Sayıştay’a göre:

- Bir İBB şirketi olan KİPTAŞ’ın 266.5 milyon TL kârını İBB hesabına yatırmaması, kamu zararı değil.
- İBB’ye ait 2378 adet taşınmazın kanunsuz biçimde işgal edilmesi, 208 milyon TL olarak hesaplanan haksız işgal alacağının (ecrimisil) 164 milyon TL’sinin tahsil edilemeyişi, kamu zararı değil.
- İstanbulkart üzerinden yapılan toplam 147.5 milyon TL’lik sosyal yardımların sadece 9 zincir markette geçerli olması ve bu zincirlerin indirim yapmadığı gibi İBB’ye ödemede bulunmaması, kamu zararı değil.
- MSB ile protokol imzalayan İBB’nin bu protokol uyarınca 192 milyon 151 bin TL tutarında bakım ve onarım yapmasına karşın, protokoldeki devirlerin gerçekleşmemesi üzerine bu harcamanın boşa gitmesi kamu zararı değil.
- 27.2 milyon TL tutarında asgari ücret kesintisinin Hazine’ye gönderilmemesi kamu zararı değil.
- İSKİ’ye ait içme suyu arıtma tesislerinde kullanılan elektrik bedelinin sanayi tarifesi yerine ticarethane tarifesinden ödendiği saptanmasına rağmen 4 milyon 948 milyon TL’lik  bu tutar kamu zararı değil.

★★★

Sadeleştirmeye çalıştığım bu liste çok daha uzun. Sayıştay’ın İBB hesaplarını denetlediği 2017 yılı raporunda yer alıyor. 2018 Ekim’inde yayımlanan o rapor hâlâ Sayıştay sitesinde duruyor. (Binali Yıldırım ile birlikte İsmail Küçükkaya moderatörlüğündeki yayına çıkan Ekrem İmamoğlu’nun ekranda gösterdiği rapor o.)
Yazının girişindeki liste de 178 sayfalık bu rapordaki 60 bulgudan seçildi.
Raporda yer aldığı halde denetçilerin toplam bir rakam sunmadığı bu tutarlar, İBB’nin CHP’li Denetim Komisyonu Üyesi Tarık Balyalı’nın çalışmasıyla ortaya çıkmıştı.

★★★

Belki de yüzyılı geçen tarihinde ilk kez 24 saat dolmadan iki açıklama yapan Sayıştay’ın, ikinci açıklamasında defalarca tekrarlanan “Kamu zararı söz konusu değildir” cümlesi tekrarlandıkça, inandırıcılık kaybına uğruyor.
Haksız işgaller, kâr payı aktarmamalar, marketlere kazanç transferlerine dair bütün bu başlıklar Sayıştay’ın idarenin daha dikkatli davranması yönünde tavsiyelermiş meğer.
İkinci yazılı açıklamada “Sayıştay raporlarında İBB tarafından bazı sivil toplum kuruluşlarına yardım yapıldığına dair bir değerlendirme bulunmamaktadır” ifadesi var.
Bu ifade, İmamoğlu’nun vakıflara sağlanan destekleri eleştirerek gösterdiği ve bir İBB raporu olan “İBB Okul/Yurt/STK 2018” başlıklı faaliyet raporu ile Sayıştay raporlarının  bazı seçmenlerce karıştırıldığını gösteriyor.
Yine de Sayıştay’ın İBB raporunda “Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler” başlığı karşısında 219.9 milyon TL’nin kayda geçirildiğini hatırlatalım.

PEKİ KAMU ZARARI RAPORU NEREDE?

Açıklamada araya sıkışmış önemli bir paragraf mevcut:
“Sayıştay Kanunu çerçevesinde bir idare denetimi sırasında, ‘usulsüzlük’ ve ‘kamu zararı’ doğuran bir husus tespit edildiğinde, bu husus ayrı bir rapor düzenlenmek suretiyle Sayıştay yargılamasına konu edilmektedir.”
Sayıştay bu beyanıyla aslında yargılamaya esas rapor yazdığını kabul ediyor.
Gelin görün ki, yargılamaya esas bu raporlardan biri bile TBMM’ye gönderilmiş değil.
Aslında sevinmemiz lazım; 24 milyar TL bütçeli bir kurumda tek kuruşluk bir yolsuzluk tespit edilememiş.
Yoksa yolsuzluk saptadığı halde TBMM’den saklandığını mı düşünüyorsunuz?
Sayıştay’ın saygınlığını koruyalım.