ACAİP YAZILAR

Vah zavallı yetmezci vaaaaah


İsmini Ergenekon, Balyoz, Odatv, Fuhuş ve Casusluk gibi dava süreçlerinden ama özellikle 2010 Anayasa Referandumu’ndan çok iyi hatırlayacaksınız.
Atilla Yayla.
Profesör unvanı taşıyor.
Kendisini ve kendisi gibi olanları “demokrasi kahramanları” olarak tanımlıyordu.
Sorarsanız müthiş bir hukuk mücadelesi veren, hak ve özgürlükler için çırpınan, ezilmişlerin yanında egemenlere karşı duran bir abide zannedersiniz.
Oysa bütün özelliği AKP geleneğinden gelmediği, o zihniyetle aslında uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen AKP ve Erdoğan’ın arkasında durması.
Akademik yetkinliği nedir elbette bilemem, pek güçlü olacağını da sanmıyorum, ama ünlü “Yetmez ama Evet” sloganın mucitlerinden biriydi.
Erdoğan’ı yüceltmek, AKP’ye seçim kazandırmak için çok çabaladı ve karşı devrime kova kova suyu fütursuzca taşıdı.
Ben bilmiyordum meğer kendisini Haliç Üniversitesi’ne koymuşlar.
Nedenini de bilmiyorum, kendi mesajından anladığım kadarıyla sonra da işten atmışlar.
Yetmezci profesör bunun üzerine mahkemeye gitmiş.
Ancak mahkemeyi de kaybetmiş.
Üstüne üstlük üniversite avukatları vekalet ücreti için icra takibine başlamaz mı?
Profesör isyanlarda.
Şöyle bir tweet atmış;
“Haksız ve hukuksuz şekilde beni işten uzaklaştıran Haliç Üniversitesi’ne karşı iş mahkemesinde açtığım davayı Yargıtay kararı ile kaybettim. Yargıtay bir de davalı lehine vekalet ücreti çıkartmış. Haliç Üniversitesi ise hakkımda icra takibi başlatmış. Nerede kalmıştık?”
İbretlik duruma bakar mısınız?
Bu iktidar için eğilip bükülen ve güya hukuk mücadelesi veren, iktidarın cemaatçilere yaptırdığı kumpasları aslanlar gibi savunan, “suçsuzsanız niye korkuyorsunuz, gelin yargılanın ve aklanın” diye akıl veren bu adam şimdi diyor ki “haksız hukuksuz atıldım, mahkeme de bunu tescil etti.”
İyi de hani Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan sayesinde tabular yıkılmış, hukuk düzeni kurulmuş, vesayet bitmiş, hak ve adalet sağlanmıştı.
Yargı kumpasların aleti olup insanlara cehennem azabı çektirirken çok iyi, sıra kendine gelince “Bu nasıl adalet.”
Kendisine “liberal” maskesi takan bu tiplerin sefilliği bir kere daha ortaya çıktı.
Belli ki tıpkı bazı diğer “yetmezciler” gibi bu profesörün de son kullanma tarihi gelmiş ve buruşturulup bir kenara atılmış.
Biraz diklenince de yargıyla kafasına vurmuşlar.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Yahu be adam bir tane bile mi dostun yok?


Öyle zannediyorum ki yetmezci profesör güya haksızlığa uğradığını anlattığı tweeti attığına bin kere pişman olmuştur.
Gerçi diğer yazıda okuduğunuz gibi yine aynı kibirle takipçilerine hakaretler ediyor ama herhalde kendisine gelen tepkiler nedeniyle uyku bile uyuyamıyordur.
Diyorum ki “Allah kimseyi bu kadar zavallı hale düşürmesin.”
Profesörün tweetinin altına bine yakın yorum mesajı atılmış.
Sadece iki tanesinde “üzüntü” belirtiliyor. Gerisi çok fena.
Yerim elbette yetmez ama bazıları sizlerle de paylaşmak istedim.
Okuyun ve karşı devrime su taşıyanların aslında toplumun daha aydınlık kesimlerinden nasıl tepki aldığını ibretle görün;

Şu süreçte bana en anlamlı gelen ayetlerden biri “Bir de sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur; sonra yardım da
- Bu ülkede güzel şeyler de oluyor..
- Demokrasi çıtasını iyi saplamışlar size
- Herkes yaptığını misliyle ödesin.
- AKP yalakalığı yapıyordunuz, kaldığınız yerden devam edebilirsiniz sayın liberal.
- Kullanım süreniz dolmuş demek.
- Size müstehak
- Muhalif olmak için çok geç kaldın, Saraya sığın.
- Ülkeye yerleşsin diye o kadar uğraştığın AKP zihniyetinden sana hediye. Kendi zehrinden içmişsin, afiyet olsun.
- Kendin ettin kendin buldun be Ati.
- Klişe ama gerçekten çok doğru bir söz olan “hukuk birgün herkese lazım olur” tecelli etmiş
- Hurmalar tırmalar efenim...
- Suçunuz yoksa dönersiniz
- Demoqraaasi.
- Çok üzüldük. Senin için 3 gün yas ilan ediyoruz.(!)
- Suçunuz yoksa dönersiniz. demek ki birşey yaptınız. Yargtaydan (devletten) iyi mi bileceksiniz.
- Eee topçu kışlası inşaatında çalışırsınız işte ne güzel
- Terazisini bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar
- İleri demokrasi ve özgürlüklerin olduğu ülkelerde olur böyle şeyler:)))))
- 12 Eylül 2010’dan başlayabilirsin.
- Acıdı mı hocam
- Ne ekersen onu biçersin
- Suçlu Cehape
- Keşke kasabın bıçağını yalamasaydınız,
- Çok üzüldüm, umarım icra davası bir şekilde hapis cezasına falan çevrilir asdfgbnmmcc
- Bunu yargının Kemalistleşmesi diye okumlayabilir miyiz?
- Bir insanın sınırsız güç istemini, demokrasi mücadelesi olarak yoracak kadar kördünüz
- İleri demokrasi bünyenize ağır geldi galiba...
- Sizin gibilere “YETMEZ AMA EVET!”
- Eeee yalakalık yetmiyor bazen...

CANIMI SIKAN ŞEYLER

AKP’ye destek verirken kabaran hindi gibiydi


İktidarın cemaatle birlikte kullandığı sözde liberallerin öncülerinden Atilla Yayla yazılarında televizyon tartışmalarında bu ülkenin vatanseverlerini, demokrasi ve hukuka gerçekten inanları çileden çıkarırken Twitter üzerinden de karşı devrime su taşıma görevini yerine getiriyordu.
Son derece özgürlükçü bu profesör bir tarihte şöyle bir tweet atmıştı; Sözcü’nün ve Ulusal Kanal’ın yayın yapabildiği bir ülkede basın özgürlüğü yok demek hiç inandırıcı gelmiyor.
Bir başka tweeti de şöyleydi; Tek Türkiye Partisi yani Türkiye’nin her kesiminden oy alabilen tek parti Ak Parti’dir.
AKP’ye “saygılar sunduğu” bir tweeti de şuydu; Kim hangi sistemi istiyor? Ak Parti ve MHP cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine taraftar. CHP, İP ve HDP’nin hem ne istediği belli değil hem de yaptıkları yorum ve değerlendirmeler yanlış.
Espri yapacağım derken kendini yakan bir başka sözde liberal yetmezci için de şöyle bir destek tweeti atmıştı; İnanıyorum ki Rasim Ozan Kütahyalı bu zor zamanları atlatacak.

BUNU YAZMAK GEREK

Karşı devrime su taşıyan profesör gelen tepkilere çok kızmış


Atilla Yayla, Twitter hesabına gelen tepkilere belli ki çok öfkelenmiş, iki gün sonra şöyle bir cevap metni yazmış;
“1/Haliç Üniversitesi ile yaşadığım ihtilafta yargı sürecinin aleyhime sonuçlanması bazı habis ruhların kendilerini bir kere daha açığa vurması için iyi bir vesile teşkil etti.
2/Ruh hastası tiplere sesleniyorum:  Sizinle sizin üslubunuzla muhatap olacağımı zannediyorsanız aklınıza şaşarım. Kötülük ve karaktersizlik  her tarafınızdan dökülüyor. Allah müstehakınızı versin!”
Profesörle kimsenin tartışacağını sanmıyorum.
Zaten kimse cevap da beklemiyordur.
Ülkeye bunca zarar verdikten sonra mağduru oynamaya kalkan ve bu uğurda kendi ilkelerini de ayaklar altına alan birini zaten herkes yeterince ciddiye almamış mıdır sizce?
NOT; Bu tweetlerin altına yazılanları ise herhalde tahmin ediyorsunuzdur.

ÇOK GÜLDÜM

İki pazar fıkrası


Bu hafta pazar ikin Yıldırım Tuna’dan iki fıkra geldi;

Pantolon seçimi

Adam kendine pantolon seçerken tezgahtar “Düğmeli mi olsun, yoksa fermuarlı mı?” diye sormuş, “Aman düğmeli olsun..!” diye atılmış karısı, “Bunun önü fermuarlı bir ceketi var, seninki ha bire kravatını sıkıştırıp duruyor!”

Fil Hafızası

Karı-Koca resim sergisini gezerken adam çırılçıplak bir kadın resminin karşısında donakalmış. “Bu.. Bu ressam senin arkadaşın değil mi?..” diye şaşkınlıkla sormuş. “Evet” diye cevap vermiş kadın
“Ama bu resim sana benziyor, ona çıplak poz verdin mi?”  diye bir daha sormuş
“Ne alakası var” demiş kadın sinirlenerek, “Ahlaksız herifte ‘Fil Hafızası’ varmış, o kadar.”