BUNU YAZMAK GEREK

CHP bu kepazeliğe derhal el koymalı


Adım gibi biliyorum ki milyonlarca kişi “Aman” diyor, “CHP dikkat, bize tekrar 1989-1994’ü yaşatma.”
Bu konuda o kadar çok mesaj alıyorum ki anlatamam.
Hele kimi CHP’li belediyelerde eş, çocuk, dost, akraba kayırmaları ile ilgili listeler dolaştıkça panik daha da büyüyor.
Nedir bu panik?
Tıpkı 1989-1994 arasında olduğu gibi, CHP’nin adının yolsuzluklarla anılması ve 25 yıl bir daha iktidar yüzü görünmemesi.
O yıllar tıpkı bugün gibiydi.
İktidarda ANAP vardı.
Tıpkı bugünkü gibi ANAP yolsuzluklarla, adam kayırmalarla, çirkin uygulamalarla anılıyordu.
Hani meşhur bir “Çalıyor ama çalışıyor” lafı var ya, işte o söz bugün değil o günlerde icat edilmişti.
ANAP sadece 6 yılda o kadar kötü bir şöhret oluşturmuştu ki, vatandaş 1989 yerel seçimlerinde “Yeter artık” diyerek oyunu o günün SHP’sine kaydırmıştı.
Peki ondan sonra ne olmuştu? SHP’li belediyeler çok büyük yolsuzluklar, hırsızlıklar mı yapmıştı?
Hayır.
Bilinen en büyük yolsuzluk İstanbul’daki İSKİ olayıdır ve buradaki hırsızlığı ortaya çıkaran ve yetkilileri hemen görevden alan kişi de bizzat SHP’li Belediye Başkanı Nurettin Sözen’dir.
Ama ne oldu biliyor musunuz? (hatırlamayanlara tabii) Vatandaş “Ben” dedi, “ANAP’ın yolsuzluklarından bıktığım, onun cezasını vermek istediğim için oyumu SHP’ye kullandım, onların yolsuzluk, hırsızlık yapmayacağına inanmak istedim” diye ekledi.
Kısacası “Çalıyor ama çalışıyor” sözünün atasözü haline geldiği bir dönemden sonra SHP çok büyük sorumluluk üstlenmiş oldu ve halk en küçük hatayı bile affetmedi.
Şimdi de durum farklı değil.
CHP başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye’nin nüfusu en yoğun yerlerinde seçimi “çok iyi olduğu” için değil, halk AKP’den bıktığı için kazandı.
Meşhur “Çalıyor ama çalışıyor” sözünün 1 ay öncesine kadar geçerli olduğu Türkiye’de, halkın yeni bir yolsuzluk, adam kayırma, adaletsizlik rüzgarına tahammülü yok.
Bu nedenle en küçük bir hata bile CHP’nin en az bir 25 yıl daha sandığa gömülmesine neden olabilir.
Son günlerde kimi CHP’li belediyelerde yapılan “ballı atamalar” manşetleri süslüyor.
Elbette yandaş-tetikçi medya bu işi olduğundan çok daha fazla gösterip köpürtüyor.
Ama hiç fark etmez.
CHP dikkatli olmak zorunda.
Bu nedenle kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı.
“Bu benim adamım” denmemeli “Ama AKP de yapmıştı” gibi ahmakça bir bahanenin arkasına sığınılmamalı.
Öyle ki sırf ibret olsun diye göreve gelir gelmez eş, dost, akraba kayırmalarına başlayanlar çok sert biçimde uyarılmalı, tekrarı halinde kesinlikle ihraç edilecekleri ilan edilmeli.
Dürüstlük, ilkeli olmak, ahlak ve namus lafla gösterilmez, yaşanır.



DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Bu liste CHP’nin utanç listesidir


Ortalıkta bir liste dolaşıyor.
Bizzat CHP’liler dağıtıyor.
Bu listede bazı belediye başkanlarının eş, dost, akraba kayırmaları var.
Liste CHP’li olduğunu bildiğim sitelerde de yayınlandı ve şu ana kadar “Bu doğru değil” açıklaması gelmediği gibi “Bazıları yanlış” bilgisi ve ulaşmadı.
Bu liste aslında utanç listesidir.
AKP bunları yıllardır tepe tepe yapıyor, elbette ses çıkmıyor.
Çıkmayacaktır da çünkü bu tür usulsüzlükler onların fıtratında var.
Bırakın halkın bu konudaki tepkisini, demokrasi ve hukuk düzenine bağlı bir siyasi anlayış bu tür uygulamalar içinde olamaz.
CHP yönetimi bu listeyi elbette biliyordur ama bir kere de ben yayımlayayım.
Üstüne şunu da söyleyeyim; bugünden itibaren bu yönde gelen bilgileri de her gün yayımlarım.

Eşe, dosta, akrabaya torpil listesi (Şu ana kadar öğrenilenler)

- Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, damadını Başkan Yardımcısı yaptı.
- Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, teyzesinin oğlunu Başkan Yardımcısı yaptı.
- CHP Genel Başkan Danışmanı ve Milletvekili Erdoğan Toprak, kardeşini Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı yaptı.
- Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, iki kardeşi ve iki kuzenine belediyede üst düzey görev verdi.
- Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek, kuzenini Bilgi İşlem Dairesi Başkanı yaptı.
- Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, oğlu Efe Uygur’u Genel Müdür Yardımcısı yaptı. Uygur’un eşini de belediyede görevlendireceği ancak tepkiler yüzünden bunu ertelediği öğrenildi.
- Torbalı’da, Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın kızı da Özel Kalem Müdürü olarak işe başladı.
- Birçok genel başkan yardımcısının yeğeni, kuzeni ve yakın akrabaları 31 Mart seçiminde meclis üyesi yapıldı.
- CHP’li Selçuk Belediye Başkanı Filiz Şengel, kuzenini belediyede sekreter yaptı.
- Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, amcasının oğlunun eşi Nuriye Kayalar’ı Özel Kalem Müdürü olarak işe aldı. Kayalar, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü de yapıldı.
- CHP’den Menderes Belediye Başkan aday adayı olan Mesut Taşdemir, Park Bahçeler Müdürü olarak atandı.
- Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’nin de kardeşi Zafer Köse’yi Özel Kalem Müdürü görevine getirdi.
- Adana Seyhan’ın CHP’li Belediye Başkanı Akif Kemal Akay’ın damadı Ahmet Erdal Şenyurt’u Özel Kalem Müdürü olarak atadığı ortaya çıktı.
- Çukurova Belediyesi’nde Başkan Soner Çetin’in kaynı Tolga Solmaz, Kültür Müdürlüğü’ne, kuzeni Ercan Çetin Satınalma Müdürlüğü’ne getirildi.
Şu açıkça bilmek gerekir.
AKP’nin bugüne kadar yaptığı ve hâlâ da devam ettiği bu tür uygulamaları, CHP veya muhalefetteki diğer partiler için bahane olamaz.


NOSTALJİ

“Çalıyor ama çalışıyor” sözü ile ilgili bir hikaye


Bugün AKP’yi destekleyenlerin “her ne olursa olsun” partilerini ve liderlerini sahiplenmeleri yıllar önce ANAP için de geçerliydi.
Ortalık çoğu kanıtlanmış bir dolu yolsuzluk, usulsüzlük iddiası ile dolardı ama ANAP’dan çıkarı olanlar buna karşı kör sağır ve dilsiz kalırlardı.
O tarihlerde henüz başarısızlıkları örtmek için “dış güçleri suçlama modası” icat edilmemişti.
İddialar karşısında çok bunalan ANAP’lılar “Tamam kardeşim, çalıyorlar ama çalışıyorlar” diyerek güya kendilerine güçlü bir bahane bulduklarını sanarlardı.
İşte bu sözle ilgili o tarihlerden aklımda kalan bir hikaye.
Adamın biri müthiş Özal hayranı. Yakın bir diş doktoru dostu da tam tersi.
ANAP’lı sıkışınca “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” sözünün arkasına sığınıyor.
Arkadaşı bir gün ANAP’lıyı sıkıştırıyor: Diyelim ki bana geldin, dişlerin çok feci. Ben hepsini sana hiç sıkıntı çektirmeden, asla acı vermeden tedavi ediyorum. Ama sen koltukta otururken askıya astığın ceketinin cebindeki cüzdanından bir miktar para alıyorum. Sen bunu görüyorsun. Ama dişlerini o kadar iyi tedavi ediyorum ki, bunun hatırına ses çıkarmıyorsun. Yapar mısın bunu?
ANAP’lı kekeleyerek, “Olmaz tabii” diyor, ama yine de dayanamayıp “Onunla bu bir değil” diye kestirip atıyor.
Şimdi herkes kendi vicdanında muhasebe yapsın: Usulsüzlüğü, yolsuzluğu, hırsızlığı gördüğünüzde “Ama işini çok iyi yapıyor” diye başınızı kuma gömer misiniz, bunu yaptığınızda haklı olduğunu vicdanınıza anlatabilir misiniz?