FETÖ firarisi Mehmet İşler’in pastanesini ziyaret eden Bülent Arınç’ın kapattığı dosya:


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kasım 2015’te 143 polis hakkında iddianame hazırladı
13. Ağır Ceza’da kabul edilen iddianamede AKP’li Bülent Arınç’la ilgili önemli bir iddia vardı
Arınç’ın, o dönem cemaatin ağır toplarından bugün tutuklu İlhan İşbilen’le buluştuğu yazıldı
Buluşmanın nedeni de şöyle anlatıldı: AKP içinde cemaate karşı çıkanları masaya yatırmak


Bülent Arınç, İşler Ailesi’yle yakın ilişki içinde.


1 - Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, üç gün önce Kırıkkale’de FETÖ firarisi Mehmet İşler’in pastanesini ziyaret etti. Arınç pastane ziyaretinin sebebini şöyle açıkladı: “Tokat’tan dönerken eşimle birlikte uğradık. Gizli saklı bir ziyaret değil. Bundan özel bir anlam çıkarıp başka yerlere çekilmesin.” 2013 ve 2016 yılında da İşler Ailesi’ni ziyaret eden Arınç’ın bu hamlesine şaşırdık mı? Hayır!… Neden mi? 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sosyal medyada şu açıklamayı yapmıştı: “...Silahlı terör örgütünün Fetullahçı olduğunu o gece öğrendim, ahmak diyebilirsiniz.”

İlk önce Mehmet İşler’le ilgili kısa bir bilgi verelim. 27 Haziran 2016’da, FETÖ’ye yönelik Kırıkkale’de düzenlenen operasyonda, aralarında ünlü mobilya firması Moda Life’ın sahibi Hasan Basri Tonga’nın da olduğu 14 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. 14 ayrı adrese baskın yapılmış, Mehmet İşler’in firari olduğu ortaya çıkmıştı. İşler’in 26 Haziran’da yani operasyondan bir gün önce Sarp Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a kaçtığı tespit edilmişti. Yani... Mehmet İşler’in ‘kuşları’ operasyon haberini vermişti. O zaman İşler’in firarından 1 yıl öncesine gidelim....


SÖZCÜ GAZETESi, DÖRT YIL ÖNCE O iDDiANAMEYi MANŞET YAPTI


2 - Tarih 7 Kasım 2015... SÖZCÜ Gazetesi’nin manşet başlığı: “Arınç ve Çelik paralele aracı olmuş.” O gün yine benim imzamla yayınlanan haber şöyleydi:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Okan Özsoy tarafından yürütülen ‘Paralel Devlet Yapılanması’nın “casusluk ve yasa dışı dinleme” soruşturması kapsamında hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza’nın kabul ettiği 721 sayfalık iddianamede, ‘Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’ (FETÖ/PDY) örgütünün modeli ve hiyerarşik yapısı anlatıldı. Aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da bulunduğu 23’ü tutuklu 143 polis hakkında hazırlanan iddianamede, iktidar partisi AKP’yi derinden etkileyecek önemli bir bölüm de var.

MÜŞTEKİ POLİS MEMURU ANLATTI

İddianamede, müşteki polis memuru A.İ.Y., ‘Cemaatin kripto ve kozmik yapılanması’ başlıklı bölümünde şu bilgileri veriyor: “... Kozmik yapılanma, cemaatin üst düzey emniyet görevlileri arasından seçilmiş cemaatin özel bilgilerine sahip bulunmuş olduğu birim ile sivil yapılanma arasında bağı ve köprüyü kuran kimseye denir. Aşağıda cemaatten almış olduğum kurye notlarından bu konuyu etraflıca anlatmaya çalışacağım.”

İLHAN İŞBİLEN’E YAPILAN DAVET

Polis memuru kurye notunda, AKP İzmir Milletvekili İlhan İşbilen’in (FETÖ’den ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı), partinin ağır topları ve üç dönem kuralına takılan AKP’li Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik’in davetiyle bir görüşme yaptıklarını şöyle anlatıyor. Anlatım ve notlarda, cemaatin MİT, Emniyet ve yargıda yaptığı çalışmaların AKP içerisinde bazı isimler tarafından engellendiği iddia ediliyor. Savcılık da o anlatımlar ve notların açıklamasını şöyle yapıyor: “... İlhan İşbilen’i, Hüseyin Çelik ve Bülent Arınç’ın bir yere davet ettiği... Cemaatin MİT, Emniyet ve Yargı yapılanmasına devletin bazı kurumları tarafından çalışma yapıldığını... Ömer Çelik , Efkan Ala ve Beşir Atalay’ın hükümet nezdinde çok yetkili oldukları... Hükümet içerisindeki cemaat yapılanmasının etkisizleştirileceği... Cemaatin adamı olan M.A.’nın etkisizleştirilereceği...” Daha bitmedi...

İlhan İşbilen, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.

Davetle ilgili örgütün değerlendirme notu:
AK Parti içerisinde tekrar örgütlenelim


3 - 721 sayfalık iddianamede aynı polis memuru, FETÖ Çatı Davası’ndan tutuklu İlhan İşbilen’in cemaat içerisinde etkinliğinin 1980’li yıllara dayandığını ifade ediyor ve iddianame şöyle sürüyor: “... Bu davet ile ilgili cemaatin kendi içerisinde yaptığı değerlendirmede notta bazı kurumlar diye geçen MİT’in, cemaatin ünite yapılanması olarak nitelendirilen MİT, Yargı ve Emniyet yapılanması ile ilgili bir çalışma yaptığı...Hatta bu çalışmaya karşı cemaatin karşı bir direnç gösterdiği, bu direnç neticesinde cemaatin ünite yapılanmasına tekrar gittiği anlaşılmaktadır. Cemaate göre Ömer Çelik, Efkan Ala ve Beşir Atalay cemaati hiç sevmezler. Cemaatin, hükümetteki etki alanının azaldığı, kadroların bu üç isim üzerinden gittiği, bu sebeple kadrolaşma sıkıntısı yaşandığı, bu nedenle İlhan Bey’in (İşbilen) uyarılması istenmiştir. (Arınç ve Çelik’in davetiyle) İlhan bey (İşbilen) veya cemaate yakın başka isimlerin de hükümette başka kanallarla etkin hale gelmelerinin sağlanması, hükümet veya AK Parti içerisine cemaat ismi ve kurumları kullanılmadan milletvekilleri yoluyla cemaatle bağlantılı kişilerin yerleştirilmesi ve etkin hale getirilmesi amaçlanmaktadır.”