütü olan paralel devlet yapılanmasına karşı alınan tedbirler görüşülmüştür.”

Yani FETÖ hâlâ ‘silahlı terör örgütü’ değil. Ki hatırlatalım, o dönemde de, Ergenekon kumpasları döneminde de SÖZCÜ, FETÖ’ye karşı mücadele ediyordu. Peki ne zaman ‘silahlı terör örgütü’ ilan edildi? Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca FETÖ’nün Erzincan’daki faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalar kapsamında, 16 Haziran 2016’da FETÖ/PDY’nin “silahlı terör örgütü” olduğunu kabul etti ve böylece silahlı terör örgütü olduğu ilk kez mahkeme kararına girdi. Peki savcılık mütalaasının ‘Netice ve Talep’ bölümünde ne denildi?

PEKİ BURADA NE SORUN VAR?

“Sanıklar… gazetecilik hayatları boyunca adı geçen örgütü eleştirdiklerini söyledi… FETÖ ile doğrudan ya da dolaylı organik bağlarının olmadığını ifade etti... Sanıkların… genel olarak kamuoyuna yansıyan özelliklerinin savunmalarında da geçtiği şekliyle ve kamuoyunca da bilinen özelliklerinin savunmalarına yakın olduğunun bilindiği... Dolayısıyla burada genel olarak gazetecilik faaliyetleri ya da düşünce-ifade özgürlüğü kapsamındaki eylemlerinin sorgulanmadığı gibi gazetecilik hayatları boyunca hep ya da genel olarak FETÖ lehine yazılar yazıldığının da iddia edilmediği...” Şimdi mütalaanın ne dediğini özetleyelim: “SÖZCÜ yazarları ve yöneticileri, FETÖ’ye karşı… gazeteciler… kamuoyu da sanıkların FETÖ’cü olmadığını biliyor...”

Peki burada sorun ne? 2007’den bu yana FETÖ ile amansız mücadeleye girmiş... SÖZCÜ, ne yapmış? Savcılık mütalaasına dönelim...

3 - Yargı iktidara göre değil, kanuna göre milat belirler




Mütalaada deniyor ki...“Sanıklar… FETÖ’ nün gerek devlet yönetimi kademelerince gerekse de kamuoyunca terör örgütü olduğunun anlaşılmasına ve yetkililerce bu durumun dile getirilmesine rağmen örgütün medya organları tarafından örgüt amaçları doğrultusunda propaganda malzemesi yapan esaslı konularda, bu amaca yönelik sonuç doğurmaya elverişli şekildeki somut haber ve yayınların ele alındığı...” Şimdi… kanaat, yorum ve kamuoyuna göre karar verilemeyeceğini yargı tabii ki bilir!

O zaman bir kez daha hatırlatalım: FETÖ, 2016 yılında devlet tarafından silahlı terör örgütü ilan edildi. Sadece SÖZCÜ değil herkes, 2013 yılında bu örgütün ‘silahlı terör örgütü’ olup olmadığını bilmiyordu... Ki hukuk insanları, siyasal iktidarın “Milat, 17-25 Aralık’tır” açıklamasıyla değil, kanuna, Anayasa’ya göre hareket eder... O zaman 2007’den bu yana bu örgütün kumpaslarıyla başlayalım ve kim, ne yapmış masaya yatıralım! Devlet yetkilileri de kamuoyu da bu örgütün TSK’ya, siyasetçilere, aydınlara kumpas kurduğunu biliyordu. Var mısınız 12 Haziran 2007’den bugüne dosyaları açmaya!

YARIN: Savcılık mütalaasının delil olarak kabul ettiği polis ifadelerinde ne denilmişti?