İstanbul gibi ülke büyüklüğündeki bir metropolün susuz kalma ihtimali, ciddi mesele. Son günlerde devletin en üst makamlarında gündem konusu. Sesi yüksek ve yaygın çıkan iktidar medyasına baktığınızda, sanırsınız ki bu riskin sorumlusu belediyelerdir. Oysa öyle değil. Eğer iki büyük metropolde susuzluk riski baş gösterecekse, bunun sorumlusu merkezi hükümet yani siyasi iktidar ve onun yönettiği bağlı kuruluşlardır.

Bugün Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye bağlı bir kuruluş olan Devlet Su işleri (DSİ), İstanbul’a yılda 1 milyar 77 milyon metreküp su sağlayacağı iddiasıyla hazırlanıp inşaatına başlanan ve yıllardır kamu kaynaklarından milyarlar harcandığı halde bitmeyen Melen Barajı’nı konu alan yazıma (Cumhuriyet) 5 Ağustos 2018’de şu açıklamayı göndermişti:

- Bölgenin 1. derece deprem bölgesinde olması nedeniyle, baraj emniyeti ve güvenliği açısından, su tutma öncesi baraj ölçüm tesislerindeki veriler, yapılan baraj kazıları sonrası güncelleştirilen jeolojik durum, deneyimli uzman müşavirlerce değerlendirilmektedir.

- Zeminde bir iyileştirme gerekip gerekmediği hususu henüz kesinleşmemiş olup, çalışılan konu baraj çevresinde yer alan mevcut fay hatları nedeniyle deprem durumunda baraj-zemin ilişkisine bağlı olarak zeminde ilave tedbir alınması gerekip gerekmediğidir.

- Barajın kendi yapısında herhangi bir deformasyon kesinlikle söz konusu değildir. Yapılmasını zorunlu gördüğümüz detaylı tüm çalışmalar bittikten sonra gerekirse ilave tedbirler alınarak su tutulma işlemine başlanacaktır

SUSUZLUĞUN SORUMLUSU

Hafızasızlık, toplumun unutkanlığı AKP’nin siyaset oyununda altın değerinde role sahip. Talimatlı satın almalarla propaganda aygıtına dönüşen medya, sağladığı konfor alanlarıyla soru soramaz hale getirdiği “gazeteciler”, bu rolü pekiştiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşünde İstanbul ve Ankara’nın yakında susuz kalma tehlikesine dikkat çektiğinde şu soru akla gelmiyor, gelse de sorulmuyor, sorulsa da göremiyoruz sözgelimi:

“Bu tehlikeyi önleyecek, sizin defalarca programınıza koyduğunuz Melen Projesi neden bitmedi?” 

ZEMİN PROBLEMİNE NE OLDU

Melen Barajı’nın sağlam kaya zeminine oturtulmadığını, gövdede çatlamalar meydana geldiğini, bu durumun müşavir şirket çalışmalarıyla saptandığını ancak bu durumun korkudan siyasi sorumluluğu bulunan kişilerle paylaşılmadığını neredeyse 1.5 yıl önce yazdığımda gelen açıklama, yukarıda.

Ta 16 ay önce zeminin fay hattında olması nedeniyle, ek tedbir alınıp alınmaması konusu düşünülüyordu. Açılış tarihi dört kez ertelenen, eski bakan Veysel Eroğlu’nun bırakın günü ayı, saat vererek açılış tarihi taahhüt ettiği  barajda su tutulmuş olsaydı herhalde hepimizin haberi olurdu öyle değil mi? Demek ki hâlâ çalışmalar devam ediyor.

ÇÖZDÜK DEĞİL “İNŞALLAH ÇÖZDÜK”

DSİ yetkililerinin 2018 yılındaki açıklamalarına göre yapım ve kamulaştırma için 1.5 milyar TL kaynak harcanan Melen Projesi, İstanbul’un sigortası olarak görülüyordu. O nedenle DSİ’nin, kafa karışıklığını da önlemek için, bu iddialı projedeki son durumu kamuoyuna açıklaması gerekiyor.

Şimdi atıf yapılan dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu’nun “Çözdük” dediği İstanbul’un su sorunuyla ilgili sözlerinin başında bir “inşallah” kelimesi yer alıyordu:

“İnşallah önümüzdeki yıl Melen’in devreye girmesiyle bırakın 2018’i, 2071 yılına kadar İstanbul’un su problemini olmayacak şekilde çözdük. Merak etmesin İstanbullular, istedikleri kadar su kullansınlar ama tasarrufa da riayet etsinler.” (11 Kasım 2017/ İslam İşbirliği Teşkilatı 1. Su Konseyi Toplantısı)

O “inşallah” içinde neler olduğunu ve olacağını bilmek hakkımız. Çünkü biz unutmuyoruz.